1. 76.
    0
    Tabi bunca olanı biteni görüp sezinledikten sonra gitmek istiyor insan. olabildiğince uzağa gitmek ama nereye kime kiminle gibi sorular çıkıyor önünüze. hem gurbete gitmek kolaymıdır.
    neticede gurbet bilinci, öznenin ait olmadığı bir zaman ve uzamda, kendi “ben”ini, aidiyetini, “öteki”ne karşı anlatmaya çalıştığı metafor bir söylemin ürünüdür. gurbet insanı, bilincinde, ait olduğu zaman ve uzamı yitirmemiştir. o, onun geçmişidir; şimdi(si)ne, o geçmişi daha bir yoğunlukla taşır. gelecek idesini, belirli bir süre sonra döneceğinden emin olduğu kendi zamanı ve uzdıbına dair kurar. bu nedenle, gurbet insanı için “gurbet ölümden beterdir”. ölüm, öznenin hiçliğidir. hiçliği duyumsayan insanın, dünya-içeriliğe dair bir idesi de yoktur. ama, gurbet insanın dönüş idesi, temel hayat güdüsüdür. öznenin nesneye kurban edilmişliği sürecinde ortaya çıkan, metalaşmış emek ürünü gurbetçi, umutsuzdur. o, ölümünü yaşar. dönebileceği bir zamanı ve uzamı yoktur. o, hiçtir. nesneler içinde bir nesnedir.
    ···
   tümünü göster