0
akdeniz yakasi aydin elleri kuslar gider bizim dede sultana
cemali gorunce yurudu daglar taslar gider bizim dede sultana
duyduk ki mustafa huluc eylemis aydin ellerinde karaburunda
bedrettinin kelamini soylemis koylunun huzurunda
duydum ki bu isler duyulurda durmak olur mu
bir sabah erken haymana ovasinda bir garip kus oterken
siska bir sogut altinda zeytin tanesi yedik
varin dedik gorelim dedik
yapisip savanin sapina su kardes topragini biz de biliyok biz de biliyok surelim dedik
dusduk daglara daglara astik daglari daglari
bedrettin yigitleri ufka baktilar
gitgide yaklasiyordu topragin sonu fermanli bir olum kusunun kanatlariyla
oysaki onlar bu topragi bu kayalardan bakanlari onu uzumu inciri nari tuyleri baldan sari sutleri baldan koyu davarlari ince belli aslan yeleli atlariyla duvarsiz ve sinirsiz bir kardes sofrasi gibi acmistilar
hep bir agizdan turku turkuleri soyleyip
hep beraber sulardan sulardan cekmek agi
demiri oya gibi isleyip hep beraber
hep beraber surebilmek surebilmek topragi
balli incirleri hep beraber yiyebilmek
yarin yanagindan gayri her seyler her yerde hep beraber hep beraber hep beraber demek icin