1. 51.
    0
    -aman, lisedeyken bir çocukla çıkıyordum. hoş,sevimliydi ve başlangıçta hoşuma da gidiyordu.ama daha sonraları yok dışarı çıkmayacaksın,yok kimseyle görüşmeyeceksin,yok mini etek giymeyeceksin vs vs... ya terlik giymeme bile karışıyordu. onun yüzünden sınıf arkadaşlarımla bile doğru dürüst görüşemiyordum.i̇lk bir ay falan sabrettim ama hiçbir değişiklik yoktu. bende artık bunaldım ve bir gün onu terk ediverdim. şimdiler de öğrendim ki bir köylü kızıyla evlenmiş.onu evden hiç çıkarmıyormuş.tam bulmuş kendine göre.
    -ee güven olmazsa bu işler olmaz ki.ben i̇pek’e her zaman güvenmişimdir. zaten sevdiğimde ilk bunu ararım. yoksa hayat iki taraf içinde çekilmez hale gelir.bu şekilde ilişkisi biten bir çok arkadaşımı tanıyorum. nedense bazı insanlar böyle güvensiz oluyorlar.
    -aman aman benden uzak olsun da kime yakın olursa olsun. mahmut temennim o ki umarım senin kadar dürüst,ve senin gibi tertemiz, pırıl pırıl kalbi olan birisiyle tanışırım. ne yazık ki o kişi bile senin yerini dolduramayacak ama... neyse boş ver
    -canım benim.bu dünyada kimse eşsiz değildir. benim gibi hatta benden daha iyi bir çok kimseyle tanışacaksın emin ol.sen her şeyin en güzeline layıksın.
    -sen de öyle mahmut. şey sana bir hediyem var. gerçi sana layık değil ama...
    çantasından küçük bir paket çıkardı ve bana uzattı. birden şaşırmıştım, paketi heyecanla açtım.i̇çinde çok şık bir kol saati vardı. alev’e bakarak gülümsedim.
    -ya güzelim ne gerek vardı?:) bir sürü de para harcamışındır bunun için. mahcup oldum şimdi.
    -paranın ne önemi var canım? sana feda olsun. ayrıca gerektiği için değil, istediğim için aldım.
    kızı omuzlarından kendime çektim ve bir anda sarmaş dolaş olduk. daha sonra alev saati alarak koluma taktı. kolumda oldukça güzel duruyordu saat. kızın zevkini ve seçimlerini bir kez daha taktir etmiştim. alev:
    -saati alırken tek başıma değildim mahmut. annemle beraber seçtik. baksana annem bu akşam seni bize davet ediyor. beraber son kez yemek yiyelim istiyor, ayrıca işıl da gelecek. gelirsin değil mi?
    -ya ne bileyim. şimdi mustafa’ya ayıp olmaz mı?
    -ya lütfen mahmut.ne ayıp olacak, sürekli onlarda kalmıyor musun zaten?hem senin adına ben izin alırım merak etme. annem mutlaka bekliyor seni. geleceksin değil mi?
    -seni kıracağıma kafamı kırayım daha iyi. tamam akşama geleceğim.
    birden çocuk gibi sevindi alev. bütün gün beraber gezerek ve denize girerek vakit geçirdik. akşama doğru alev mustafa’nın ailesini arayarak benim adıma izin almıştı bile.ben de bir buket çiçek yaptırarak evlerine gittim. beni alev karşıladı kapıda. üzerinde çok güzel bir tişört ve mini etek vardı. ayaklarında benim aldığım terlikler vardı. beni içeriye aldı. işıl da evdeydi. biraz sonra harika bir sofra balkona kuruluverdi. figen bütün maharetlerini yine konuşturmuş ve mükemmel yemekler hazırlamıştı. yemekten sonra harika bir muhabbet faslı başladı. konu konuyu açıyor, neşeli esprilerle kahkahalar atıyorduk.bir ara konu alev ile dikiş makinesinde yaptığımız şeyden açıldı. işıl çok merak etmişti. alev ile figen de olayı işıl’a anlattılar. işıl:
    -ne kadar ilginç ayol. alev’in dikiş muhabbeti buydu demek ki.açıkçası bende bir denemek isterdim.
    alev yüzüme gülerek baktı. sonra işıl’a döndü.
    -olabilir, mahmut’ta isterse sana gösterebilirim. tabi annem izin verirse
    figen.
    -ay delisiniz siz kızlar. gidin naparsanız yapın. makinamı bozmayın yalnız.
    bende istiyordum tabiki. makinenin yanına gittik. deniz yatağını getirmeyi ihmal etmemiştik tabi.ben makinenin pedalında yerimi aldım. önce alev makinanın başına oturdu ve beni hızlıca sallamaya başladı. işıl’a da bu işin nasıl yapılacağını gösteriyordu.ben ise kendimden geçmiş gibiydim. alev’in harika ayaklarının arasında yukarı aşağı doğru sallanıyordum.10 dakika kadar salladıktan sonra makinanın başına işıl geçti.o da hızlıca beni sallamaya başladı.o palet gibi ayaklarının arasında makinanın tıkırtılarıyla sallanıyordum.tek gördüğüm işıl’ın yukarı aşağı hareket eden o mükemmel bacaklarıydı. işıl daha da hızlandı. artık gözlerim hiçbir şeyi takip edemiyordu.15-20 dakika sonra işıl da kalktı.bu arada figen yanımıza gelmişti.10-15 dakika da onun ayaklarında sallandım. makinanın başına tekrar alev geçmişti.15-20 dakika kadar salladıktan sonra kalktık. benim için unutulmaz bir anı olmuştu. işıl da bu oyunun çok hoşuna gittiğini söylüyordu. hepimiz tekrar balkona çıktık. muhabbet faslımız gitarla, devam etti. gece geç vakitlere kadar eğlendik. vakit baya geç olduğu için figen evinde kalmamı istedi. önce biraz çekindim ama alev’inde ısrarıyla kabul ettim.hem gecenin bu vakti mustafa’nın ailesini de rahatsız etmem doğru olmazdı. işıl evi yakın olduğu için evine gitti. figen hanım da bir odayı bana tahsis etti ve rahat bir yatak hazırladı.o gece çok rahat bir uyku uyumuştum. ertesi sabah beraber kahvaltı yaptıktan sonra eşyalarımı toplamak için mustafa’nın evine gittim. öğleden önce 11.00 gibi otobüsüm kalkacaktı. mustafa’nın ailesi ile vedalaştıktan sonra cafeye giderek, bizim gruptaki arkadaşlardan kim varsa vedalaştım. saat 11.00 de doğru otogardaydım. alev,figen, mustafa,catiana ve işıl da oradaydılar. alev biraz durgundu.az sonra konya yolcuları için çağrı geldi.eh,artık veda zamanı gelmişti. mustafa:
    -kendine çok iyi bak dostum. ziyaretinden çok memnun kaldım. okullar açılınca konya’da görüşürüz artık.
    -her şey için teşekkür ederim mustafa. sayende eşsiz bir tatil yaptım.
    catiana:
    -ben, çok memnun oldu mahmut.sen bana iyi bir arkadaş oldu. seni hiç unutmayacak ben.
    -teşekkür ederim catiana bende memnun oldum. bizim haytaya iyi bak.:)
    işıl:
    -seni tanıdığıma çok sevindim mahmut. umarım yine görüşebiliriz. ayrıca bundan sonra ilk sevgilimi ayaklarımda sallayacağım
    -aman dikkat et de ömer gibi hassas biri olmasın.
    figen:
    -senin gibi birini tanıdığıma çok sevindim mahmut. sana çok şey borçluyum. unutma,seneye yaza benim davetlimsin, mutlaka seni bekliyorum.
    -bunu çok isterim figen hanım. umarım gelecek yaza görüşebiliriz.
    -aa bırak şu hanımı falan.biz seninle arkadaşız. bana figen abla ya da sadece figen de.
    çantasından bir paket çıkardı ve bana uzattı.
    -bu da benim hediyem mahmut. kullandıkça bizi hatırlarsın. şimdi açma yalnız. otobüse bindiğin zaman açarsın.
    -şey, çok teşekkür ederim figen abla. seni de alev’i de hiçbir zaman unutmayacağım.
    ve sıra alev’e gelmişti. kız,başı önünde bekliyordu. başını yavaşça kaldırıp yüzüme baktı.o iri ela gözleri dolu dolu olmuş gözlerinden yaşlar süzülüyordu. birden birbirimize sarıldık. bana,hiç bırakmayacakmış gibi sıkıca sarılmıştı. yaklaşık 5 dakika kadar öyle kaldık. herkes bu manzara ile duygulanmıştı. neden sonra yüzüme baktı. gözyaşlarının arasında gülümsüyordu.
    -seni hiç unutmayacağım mahmut.ay ışığı ve oradaki güzellikler, parlayan yıldızlar bana hep seni hatırlatacak.en güzel şarkılarla anacağım seni hep. kendine ve i̇pek’e çok iyi bak.onu hep sev ve hiç bırakma.
    -bende alev, bende seni unutmayacağım.en güzel şarkılarımı hep senin için çalacağım. i̇pek ile beraber yıldızların altında senin için dolaşacağız ve güzelliklerimizi sana göndereceğiz.
    kalbimin güzel bir yerinde özel bir yerin var artık. yıllar geçse de yerin hiç değişmeyecek.
    -benimde öyle mahmut. benim de...
    tekrar sarıldık birbirimize ve yanak yanağa öpüşerek vedalaştık. ellerimiz yavaşça birbirinden ayrılmıştı. catiana ve ışıl alev’in yanına geldiler ve catiana alev’e sarıldı.ben hemen muzip bir kahkaha attım:
    -ohoo... yorgan gitti kavga bitti desene
    hepimiz gülüştük. biraz sonra otobüste yerimi aldım. otobüs hareket etti ve ağır ağır otogardan çıktı. alev ile birbirimize gözden kayboluncaya kadar el salladık. biraz sonra otobüs caddeye çıkmış ve konya’ya doğru yola koyulmuştu.i̇çimde bir burukluk ve bir hüzün vardı. aklıma figen’in verdiği paket geldi. paketi açtım.i̇çinde güzel bir tişört ve son modaya uygun ince yazlık bir pantolon vardı.bir de zarf çıktı.i̇çine baktığımda yüzüme tebessüm yerleşmişti. zarfın içinde alev’in dikiş makinesinin başında bir iki pozu, alev ile figen’in yanyana bir resmi bir de alev’in pedalda ayaklarını gösteren resmi vardı. doğrusu en az alev kadar çılgındı figen.bir an alev ile yaptıklarımız aklıma geldi. çok güzel anılarımız olmuştu onunla ama ne olursa olsun kalbim bir başkasına aitti. birden cep telefonum çalmaya başladı.bu yeni model otobüslerin en sevdiğim taraflarından biri de içinde cep telefonu kullanılabilmesiydi. ekrana baktım içim sevinçle doldu bir anda.
    -alo i̇pek.
    -nasılsın aşkım?
    -i̇yiyim aşkım. yarım saat kadar önce bindim, şimdi yoldayım...
    otobüs ağır ağır konya’ya,bu kalbin doğduğu yere gidiyordu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster