0
o zamanlar genciz tabi. kanımız deli deli akıyür. normal zamanlarda da pek sağlıklı kararlar veren biri miyim tartışılır. ama konumuz o değil. bursa uludağ üniversitesini kazanmışım. ama haftasonları boşum. okulda yeniyim. ilk zamanlar pek arkadaş edinememiştim. hafta sonları istanbul'a geliyordum bazen. bu sefer bizimkilere haber vermeden gideyim dedim. en yakın arkadaşımı aradım. o da enteresan bir aileye sahip. anne-baba ayrı. ikisi de geniş hayatlar yaşıyorlar. sus payı mıdır artık nedir bilmem, oğullarına pek karışmazlar. bir bakıma işlerine de geliyor ilgilenmedikleri için. neyse uzatmayayım, annesi marmaris'e gitmiş. cuma'dan çağırdı gittim. ev de boş, rahat rahat takılırız diye.
atladım otobüse gittim istanbul'a. kadıköy'de buluştuk. bir şeyler yedik. sonra bir bara gittik. isim vermeyeceğim, mesaj atan olursa söylerim. reklam olmasın. neyse oturduk içiyoruz. bizim arkadaşla takılırken genelde etrafa pek bakmayız. muhabbetimiz o kadar koyudur ki dünyadan koparız. eğleniriz vs. o sıra bu hayvan 2'şer tane de tekila söyledi. maksadı yine takunu çıkarmaktı. ama yok da denmiyor. damardan giriyor, "içemeyeceksen birana su katayım" diye de dalga geçmeye çalışıyor. mecburen uyuyoruz tabi. biradır, tekiladır falan derken baya bir içtik. kafalar da güzel olmaya başladı. o sıra 2 masa ötede bir hatun yalnız, bana bakıyor. fark ettim tesadüfen. taş gibi de kız. yalnız da. enteresan geldi. ama baktıkça da içimin yağları eriyor hani. zaten bara gelmeden kanyak da içmiştim azıcık. o ara havalar soğuk tabi. yanımda hep cep kanyağı taşırım. o yakıyor ayrı, bu yakıyor ayrı. bana göz işareti falan yaptı. halisünasyon mu görüyorum emin olamadım ilk. sonra bizim elamana "ben tuvalete uzuyorum" dedim ve tuvalete yöneldim. harbiden çişim de gelmişti. ama gelecek mi diye merak da etmiştim. eğer gerçekten işaret yaptıysa, yanlış görmediysem gelmesi gerek diye düşündüm. tuvalete gittim. kapıyı açtım. aynaya baktım sonra saçımı falan düzelttim. tuvalet kısmı doluydu. eleman çıkınca girdim içeri. işiyorum. o sıra kapı tıklanıyor. "doluuuu" dedim. "biliyorum" diye kısık ve güzel bir ses. "aç" dedi. noluyor amuga goyim dedim içimden, terlemeye başladım, o kız mı acaba diye saliselik düşündüm. açtım kapıyı ve hemen içeri daldı kapıyı kapadı. dudaklarını yapıştırdı dudağıma. ne olduğunu anlayamadım bile. ama dudağının o nemli sıcaklığını hissedince dudaklarımda kendimden geçtim. hemen swet-shirtimden elini içeri attı. sarıldı ve okşamaya da başladı. tabi ben de karşılıksız bırakmadım. süper fiziği vardı. bir elle kalçalarını okşuyor, diğer elimle de dirseğimi sırtına yaslayarak başını kavrıyordum. dudaklarımı ısırmaya başladı. çok ateşli idi ama hoşuma gidiyordu. o an tuvalette olduğumuz aklıma geldi. acayip bir korku, heyecan ama karşı koyamadığım da bir şehvet vardı. öpüşürken içimden sıcak bir şeyler akıyordu adeta. yaşanması gereken bir his.
o ara kotumun düğmesini açmaya başladı. şık bir eteği de vardı ben rahattım o konuda. klozetin kapağını kapayıp tek ayağını üstüne koydu. o sıra organımı da okşamaya başladı. sonrası malum... korku, heyecan, şehvet, hepsi bir aradaydı. hayatımda hiç o kadar heyecanlanmamıştım. sanki her an orgazmı yaşıyordum. sonra cep telefonum çalmaya başladı. muhtemelen arayan arkadaşımdı. iplemedim. orgazm olduktan sonra toparlandık. zaten kapı da tıklanıyordu "daha çok sürecek mi" sesleri eşliğinde. önce o çıktı. sonra "sen kal" dedi. lavabo kısmında kimse yoktu. ben çıkınca "sen lavabo kısmında bir süre kal" dedi. anlayamadım sebebini... bir süre daha bekledim. gittim sonra. oturdum yerime. bizim arkadaş salak espriler yapıyordu ama benim suratımda yavşak bir mutluluk ifadesi vardı. alkolden yamulduğumu düşünüyordu ama alakası yoktu. kızın olduğu masaya baktım. yanında bir lavuk vardı. kıza sarılmıştı. şaşırdım. şok geçirdim. ne oluyor anlamaya çalışıyordum. sonra çaktırmadan bakıyordu bana. bozulduğumu anladı. işaret yaptı. yine tuvalete gittim. yine geldi hemen arkamdan. kapıyı tıklattı ve içeri girdi. girer girmez daha sert şekilde yapıştı bana. dudağımı acıtarak ısırmaya başladı. vücudumu okşarken tırnaklıyordu. "kim o" dedim, "sussss" dedi tahrik edici ama korkutucu bir sesle... bu sefer resmen tecavüze uğruyordum. kontrol tamamen ondaydı. konuşmama bile fırsat vermiyordu. o herifi yanında görmenin hırsı ile ben de hayvanlaşmaya başladım. göğüslerini ısırıyordum emerken. o ara yine düğmemi açtı. penisimi içine aldı. bu sefer kendine hakim olamıyordu. hafiften inlemeye de başlamıştı. ama lavabo kısmında kimse olmadığından sorun değildi. sonra lavabo kısmına biri girdi. ağzını kapayarak işime devam ediyordum. elimi ısırdı. sonra inlemeye başladı. sonra kapı sert sert vurulmaya başladı. "gamze aç kapıyııııı geberticem uleaayynnn" diye bir ses gelmeye başladı. "eyvah sevgilim" dedi. allahtan rüyaydı yoksa yarağı bu sefer ben yemiştim.