1. 1.
    0
    Orta Asya'da böylesine devletler ve imparatorluklar kurarak başarılar elde etmiş olan Türkler, daha sonra çeşitli siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel sebeplerden dolayı zayıflamışlar, düşmanlarına ve dış güçlere karşı olan üstünlüklerini yitirmeye başlamışlardır. Devlet içinde kardeş kavgaları başlamış, iç bunalımlar gün geçtikçe artmaya yüz tutmuştur. Bütün bunların tabii neticesi olarak da Türkler yekpare yaşama biçimini yavaş yavaş kaybetmeye başlamışlardır. Zaten tarih boyunca ortada bir gerçektir ki, Türkler ne zaman kendi iç kavgalarına başlamışlar işte o zaman bozulmaya, dağılmaya, zayıflamaya yüz tutmuşlardır. Ki bize göre bu alışkanlık hala da devam etmektedir. Ne zaman ki inandıkları değerlere karşı olan mesuliyetleri ve samimiyetleri ikinci planda kalmıştır, işte o zaman ferdi ve nefsi gaye ve değerler ön plana çıkmış ve topluluk olarak gerilemeye, başkalarının egemenliğine girmeye başlamışlardır.

    Orta Asya'da birlik ve beraberliklerini yitiren Türkler, iktisadi yönden de pek iyi değillerdi. Orta Asya'nın Bozkır iklimi, coğrafi durumun müsait olmaması, iklimin sıcak ve kurak olması da Türkleri rahatsız eden, onları yeni arayışlara ve hal çareleri bulmaya sevkeden amiller olarak zikredilmektedir.

    Nitekim Kafesoğlu'nun da belirttiği gibi tarihi kayıtlarda Türk göçlerinin de iktisadi sıkıntı, yani Türk anayurt topraklarının geçim bakımından yetersiz kalması dolayısıyla olduğu bir gerçektir. Büyük ölçüde kuraklık, nüfus kalabalıklığı ve otlak darlığı Türkleri göçe mecbur etmiştir.

    içinde bulundukları siyasi ve iktisadi durumun bu zorluklarını gözönünde bulunduran Türkler, kendilerine daha iyi ve daha uygun yerler aramak gayesiyle anavatanlarından bir bir ayrılmaya başladılar. Türklerin bır kısmı Hazar denizinin kuzeyinden Avrupa'ya doğru, diğer bir kısmı da Hazar denizinin güneyinden iran ve iran üzerinden de Anadolu'ya doğru göç ettiler.

    özet: moğol baskısını göremiyorum bin? zütünde patlasın şukelalar.
    ···
   tümünü göster