1. 101.
    0
    hep söylüyorum, biz çocukken midemiz bulanınca ekmek yedirirlerdi,
    grip "yatınca geçer"di, başın ağrıyorsa "çocukların başı ağrımaz" denirdi,
    uykun kaçıyorsa "oyuncaklarını düşün, güzel rüyalar görürsün" şeklinde konu halledilirdi!
    okuma yazmayı öğrenemiyorsan ya, "tembel"din ya "yavaştan, sağlam
    sağlam öğreniyor"dun!
    hüzünlü bir çocuksan "yazar olacak herhalde" derlerdi, yerinde duramıyorsan, etrafa saldırıyorsan bir tane çakarlardı, susup otururdun.
    kanaatimce pedagojinin zirve yaptığı yıllardı o yıllar.
    çünkü sonra sonra, koşup oynadıktan sonra öksüren çocuk 'astım başlangıcı',
    okuma yazmayı zor söküyorsa 'dislekgib', hüzünlüyse 'depresif', aşırı hareketliyse 'hiperaktif' diye nitelendirilmeye başlandı ve o sinameki yetiştirilen tipsizler şimdi büyüdüler! o kadar ilgi alaka sonrası ola ola ne oldular? emo!
    emo ne?
    hani beş-altı yıldır etrafta saçlarını gözlerinin tekini kapatacak şekilde öne öne tarayan, miskin görünüşlü, asık suratlı, beti benzi atmış, sıska, dar pantolonlu, converse'li, siyah ojeli ergenler var ya...
    taksim'de kaldırımlarda filan oturuyorlar.
    aha onlar emo!
    emo kelimesinin emotional'dan (hissi) geldiği, bu yavruların pek bunalımlı pek güvensiz ve duygusal olduğu, topluma uyum sağlayamadıkları için böyle takıldıkları söyleniyor.
    bizim zamanımızda punk vardı ya, onun gibi bir akım, ama bir halta yaramayanı!
    ···
   tümünü göster