0
l
laçi̇n : bir cins şahin - sarp, yalçın
lami̇ : sert, çatık kaşlı veya aslan
lati̇f : allah'ın kulu
lema : herşeye gücü yeten
lemi̇ : becerikli, atılgan
levent : dünya, varlık
lokman : doğruluk gösteren-adaletli davranan
lütfi̇ : cennette ölümsüzlüğe kavuşan
m
maci̇t : şan, şeref sahibi - i̇yi ahlaklı
mahi̇r : becerikli, hünerli
mahmut : övülmeye değer, hamdolunmuş
manço : manda yavrusu
mansur : yardım edilmiş - allah'ın yardımıyla galip gelmiş
mazhar : bir şeyin göründüğü, çıktığı yer - onurlanma
meci̇t : çok ulu, yüce
mecnun : cin çarpmış - delice seven
mehmet : muhafazid isminin türkçe'de söylenişi
meli̇h : güzel, şirin, sevimli.
memduh : övülmüş
menderes : bir akarsu yatağının az eğimli ovalarda çizdiği kıvrım
mengü : ölümsüz, ebedi
mensur : saçılmış, dağılmış - ölçüsüz, uyaksız söz
meri̇ç : balkan yarımadasında bir akarsu
meri̇h : bir gezegen
mert : 1.yiğit. 2.sözünün eri, güvenilir kimse.
mesut : mutlu, bahtiyar
mete : büyük hun imparatoru.
meti̇n : metanetli, sağlam - özü, sözü doğru
mi̇that : övme
mi̇rkelam : güzel, nazik konuşan
mi̇rza : hükümdar soyundan gelen
muhafazid : yüce peygamberimizin ismi - tekrar tekrar övülmüş - güzel huylu
murat : 1.i̇stek. 2.amaç.
murathan : arzulu hükümdar
müjdat : müjdeler, sevinçli haberler
müşfi̇k : şefkatli, merhametli
n
nadi̇ : haykıran, seslenen - toplantı
nadi̇r : az bulunur
nafi̇ : yararlı - şifa, hayırlı
nafi̇z : becerikli, atılgandelen, içeri işleyen - etkili, sözü geçen
nahi̇t : venüs gezegeni, zühre - ergen
nai̇l : muradına ermiş
nasuh : öğüt veren - temiz
nasuhi̇ : bozulmaz biçimde tövbe eden
naşi̇t : şiir yazan, okuyan
nazim : düzenleyen - manzume yazan
nazi̇f : temiz - zarif
necat : kurtulma
necdet : kahramanlık, yiğitlik
nedi̇m : tatlı , güzel konuşan
nedret : az bulunan, seyrek
nehar : gündüz
nejat : soy, nesil - doğa, yaradılış
nesi̇m : yumuşak rüzgar - i̇yi, yumuşak huylu
neşat : sevinç, neşe
neşet : meydana gelme, yetişme
neyzen : ney çalan
ni̇da : bağırma, sesle çağırma, haykırma.
ni̇hat : huy, yaradılış
noyan : baş komutan, bey.
nuh : üçüncü peygamber
nurkan : aydınlık, temiz soydan gelen
nüzhet : neşe - ferahlık, sevinç
o
ogün : belirli bir günde doğan
oğan : güçlü, kuvvetli
oğul : erkek evlat - kovandan çıkan arı topluluğu
oğulcan : can dost.
oğur : uğur - samimi, içten
oğuz : saf, iyi yaradılışlı - sağlam, güçlü
oğuzhan : yiğit han - oğuzların efsane kahramanı
okan : anlama, öğrenme - oğuz
okay : beğeni, ok gibi delici, ay gibi aydınlık.
okbay : ok gibi delici, saygın ve zengin kimse.
okcan : hareketli, canı tez
oker : hızlı, hareketli
oktar : ok atan, okçu
oktay : öfkeli, sinirli
olcay : şanslı, talihli
olgun : bilgili, görgülü, iyi yetişmiş
omaç : hedef, amaç
omay : seçkin, seçilmiş
onat : i̇yi, güzel - doğru ve dürüst nitelikli
onay : uygun bulma
ongar : kurtuluş
ongun : tam - verimli, bayındır - kutlu, uğurlu - gelişmiş, gürbüz
onur : kişinin kendin saygısı, özsaygı
onural : şan, şeref kazan
onuralp : onuruyla tanınmış yiğit
onurhan : onurlu hükümdar
orçun : ardıl, halef, oğul.
orhan : şehrin hakimi
orhun : orta asya türklerinde eski yazı türü.
orkan : hükümdar soyundan gelen.
orkun : çoban beyi.
orkut : kutsal şehir.
ortaç : tepe - mirasçı - veliaht
ortun : ortanca kardeş
osman : bir tür kuş - osmanlı'nın kurucusu
ortunç : ateş renginde tunç
oytun : beğenilen güzel yer, kutsal.
ozan : 1.halk şairi. 2.şiir yazan kimse şair.
ozgan : öne geçen, kazanan
ozan : 1.halk şairi. 2.şiir yazan kimse şair.
ö
öcal : öcünü, intikdıbını al
ödül : bir başarı ya da iyilik karşılığında verilen armağan
öğday : çok akıllı
öğün : yücel, gurur duy - zaman, vakit - kez, defa önde, ileride
öğünç : övünülecek şey
öğüt : nasihat
öker : akıllı
ökmen : akıllı, zeki
öktem : güçlü, onurlu
ökten : akıllı, bilgili
ömer : yaşayış, hayat - i̇kinci halife
ömür : yaşayış, hayat
önal : her işte lider olan.
önay : ayın ilk günlerindeki durumu, hilal
önder : bir topluluğa başkanlık eden - önde giden, yol gösteren
önel : bir şeyin tamamlanması için verilen süre, vade
öner : başta gelen - yön - sıra
örsan : örs gibi sağlam adı olan
örsel : örs gibi sağlam el
övül : kendini beğendir, övgü kazan
öymen : evcimen, evine bağlı
özal : özü kırmızı
özalp : özünde yiğit olan
özay : özü ay gibi parıltılı olan.
özcan : candan, samimi
özdemi̇r : özü demir gibi sağlam olan
özden : soyca temiz - özvarlıkla ilgili - suların geçtiği yer
özen : bir işin iyi olması için gösterilen çaba - en içeride olan - dere, ırmak
özer: yiğit, doğru kişi
özgün : benzerlerinden ayrı - kendine özgü.
özgür : hür - bağımsız
özhan : hükümdar soyundan gelen
özkan : özü, kanı temiz
özmen : özü iyi, sağlam olan
öztan : tan yeri gibi aydınlık.
Tümünü Göster