1. 26.
    +1
    HAYDi GEL

    eski bir rum bankası
    bodrum da,
    iki katlı , duvarları taş...
    heybetli..
    adı hades olsun demiştik.

    yağmurlar tufan olup,
    sanki yazdan arta kalan
    tüm kirliliğini atıyordu,
    her yere bulaşmış…
    dar bodrumun sokaklarından
    denize...

    kış yaklaşmış, herkes evlerine çekilmiş,
    bir avuç bizler kalmıştık,

    kocaman gözlü ve yumuşacık
    kırılgan kedi’ ile...

    “ve o hep doğurgan”

    bu kış ne hoş olacak hades’de
    demiştik, sevinçle...

    ocakta ateş,
    odun ve çıra kokusu..
    nasıl bir rüzgar nasıl bir yağmur sesi bu
    bizi tek yapan.
    şarap şişelerimiz ellerimizde,
    serilmişiz yerlere,
    başım onun omuzun da
    karıştırırken saçlarımı..

    kulaklarımızda yine leonard cohen
    rüzgarla gelen..

    nasıl bir rapsodi bu tanrım...

    haydi gel !
    kırılgan kedi!..
    şimdi sevişmeliyiz...
    sindirerek
    tenlerimizin kokularını,
    yarı yitik beyinlerimize.
    yerdeki yüz yıllık eprimiş kilimin
    üzerinde,
    yüz kez sevişmeliyiz demiştim.

    kokusunun adını koyamadığım
    beyaz ve kıvrak incecik vücüdünu,
    santimetrekarelere bölüp,
    her parçasını soluk soluğa öpmeliyim ki
    yaşamımızda tatmadık erişilmez,
    hiç bir şey kalmasın...

    sonra ...
    hadesin ürkünç bekçisi
    kerberos un uzattığı
    gümüş tastaki ,
    mor renkli ve ağulu içkiyi

    kana, kana içerek,
    sımsıkı sarılmalıyız
    ve beklemeliyiz ölene dek...

    aradan yıllar geçip
    bizi bulduklarında,

    çürümüş olsada bedenlerimiz,...
    kemiklerimiz ve yaşanmışlarımız
    ayrılmamalı birbirinden...

    haydi gel!
    beraber
    nefes almak hüner değil,
    beraber ölmek hüner.. ..
    ···
   tümünü göster