lady godiva

çok genç yaşta, orta i̇ngiltere’deki mercia bölgesinin hakimi kont leofric adlı yaşlı bir soyluyla evlendi. bu bir aşk evliliğiydi, hem zaten sakson yasalarına göre bir kadın hoşlanmadığı biriyle evlenmeye zorlanamıyordu. evlendiler, ve dindar, yardımsever bir çift olarak hayatlarına coventry’ye yerleşip devam ettiler. ancak peri masalı burada bitmedi ve karı koca bir süre sonra anlaşamamaya başladı.
çünkü kont leofric kentin mali durumunu güçlendirmek için vergileri ağırlaştırıyor, hatırı sayılır miktarda bir mülkün sahibi olan genç karısı ise halkın yoksulluğuna kayıtsız kalamıyordu. lady godiva kocasını vergileri düşürmeye razı etmek için epey çaba gösterdi ancak hiçbir sonuç alamadı. hatta kocası onun bu çabası ve fikirleriyle dalga geçti, zaman zaman kahkahalara boğularak söylediklerine cevap bile vermedi...

çırılçıplak kenti dolaştı

oysa lady godiva pes edecek gibi değildi... ve bir gün sabrı taşan kont “pekala” dedi, “eğer çırılçıplak soyunur ve tüm halkın huzurunda pazar yerini baştan başa geçersen, istediğini yapacağım!” güzel lady godiva şaşkınlıkla kocasına baktı ve “eğer bunu yaparsam karşılığında vergileri düşürecek misin?” dedi. kont ciddi bir ifadeyle “evet” diye cevapladı. lady godiva belki kendisinin bile önceden ummayacağı bir kararlılıkla 18 çırılçıplak soyundu, atına bindi.
vücudunu örten tek şey upuzun saçlarıydı... genç ve güzel lady, yapacağına asla inanmadığı için “çırılçıplak yürü de tanrının mucizesini herkese göster” diyerek biraz da kendisiyle alay eden kont’un şaşkın bakışları altında kenti boydan boya kat eder. muzaffer bir edayla geri döndüğünde kont, gerçek bir soylu gibi davranır ve vergileri azaltmakla yetinmeyerek, atlara ilişkin olanlar hariç tüm vergileri kaldırır...
bu çılgın hikaye bu şekilde kapanıp unutulmaz elbette. pek çok kimse lady godiva ve hikayesi üzerine yazılar yazar. bu güzel ve cesur kadın pek çok kişiye yüzyıllar boyu ilham kaynağı olur