1. 51.
    +1
    o suyunu yudumlayıp duvarlardaki tabloları incelerken ben taşı kolyeye takmaya çalışıyordum. taşları birleştiren teller çok ince sert olduğu için dikkatli olmam gerekiyordu. işi bitirip kafamı kaldırdığımda, hatun yanımda dikilmiş, ciddi gözlerle bana bakıyordu. birkaç saniye sessizce bakıştık. "ismin ne?" diye sordu. sizli bizli diyaloğu sona erdirmişti. ismimi söyledim, "ya seninki?" diye sordum. "sanem" dedi ve sustu. "memnun oldum sanem" dedim "bak, kolye tam istediğin gibi oldu". gülümsedi, elimdeki kolyeye uzun uzun baktı. sonra prmaklarını parmaklarıma dokundurdu. "ellerin iş yapan eller değil" dedi. "evet" dedim "zaten bu işte yeniyim". parmaklarımın uçlarına dikkatle baktı ve "ellerin yumuşak ama sadece parmak uçların yıpranmış" deyip merakla yüzüme baktı. gözleri, dudakları inanılmaz çekiciydi. sesli güldüm "gitar çaldığım için uçları öyle" diye cevap verdim. o benden de sesli güldü. "yalnız mı yaşıyorsun?" diye sordu. tavırları çok rahatlamıştı, adeta kendi evinde gibi davranmaya başlamıştı. sorularının ardı arkası kesilmiyor ve ben ona cevap yetiştirirken o dans eder gibi odanın içinde dolaşıp kolileri karıştırıyordu. kokusuyla, gülümsemesiyle, tavırlarıyla, dolgun, biçimli kalçası ve dimdik göğüsleriyle baştan çıkarıcı bir kadındı. o kah dans edip kah sorular sorarken ben usulca bilgisayarın mausuna uzanıp winamp'teki playlist'i çalmaya başladım. iyice keyiflenmişti. artık dansını müziğe uydurmaya çalışıyor ve hafif hafif mırıldanıyordu. "güzel dans ediyorsun" dedim "ben de hiç anlamam danstan"... "off saçmalama, herkes anlar danstan" dedi ve ellerini uzattı. ellerini yakaladım, iki tur birlikte döndük salonun ortasında. sonra belinden kavradım, o benden bir dans figürü beklerken diğer elimi saçlarının arasına daldırıp zarif boynunu avucumun içine alarak kendime çektim, hafif parlatıcılı dolgun dudaklarını dudaklarımın arasına aldım...
    ···
   tümünü göster