1. 51.
    0
    -şey bilmem ki.hayırdır, nerden icap etti şimdi?
    -bilmiyorum birden içimden geldi. seninle o kadar zamandır arkadaşlığımız var, sana bir jest yapayım dedim. ayrıca sana söylemek istediğim önemli şeyler var. beni kırmazsın değil mi?
    i̇pek ışıl ışıl gülümsedi. gözlerinin içi parlamıştı bir anda.
    -seni kırmak yapmak isteyeceğim en son şey. akşam biraz işim vardı ama boş ver. saat kaçta?
    -saat 8.00-8.30 gibi uygun mu?
    -tamam anlaştık,o saatlerde hazır olurum.
    -tamam o zaman, seni evden alırım.
    bir anda neşem yerine gelmişti.i̇lk aşamayı sorunsuz halletmiştim. beraber biraz daha sohbet ettik. günlük şeylerden konuştuk. gerçekten efsane haklıydı galiba. kız benim yanımda çok neşeliydi. biraz sonra ikimizde derslerimize girdik.o günkü derslerimi ve çalışmalarımı hallettim. akşamı iple çekiyordum, içim içime sığmıyordu. okuldan çıkınca hemen eve gittim. güzel bir banyo yaptım ve tıraş oldum. gardırobumdaki en şık takım elbisemi çıkardım. biraz sonra tamamen hazırdım, aynaya son bir kez baktım.
    -mükemmelsin oğlum. hadi şansın açık olsun.i̇nşallah çok heyecanlanıp saçmalamam.
    bir arkadaşı arayarak arabasını ödünç istedim ama arkadaşım işi olduğunu söyleyerek vermek istemedi.eh ne yapalım, hemen yola koyuldum .o gün nezih bir restorandan rezerve yaptırmıştım.bir çiçekçiye uğrayarak güzel bir buket yaptırdım. saat 8.00 de i̇pek’in evinin önündeydim. evine çıktım ve kapıyı çaldım.i̇pek kapıyı açtığında gözlerim kamaşmıştı. üzerinde çok şık, siyah bir elbise vardı. eteği diz boyundaydı ve siyah çorapları vardı. ayaklarında ise kapalı ama çok şık ayakkabılar vardı. yüzünde sade ve çok güzel bir makyaj vardı. saçları ise dümdüzdü. anlaşılan fön çektirmişti.
    -oh aman tanrım. birden güneş mi doğdu,bu ne güzellik?
    i̇pek en sıcak gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.
    -asıl güneş şimdi doğdu galiba.bu yakışıklı bey de kim? gözlerim kamaşıyor.
    -aman efendim teveccühünüz *
    kibar bir hareketle kızın elini öptüm ve çiçekleri sundum.i̇pek çok duygulanmıştı.
    -çok incesin mahmut * teşekkür ederim,ne güzel çiçekler bunlar.
    -buraya gelinceye kadar öyleydi.ama sen kapıyı açınca birden soluverdiler. birilerini kıskandılar galiba *
    -ah canım benim, çok teşekkür ederim. çiçekleri bir vazoya koyayım çıkalım.
    biraz sonra evden beraber çıktık.i̇pek koluma girmişti, sokakta ağır ağır yürüyorduk.
    -ya i̇pekçiğim bir araba ayarlamaya çalıştım ama olmadı. arkadaşların işleri varmış. aslında bahane ya,ne zaman işim düşse hep böyle olur zaten.
    -boş ver canım ne gerek var? bizde limuzinler içinde büyümedik yani. şuradan bir dolmuşa bineriz şimdi.
    -dolmuş olur mu ya?bir taksi tutayım.
    -öff ne taksisi yaa? parayı bol buldun savuracak yer arıyorsun galiba.bir dolmuşa binelim yoksa hiçbir yere gitmem.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster