bu şekilde şakalaşmalar ve gülüşmelerle muhabbetimiz devam etti. yarım saat sonra i̇pek’in ders saati gelmişti.i̇pek müsaade alarak dersine çıktı. bende bir süre daha oturduktan sonra yukarı çıktım, lavaboya gitmek istedim. lavabo etüt odalarının bulunduğu koridorun sonundaydı. bizim etüt odasının(efsane ile müthiş dakikalar yaşadığım oda) önünden geçerken içeriden bazı sesler duydum. dikkatle kulak kabarttım,bu efsane’nin sesiydi. kapıyı açıp içeri baktım,bir an şok olmuştum.i̇çeride efsane, ayaklarının altında ise kendi sınıfından koray adlı bir çocuk vardı. ufak tefek görünüşlü, tıfıl bir çocuktu koray.i̇kisi de bir an için telaşlandılar.ben gülümseyerek içeri girdim ve kapıyı kapattım. efsane de gülümsüyordu ama koray hala telaşlıydı.
-ya şey sandığınız gibi değil, izah edebilirim...
efsane:
-korkma koray, mahmut’ta bizden. senden önce ayaklarımın altından o geçmişti.
bende gülümseyerek:
-evet bu konuda yalnız olmadığıma sevindim.i̇yi de çocukcağız ne yaptı sana, yoksa fasulye sırığı mı dedi?
-hayır daha kötü bir şey söyledi.o yüzden cezalı.
-eh o zaman çeksin cezasını, hadi ben gittim.
tam kapıyı açıp çıkıyordum. efsane:
-gelsene mahmut, sende katıl bize.
-yok canım olur mu öyle şey?i̇ki kişiyle birden...
koray:
-gel hocam gel. zaten kızın kocaman ayakları var. biri bile bana fazla geliyor.
efsane:
-nee!... bana koca ayak mı diyorsun? çabuk ayağımı temizle. parmak araları dahil her yerini temizleyeceksin. mahmut sende öbür ayağımı temizle, aval aval bakma öyle gel hadi.
eh madem çağrılıyoruz neden olmasın? bende öbür ayağının altına girerek yalamaya başladım.i̇lk kez efsane’nin pantolon giydiğini görüyordum.o da bacak ölçülerini tamamen belli eden bir tayttı. üzerinde ise güzel bir tişört vardı. göğüsleri tişörtün altında füze gibi duruyordu. hemen parmaklarına yumuldum. parmak uçlarından ayak bileklerine kadar ayağının her santimetrekaresini yaladım.bu gün tırnakları pembe ojeliydi. ayak başparmağını ağzıma alarak emmeye başladım.bu arada diğer ayağının altında koray can çekişiyordu
* başparmağından sonra dilim bütün parmaklarının arasında dolaştı. daha sonra efsane ayağını yüzüme kapattı.bir süre öyle kaldıktan sonra ayak çukurunu yüzüme sürmeye başladı. daha sonra ayağını göğsüme koydu ve çenemi ileriye ittirdi. daha sonra ayaklarıyla bize yüz masajı yaptı.bir süre daha seviştik ayaklarıyla. benim aklıma okulda olduğumuz geldi.
-arkadaşlar bence bugünlük yeter bu kadar. unutmayın ki okuldayız,her an basılabiliriz
efsane de,koray da bana hak verdiler. üstümüzü başımızı düzelterek odadan çıktık ve kantine indik. koray bir süre sonra yanımızdan ayrıldı. efsane ile baş başa kalmıştık. efsane:
-bu akşam işin var mı mahmut?
-ee yok,ne oldu?
-akşam çıkalım, takılalım bir yerlere.
-hmm olabilir nereye gidelim?
-bilmem,sen belirle.ben konya’da fazla bir yer bilmem.
-benim her zaman takıldığım bir bar var, oraya gidelim istersen. ortamı hoştur ayrıca canlı müzikte var,d.j. de var.
-o.k. anlaştık. beni akşam 8.30 gibi evden alırsın. bana cep numaranı ver. sende benimkini al.
kantinde biraz daha vakit geçirdikten sonra evlere gittik. akşam üzerime şık bir takım elbise giyerek çıktım. saat tam 8.30 da efsane’yi evinden aldım. efsane güzelliği ile gözleri kamaştırıyordu yine. üzerinde göğüs dekolteli, mini etekli harika bir elbise, ayağında ise ince bantlı sandaletler vardı.evi bara biraz uzaktı.ben taksi tutmak istedim, efsane gerek olmadığını yürümek istediğini söyledi. bara doğru yürümeye başladık. efsane koluma girmişti. biraz sonra bara geldik. çılgınlar gibi dansetmeye, eğlenmeye başladık.ben bir iki bardak bira içmiştim, efsane birkaç kadeh votka-vişne,bir kadeh de viski içmişti.bir ara slow bir müzik çalmaya başladı. efsane ile birbirimize yılların sevgilisi gibi sarılıp dansetmeye başladık.i̇şte o an kendimi rezil olmuş gibi hissettim. çünkü benden uzun boylu bir kızla dansediyordum. gece boyunca çılgınlar gibi eğlendik. efsane içkiyi biraz fazla kaçırmış, kafayı bulmuştu. benimde biraz başım dönüyordu ama sarhoş değildim. efsane gece boyunca kahkahalar atıyor, anlamsız espriler yapıyordu. saatler 02.00 yi gösteriyordu.ben artık gitmemizin iyi olacağını düşündüm. çünkü efsane sapıtmaya başlamıştı. hesabı ödedim ve efsane’yi kolundan tutup zorla bardan çıkardım. öyle sarhoştu ki yolda zorlukla yürüyordu.bir taksi çevirdim ve efsane’nin evine yollandık.eve geldiğimizde taksicinin parasını vererek gönderdim. efsane hala kahkahalar atıyor ve detone bir sesle şarkı söylüyordu. evine zorlukla girdik.bir öğrenci evi için oldukça güzeldi evi. bütün eşyalar yeni ve pahalı türdendi. salona geçtik. efsane koltuğa yığıldı kaldı. bende mutfağa giderek efsane’ye bir kahve yaptım. kahveyi içince midesi alt üst olmuştu. lavaboya giderek biraz rahatladı. hemen bir bardak soda limon hazırladım. neden sonra biraz ayılmış ve kendine gelmişti. koltukta yığılmış bir vaziyette oturuyordu. gidip yanına oturdum.
-hay kızım sana kim dedi o kadar iç diye? neyse biraz kendine geldin değil mi?benim gitmem gerekiyor. seni yatağına yatırıyım, güzel bir uyku çek, sabaha bir şeyin kalmaz.
efsane birden ellerime yapıştı.
-nereye gidiyorsun bu saatte ayol? gitme kalalım burada.hem daha masaj yapacaksın bana.
-masaj mı,ne masajı?
efsane yine bir kahkaha attı.
-ayak masajı tabiki,ne masajı olacak ayol.
koltuğa uzandı ve ayaklarını bana uzattı.
-hadi rahatlat beni fetişistim benim.
ona güzel bir masaj yapmaya başladım.bu arada o harika ayaklarına öpücükler kondurmayı ihmal etmiyordum.bu masaj ona çok iyi gelmişti. yavaş yavaş ayaklarını öpmeye ve yalamaya başladım. dakikalarca ayaklarını öptüm, yaladım,emdim, yüzüme gözüme sürdüm.o eşsiz güzellikteki ayaklara doyum olmuyordu. efsane bir ara ayağıyla aletimi yokladı. aletim taş gibi olmuştu ve pantolonuma sığmıyordu. pantolonumu indirerek bana güzel bir mastürbasyon yaptı. doğrusu bu işi iyi biliyordu. biraz sonra o müthiş zevk noktasına gelmiş ve sarsılarak ayaklarına boşalmıştım. koltuğa yığıldım kaldım.500 metre koşmuş bir atlet gibi soluyordum. efsane’de başımı omuzlarıma dayamış yatıyordu.az sonra kalkıp peçete getirdim ve kızın ayaklarını temizledim. efsane:
-bacaklarımı ovar mısın? çok kötü ağrıyor.
bileklerinden başlayarak bacaklarını ovmaya başladım. bacakları oldukça dolgun ve pürüzsüzdü. bacaklarını ovdukça efsane derin derin nefes alıyordu. yavaş yavaş yukarılara çıktım. efsane’nin nefesleri daha da hızlanmıştı ve hafifçe inlemeye başladı. bütün bunlar beni daha da azdırıyordu.bir anda göz göze geldik. zümrüt yeşili gözlerinde ateşler yanıyordu. etkileyici bir sesle.
-seni istiyorum anlıyor musun? bütün benliğimle istiyorum. erkeğim benim...
bir anda dudaklarıma yumuldu. ateşli bir şekilde öpüşüyorduk. o dolgun dudaklarının arasında, dilim ve dudaklarım kayboluyordu adeta. daha sonra kravatımdan tutarak beni odasına zütürdü. öpüşmeye devam ettik ve yavaş yavaş gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. evet sonrası tahmin ettiğiniz gibi. kendimizi yatağa attık ve çılgınlar gibi sevişmeye başladık.a dan z ye bütün oyunları oynadıktan sonra ikimizde yorgun düşerek uyuyakaldık. sabah uyandığımda efsane’nin ayakları ağzımdaydı. efsane hala uyuyordu. kalkarak lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım. başımda berbat bir ağrı vardı. lavabodan yüzümü kaldırıp aynaya baktığımda arkamda duran efsane’yi fark ettim. efsane birden kollarını belime dolayarak sarıldı.
-harikaydın aşkım. bana unutamayacağım bir gece yaşattın.
ona manalı bir şekilde baktım.
-sende harikaydın güzelim.ama dün gece çok sarhoştun, neler yaptığını hatırlayabiliyor musun?
-hatırlıyorum tabiki ayol.o kadar da sarhoş değildim. yalnız bana dost gibi davranıyordun ya,işte o bitirdi beni.bir başkası olsa beni hemen yatağa atmaya çalışırdı. kısacası bana şimdiye kadar hiçbir erkek böyle beyefendi gibi davranmamıştı, çok iyi bir insansın sen.
-o kadar da abartma canım, yoksa kafamda halkalar görmeye başlayacağım. yalnız dün gece bende sarhoştum. o kafayla belki hatalar yaptık, yani bilmiyorum belki de yasak şeyler yaptık.
-aman boş ver canım. yasak şeyler nedir ki?hepsi çiğnenmek vardır. hayatının kurallarını sadece sen koyarsın. buna kimse karışamaz. sayemde sende çok güzel bir gece geçirdin. söylesene sende eğlenmedin mi?
birden yüzü mahzunlaştı ve dudakları büzüldü.
-yoksa beni çekici bulmuyor musun?
anlamlı bir şekilde gülümsedim.bir insanın bu kadar serbest olmasına inanamıyordum.
-eğer bunlar yasaksa sen çiğnediğim en güzel yasaklardan birisin güzelim
*
yüzüne o tatlı gülümsemesi geri gelmişti. dudaklarımdan bir öpücük aldı. beraber kahvaltı yaptık.o gün günlerden cumartesiydi. efsane bu evde iki kızla beraber kalıyordu.ev arkadaşları hafta sonu tatilini değerlendirerek memleketlerine gitmişlerdi. böylelikle bir hafta sonunu efsane ile beraber geçirdik.