1. 1.
    +7
    your breath is sweet
    nefesin tatlı

    your eyes are like two jewels in the sky
    gözlerin gökyüzündeki iki mücevher gibi

    your back is straight your hair is smooth
    sırtın düz, saçın pürüzsüz

    on the pillow where you lie
    yattığın yastıkta

    but i don't sense affection
    ama şefkat sezmiyorum

    no gratitude or love
    ne minnettarlık ne sevgi

    your loyalty is not to me
    sadakatin bana değil

    but to the stars above
    yukardaki yıldızlara

    one more cup of coffee for the road
    yol için bir fincan kahve daha

    one more cup of coffee 'fore i go.
    bir fincan kahve daha, ben gitmeden

    to the valley below.
    aşağıdaki vadiye

    your daddy he's an outlaw
    baban, o bir kanun kaçağı

    and a wanderer by trade
    ve mesleği avarelik

    he'll teach you how to pick and choose
    sana seçmeyi ve ayırmayı öğretecektir

    and how to throw the blade
    ve bıçağı fırlatmayı

    he oversees his kingdom
    o krallığına gözkulak oluyor

    so no stranger does intrude
    böylece yabancılar rahatsız edemez

    his voice it trembles as he calls out
    sesi titriyor, seslenirken

    for another plate of food.
    yeni bir tabak yemek için.

    one more cup of coffee for the road
    yol için bir fincan kahve daha

    one more cup of coffee 'fore i go.
    bir fincan kahve daha, ben gitmeden

    to the valley below.
    aşağıdaki vadiye

    your sister sees the future
    kız ardeşin geleceği görüyor

    like your mama and yourself
    tıpkı annen ve senin gibi

    you've never learned to read or write
    asla okuma-yazma öğrenmedin

    there's no books upon your shelf
    rafında hiç kitap yok

    and your pleasure knows no limits
    ve memnuniyetin sınır tanımıyor

    your voice is like a meadowlark
    sesin bir tarlakuşu gibi

    but your heart is like an ocean
    ama kalbin bir okyanus sanki

    mysterious and dark.
    gizemli ve karanlık

    one more cup of coffee for the road
    yol için bir fincan kahve daha

    one more cup of coffee 'fore i go.
    bir fincan kahve daha, ben gitmeden
    ···
   tümünü göster