1. 201.
    0
    alman ulusunu, örnek ulus olarak, alman küçük burjuvazisini de örnek insan olarak büyük lâflarla ilan etti. onun her aşağılığına, tam tersini ifade eden, gizli, yüksek, sosyalist anlamlar yükledi. nihayet komünizmin "kaba yıkıcılığı"na doğrudan karşı çıkarak ve tüm sınıf mücadelelerinin üstünde bir tarafsız yücelik taslayarak, çizgisinin son kertesine geldi. almanya'da, sosyalist veya komünist diye ortalıkta dolaşan ne kadar yazın varsa, çok az istisnasıyla hep bu kirli, bu cansız yazın alanına girer.[ 7 ]

    2. tutucu sosyalizm
    ya da burjuva sosyalizmi

    burjuva toplumunun kalıcılığını sağlamak için bir kesim burjuvazi sosyal sıkıntıları ortadan kaldırmaya yardımcı olmak ister.

    bu çerçevede: ekonomistler, filantroplar, insancıllar, çalışan sınıfların durumunu düzeltmeciler, yardımseverler, hayvan korumacıları, ılımlılık örgütçüleri, vardır. en çeşitlisinden köşe bucak reformcuları yani. hatta bu burjuva sosyalizminin bütün bir sistem olarak işlenenleri olmuştur.

    örnek olarak proudhon'un "philosophie de la misäre"ini [sefaletin felsefesi —çev.] ele alalım.

    sosyalist burjuvalar, modern toplumun koşullarını isterler, ama o koşulların kendisinden kaynaklanan mücadeleler ve tehlikeler olmaksızın. mevcut toplumu, onu devrimci dönüşüme uğratacak ve çözecek unsurlar kesilip çıkarılmış olanak isterler. burjuvazi olsun ama proletarya olmasın. kendi egemen olduğu dünyayı elbette ki en iyi dünya olarak görür burjuvazi. burjuva sosyalizmi bu iç ferahlatıcı tasarımını yanı ya da tam bir sistem oluşturmaya kadar vardırır. kendisinin sistemlerini gerçekleştirmesini ve bu yeni kudüs'e dahil olmasını proletaryadan talep ederken, aslında ona yalnızca, bugünkü toplumun içinde kal ama bu topluma ilişkin nefretlik düşüncelerinden arın, demiş oluyor.

    [bu] sosyalizmin daha az sistematik ve biraz daha pratik bir ikinci biçimiyse, bu yaşam koşullarında şu ya da bu siyasal dönüşümün değil de yalnızca bir tek değişimin, yani yalnızca ekonomik koşullarda bir değişimin yararlı olabileceğini kanıtlayarak işçi sınıfının her devrimci hareketini sakatlamaya uğraşmıştır. ama bu sosyalizmin, maddi varoluş koşullarını değiştirmek derken düşündüğü, asla ancak devrimci yolla olabilecek burjuva üretim ilişkilerinin ortadan kaldırılması değildir, onun düşündüğü, bu üretim ilişkileri zemininde uygulanacak, yani sermaye ile ücretli çalışma arasındaki ilişkide hiçbir şeyi değiştirmeyen, olsa olsa burjuvazinin egemenliğinin bedellerini azaltıp devlet bütçesini basitleştirecek yönetsel düzeltmelerdir.

    burjuva sosyalizmi kendine uyan ifadeyi, salt konuşan figür durumuna gelmekte bulur ancak.

    serbest ticaret! çalışan sınıfın çıkarına. korumacı gümrük! çalışan sınıfın çıkan için. hücreli hapishaneler! çalışan sınıfın çıkarına. burjuva sosyalizminin ciddi niyetli olduğu son sözdür bu.

    burjuvazinin sosyalizmi, zaten burjuvaların —çalışan sınıfın çıkarına— burjuva olduklarını savunmaktan ibarettir.

    3. eleştirel-ütopyacı sosyalizm
    ve komünizm

    burada, tüm modern devrimlerde proletaryanın taleplerini dile getirmiş olan yazından söz etmiyoruz. (babeuf'ün yazıları vb.)

    genel bir başkaldırı çağında, feodal toplumun yıkılma döneminde, proletaryanın doğrudan kendi sınıf çıkarını kabul ettirmeye yönelik ilk çabaları, hem proletaryanın kendi gelişmemişliğinden dolayı, hem de kurtuluşu için ancak burjuva dönemin ürünü olabilecek maddi koşulların ekgibliğinden dolayı, kaçınılmaz biçimde yenilgiye uğradı. proletaryanın bu ilk hareketlerini izleyen devrimci yazın, içerik olarak ister istemez gericidir. genel bir derviş kanaatkârlığı ve kaba bir eşitçilik önerir.

    esas sosyalist ve komünist sistemler, st-simon'un, fourier'nin, owen'ın vb. sistemleri, proletarya ile burjuvazi arasındaki mücadelenin yukarıda belirttiğimiz gelişmemiş ilk döneminde ortaya çıktılar. (bkz: burjuvalar ve proleterler)

    bu sistemleri bulanlar gerçi sınıf karşıtlığını egemen toplumun kendisindeki çözücü unsurların etkinliği olarak görüyorlar. ama proletarya cephesinde hiçbir tarihsel özerk girişkenlik, ona özgü hiçbir siyasal hareket görmüyorlar.

    sınıf karşıtlığının gelişimi, sanayinin gelişimiyle başa baş yürüdüğü için, onların önünde proletaryanın kurtuluşunun maddi koşulları da bulunmuyor ve öncelikle bu koşulları yaratmanın toplumsal yasaları, toplumsal bilimi peşinde gidiyorlar.

    toplumsal faaliyetin yerini onların bulucu kişisel faaliyetlerinin alması gerekiyor, kurtuluşun tarihsel koşullarının yerini fantezinin alması, proletaryanın sınıf olarak adım adım gelişen örgütlenmesinin yerini kendi bulup çıkardıkları toplumsal örgütlenmenin alması gerekiyor. onlara göre geleceğin dünya tarihi, propagandaya ve kendi toplum tasarımlarının uygulamada hayata geçirilmesine indirgeniyor.

    tasarımlarında esasen en çok acı çeken sınıf olarak emekçi sınıfın çıkarlarını temsil ettiklerinin bilincindeler gerçi. ama proletarya onların gözünde yalnızca en çok acı çeken sınıf olma özelliğiyle var.

    gerek sınıf mücadelesinin gelişmemiş biçimi, gerekse kendi yaşam konumları, sınıf karşıtlığının çok üstünde olduklarını sanmaya zütürmüştür onları. toplumun tüm üyelerinin, en iyi durumda olanların da, yaşam koşullarını iyileştirmek isterler. bu yüzden hiç ayrım gözetmeksizin sürekli toplumun tümüne, hatta özellikle de egemen sınıfa çağrı yaparlar. çünkü sistemleri bir anlaşılsa, o sistemin en iyi toplum için en iyi tasarım olduğu kesin kabul edilecektir onlara göre.

    böyle baktıkları için de en başta devrimci eylemler olmak üzere tüm siyasal eylemleri kınarlar, hedeflerine barışçı yollardan ulaşmak isterler ve kuşkusuz başarısızlığa uğrayan küçük deneylerle, örnek göstermenin gücüne dayanarak, yeni toplumsal mukaddes kitaba yol açmaya çalışırlar.

    geleceğin toplumunun fantastik tasviri, proletaryanın henüz hiç gelişmemiş olduğu, dolayısıyla toplumu genel olarak dönüştürmek adına ilk anlamlı çıkışı için kendi tavrını da fantastik olarak kavradığı bir zamanda ortaya çıkmıştır.

    ama sosyal[ist] ve komünist yazılar, eleştirel öğeler de taşımaktadır. mevcut toplumun bütün temellerine saldırırlar. bu nedenle işçilerin aydınlanması için son derece değerli malzeme bırakmışlardır. geleceğin toplumuna ilişkin olumlu savları, örneğin kentle kır arasındaki karşıtlığın, ailenin, kişisel mülk edinmenin, ücretli çalışmanın kaldırılması, toplumsal uyumun öngörülmesi, devletin salt üretimin yönetimine dönüştürülmesi —bütün bu savlar, henüz yeni yeni gelişmeye başlayan ve onların da ancak biçimlenmemiş ilk belirsizlik evresinde tanıdıkları sınıf karşıtlığının ortadan kalkışını dile getirmektedir yalnızca. dolayısıyla bu savlar henüz salt ütopik bir anlam taşırlar.

    eleştirel-ütopik sosyalizm ve komünizmin önemi, tarihsel gelişimle ters orantılıdır. sınıf mücadelesi ne oranda gelişmiş ve biçimlenmişse ona ilişkin bu fantastik bakış ve ona yönelik bu fantastik mücadele, kuramsal haklılığını, pratik değerini aynı oranda yitirir. bu nedenle bu sistemlerin kurucuları yine de pek çok yönden devrimci oldukları halde, onların öğrencileri hep genci uçları oluştururlar. proletaryanın tarihsel ilerlemesi karşısında inatla ustalarının eski görüşlerine sarılırlar. bu yüzden sonuçta sınıf mücadelesini törpülemeye ve karşıtlıkları uzlaştırmaya uğraşırlar. hala toplumsal ütopyalarını deney yoluyla gerçekleştirme, ayrık phalanstere'ler oluşturma, home-colony'ler kurma, küçük bir i̇karya[ 8 ] —yeni kudüs'ün on iki sayfalı forma baskısı— meydana getirme düşleri kurarlar ve bütün bu i̇spanyol şatolarının yapımı için de burjuva yüreklerdeki ve cüzdanlardaki insanseverliğe başvurmak zorunda kalırlar. giderek yukarıda anlattığımız genci veya tutucu sosyalistler kategorisine düşerler, tek farkla ki, çok daha sistematik bilgiçlik vardır bunlarda ve kendi sosyal bilimlerinin yaratacağı mucizeye körü körüne inanmışlardır.

    bu yüzden, işçilerin olsa olsa yeni mukaddes kitaba cahilce inançsızlıktan kaynaklanabilen her çeşit siyasal hareketine kahırla karşı çıkarlar.

    i̇ngiltere'de owen'cilar çartistlere karşı, fransa'da fourier'ciler reformculara karşı böyle tepki gösteriyorlar
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster