1. 76.
    0
    @63 sana sonuna kadar hak veriyor ve baudelaire'in okuduğum bir kitabın dan bu konuya bir örnek veriyorum.

    "spleende de paris" kitabının hemen başındaki yabancı adli yazısında kendisiyle bir diyalog-monolog içindeki yazar, yabancıya neyi ve kimi sevdiğini sorar.

    "ne ana, ne baba, ne dostlar, ne yurt, ne güzellik, ne altın"ı sevdiğini söyleyen baudelaire, şöyle bitirir: "peki neyi seversin öyleyse sen garip yabancı?"

    yanıt şudur: "bulutları severim... işte bu... şu geçip giden bulutları... eşsiz bulutları!"

    kalıcı olmayan, geçmişe aileye ve belli bir toprağa dahil olmayan, sadece biçimlerinin bile belirlenemeyeceği bulutlardır aslında bu millete lazım olan...
    ···
   tümünü göster