1. 51.
    +1 -2
    üstad bediüzzaman’a göre, cenâb-ı hak hadsiz kudretini ve sonsuz rahmetini göstermek için insanı hadsiz derece aciz ve sonsuz derece fakir yaratmıştır hem isimlerinin hadsiz nakışlarını göstermek için insanı hadsiz elemlere ve lezzetlere mazhar kılmıştır nitekim insanın mahiyetinde yüzlerce duygu ve latîfe vardır ki, her birisinin elemi ayrı, lezzeti ayrı, vazîfesi ayrı, mükâfâtı ayrıdır âdeta büyük insan olan kâinatta tecellî eden bütün isimlerin, küçük kâinat olan insanda da cilveleri vardırsıhhatte ve âfiyette olmak, lezzetleri hissetmek, güzel tatları tatmak ve mutlu olmak gibi nimetler nasıl şükür gerektirir ve şükür dedirtir, o vücut makinesini çok cihetlerle vazifesine sevk eder, insan da bir şükür fabrikası gibi olursa; musibetler, hastalıklar, özürler, sıkıntılar, dertler, elemler ve muhtelif arızalar da o vücut makinesinin diğer çarklarını harekete getirir, heyecan verir i̇nsanın mahiyetine konulmuş olan acz, zaaf ve fakr madenini işlettirir böylece insan yalnız bir dil ile değil, her bir azanın dili ile allah’a sığınır, duâ eder, allah’tan ister ve allah’a niyaz eder güya insan o arızalar dili ile ayrı ayrı binler kalem hükmünde hareketli bir kalem olur hayat sayfasında misal âlemine giden levhalarda hayatının şükürlerini, zikirlerini ve tesbihlerini durmadan yazar allah’ın isimlerini böylece ilân eder, allah’ın isimlerinin manzum bir kasidesi hükmüne girer, fıtrat ve yaratılış vazifesini tam yapar1
    ···
   tümünü göster