1. 51.
    0
    onun bu çekingen tavrını daha da derinleştirmemek için yüzüme samimi, sıcak bir gülümseme takınarak "lütfen buyrun, zaten koliler hemen şurda, salonda" diyerek içeri davet ettim.

    açılış gününün heyecanıyla evi ihmal ettiğime pişman olmuştum. salon tımarhane gibiydi. her yere incikler boncuklar, evraklar, faturalar saçılmış haldeydi. ama neyse ki, temizlikçi geleli henüz 2 gün olmuştu, ev en azından temizdi. salonu o halde görünce gülümsediğini ve rahatladığını hissettim. acemice özür dileyip kolilere saldırdım ve ben uygun taşı ararken oturup dinlenmesi için yer gösterdim. koltuğun ucuna nazikçe ilişip yine etrafı gözlemeye başladı.

    taşı aramaya dalmıştım... kaç dakika geçtiğini hatırlamıyorum ama aradığımı bulduğumda o yine düşüncelere dalmıştı. evin çok sıcak olduğunu fark ettim. "çok özür dilerim. apartmanınımız merkezi sistem ve kaloriferleri sonuna kadar yaktıkları için ev çok sıcak. ne kadar kabayım, size bir şey içer misiniz diye sormadım" diyerek mahçup mahçup gülümsedim. "bir su alabilirim ama lütfen soğuk olmasın" diye yanıtladı beni. mutfağa giderken aniden geri dönüp, "ne salağım, paltonuzu bile almadım üzerinizden" deyip yanına yaklaştım. ayağa kalktı, paltosunu çıkarıp verdi. ben paltoyu bırakıp bir bardak suyla geri dönerken o ayaklanmış, duvardaki çerçeveli film afişlerine bakmaya başlamıştı. işte o an hatunu ilk kez adamakıllı tepeden tırnağa inceleme fırsatı buldum. off o ne kalçaydı öyle! kot pantolon bir kalçaya ancak bu kadar yakışabilirdi! hafif dolgun hatları ve beline kadar inen bakımlı kumral saçlarıyla, yaşına göre çok formunda bir hatundu...
    ···
   tümünü göster