1. 51.
    0
    ABD VE CIA DEVREYE GiRER

    ABD Hoca ile ilişki kurar. Cemaat ABD’nin ılımlı islam projesine son derece uygundur. Aynı dönemde Cemaat, Başbakan Cansu Çilli’nin desteğiyle faizsiz bankerlik yapacak Afrika Finans’ı kurar.

    Gülümser Hoca güçlü olanın, yani ABD’nin yanında olmanın erdemine inanmıştır. Hoca, Ferah Partisi içindeki iktidar hırsıyla dolu gençleri ABD ve AB ile uzlaşmaya, Yerbakan’a karşı ayaklanmaya, sırtlarındaki “dini görüş” gömleğini “vahşi kapitalizm” gömleğiyle değiştirmeye ikna eder. ABD, Hoca’dan da, iktidar hırsıyla yanıp tutuşan gençlerden de pek memnundur.

    Abraham Foxman, Morton Abramowitz gibi ABD’nin güçlü isimleri ve bazı CIA ajanları Hoca’yla görüşür, onu çeşitli ülkelerde okullar açması için yüreklendirir. ABD’nin destek için iki şartı vardır, okullarda eğitim dilinin ingilizce olması, bazı CIA ajanlarının öğretmen olarak çalıştırılması… Hoca öneriyi memnuniyetle kabul eder.

    Finans kurumu Afrika Finans bankaya dönüştürülür. Bank Afrika’nın internet sitesinde faiz oranları, kar oranları olarak ilan edilir. “Faiz haram değil mi?” diye soran müritlere, “Darül Harp bir ülkede Müslümanların yalan söylemesi de, insanları kandırması da, iftira atması da, faiz alıp vermesi de caizdir” der. Kafası karışan müritlerini, “bizim iftira ve yalanlarımızdan zarar gören Müslümanların öteki dünyada mekanı cennet olacaktır” diyerek yatıştırır.

    12 Şubat post modern darbesiyle Ferahyol koalisyonu çöker, merkez partilerin oluşturduğu bir koalisyon kurulur. Hoca, kızların üniversiteye başı açık gitmesinde dinen bir sakınca olmadığı fetvasını yayınlayarak askerlerin gözüne girmeye çalışır.

    Hoca sırtını tamamen ABD’ye yaslar. Hıristiyan kültürüne uyumlu yeni islam’ın temellerini atmaya koyulur. ABD, Hoca’nın Papa II. John Paul’le görüşmesini sağlar. Amaç Hoca’yı islam dünyasına dini önder olarak sunmaktır.

    Hoca’nın sağ kolu Cemaat’ten kopar, medyaya, hocanın müritlerine devlete sızma emri verdiği vaaz kasetlerini sızdırır. Hoca’ya karşı dava açılır, devleti ele geçirmeye çalışmakla suçlanır.

    Necmi Yerbakan’la ipleri koparmış “dini görüşçü” gençler Hoca’nın desteğiyle kısaca “Lamba” diye anılan bir parti kurarlar.

    Karaoğlan liderliğindeki koalisyon hükümeti krizlerle boğuşmaktadır. Son çıkan kriz Bakır Bank’ı zor durumda bırakmıştır. Aslında Bakır Bank güçlü bir bankadır ve küçük bir likidite yardımıyla kurtulacak durumdadır. Ancak IMF hükümete, “serbest piyasaya müdahale etmeyin, bırakın iyi yönetilmeyen bankalar batsın” der. Bakır Bank batar, kriz büyür, Lamba’nın iktidara gelmesi için uygun ekonomik koşullar oluşur.

    Hoca tutuklanma korkusuyla Patagonya’ya kaçar. Patagonya artık Hoca’nın müritleri ve onun gücüyle bir yerlere gelmiş, ya da gelmeyi uman liberaller, dinciler ve iş adamları için Mekke kadar kutsal bir şehir haline gelmiştir.

    iktidara gelen Lamba, Hoca’nın polis, yargı ve idari bürokrasi içindeki müritlerini stratejik noktalara yerleştirir, kriz nedeniyle zor duruma düşmüş banka ve şirketlere el koyar. Gazeteler ve televizyon kanalları hızla Cemaat ve Lamba yanlısı sermayenin eline geçer.

    KEMALiZM’iN TASFiYESi

    Kemalistler ılımlı islam projesi için hala büyük bir tehdittir. Ayrıca oy için halkın dini inançlarını sürekli istismar eden Lamba’nın yüksek yargı tarafından kapatılması mümkündür. Önce Kemalist aydınlar, askerler tasfiye edilecek, ardından yüksek yargı ele geçirilecektir. Cemaat’e bağlı savcılar, yargıçlar, polisler, ABD yanlısı liberallerden oluşan bir ekip hazırlıklara başlar. Polis istihbaratının denetimi Cemaat müritlerine teslim edilir.

    ilk tasfiye denemesi gözlerden ırak Van 100. yıl Üniversitesi rektörüne karşı başlatılır. Sahte deliller üretilir, rektör tutuklanır, rektöre karşı yüzlerce yıllık hapis talebiyle dava açılır. Saygın bir rektöre karşı açılan dava kamuoyunun tepkisiyle karşılaşır, oyun bozulur, rektör beraat eder. Ancak “Kemalizm’i tasfiye ekibi” artık tecrübe kazanmış, tasfiye edilecek kişilerin itibarsızlaştırılmasının öneminin farkına varmıştır.

    Lamba muhalifleri dinlemeye ve izlemeye alınır. TSK içindeki Amerikancı askerler Cemaat’e gizli bilgi sızdırmaktadır. “Herkesekon” adıyla bir dava açılır, “sahte delil üretme merkezi” kurulur. Cemaat’in desteğiyle 2. Cumhuriyetçi ve CIA destekli liberallerin yönetiminde Taraftar Gazetesi yayına başlar.

    Elde edilen bilgiler ve belgeler sahte delil üretme merkezinde montajlanır, ya da yeni baştan üretilir, Taraftar Gazetesi’nde yayınlanır. Birbiriyle ilişkisi olmayan insanlar arasında sahte ilişkiler yaratılır. Ülkenin saygın aydınları, rektörleri, askerleri, muhalif TV kanalı sahipleri tutuklanır. Tutuklanan Kemalistleri itibarsızlaştırmak için darbe yapmayı düşünmüş, ya da planlamış Gladio artığı askerler ve polisler, bazı katiller ve hırsızlar da tutuklanır. Tutuklananlar arasında 28 Şubat darbesinin gözde generalleri yoktur, çünkü onlar Lamba’yı iktidara taşıyan sürecin mimarlarıdır, çocukları yandaş şirketlerde yüksek maaşlarla çalışmakta, kendileri Lamba yöneticilerine danışmanlık yapmaktadır.

    Bir rahip, üç Hıristiyan misyoner, Ermeni cemaatinin bir ileri geleni öldürülür. Yüksek yargıya silahlı saldırı düzenlenir, saldırıda bir yargıç ölür.

    “Sahte delil üretme” merkezinde üretilip Taraftar Gazetesi’nde yayınlanan belgeler, gizli tanık ifadeleri, imzasız ihbar mektuplarında yer alan suçlamalar gerçekmiş gibi dinci ve merkez medyada halka her gün temcit pilavı gibi sunulur. Yüksek yargıya ve Hıristiyanlara saldırılar ile Herkesekon” sanıkları arasında bağ kurulmaya çalışılır. Ancak iddialar sanık avukatları tarafından bir bir çürütülür. Cinayeti işleyenlerin Cemaat’in etki alanındaki ülkücü gençler olduğu, Hoca’nın müridi polisler tarafından korunup kollandıkları anlaşılır. Polisler hakkında hiçbir yasal işlem yapılmaz.

    Darbe yapacağı iddia edilen askerler salıverilir. Kemalist aydınlar hala tutuklu olarak yargılanmaktadır. Sanıklar kendilerine karşı iftira kampanyası yürüten köşe yazarlarına karşı dava açmaya, bu davaları kazanmaya başlarlar. Yandaş medyanın ve Cemaat’in aklına birdenbire basın özgürlüğü gelir. Acilen yüksek yargı iktidara bağlanmalı, yandaş yazarların iftira atma özgürlüğü güvence altına alınmalıdır. Üstelik, Allah korusun, bağımsız yargı Lamba’yı her an kapatabilir.

    Acilen bir yargı reformu paketi hazırlanır. ABD ve AB’nin desteğini almak için pakete özelleştirmeleri kolaylaştırıcı bir madde eklenir.

    Serbest piyasa dışarıdan sıcak para akışıyla göle dönüşmüştür. TSK sindirilmiştir ama Kemalist aydınlar hala direnmektedir. Hoca, Patagonya’daki malikanesinde, “Allahım bu Kemalistler ne bitmez şeymiş” diye mırıldanır. Ellerini açar, “Bize Suudi Arabistan’daki, ya da Kuveyt’teki kadar demokrasi ve adalet yeter, bizi daha fazlasından sen koru ya rabbim” diye dua eder. Müritler huşu içinde “amin” diye bağırırlar. O ülkelerde halk ne kadar da uysaldır, kadınlar ne kadar da özgürdür, ne kadar da mutludur, rejimleri ne kadar da ılımlıdır.

    Yargı reform paketi mecliste oylanır, referandum kararı çıkar.

    Yargı paketinin referandumdan geçmesini garantiye almak için ana muhalefet partisi yıpratılmalıdır. Parti başkanına ait olduğu ileri sürülen bir ciks kaseti internet üzerinden piyasaya sürülür, ancak son derece hırslı olduğu bilinen başkan Cemaat’i şaşırtır ve başkanlıktan istifa eder. Ana muhalefet partisinin başına halkın sevdiği Kılıç geçer ve paketin geçişini engellemek için Anadolu’yu turlamaya başlar.

    Lamba ve Cemaat şaşkınlık içindedir. Cemaat harekete geçer. Ülkücülerin Hoca’ya saygınlığı sürmektedir. Bilhassa Doğu Karadeniz, iç Anadolu ve Doğu Anadolu’da Cemaat ülkücü tabanı etkilemeyi başarır. Ayrıca milyonlarca yoksul ve işsiz halk bir kez daha sadakayla kandırılır ve yargı reform paketi referandumda kabul edilir.

    Lamba istediği kişileri yüksek yargıya yerleştirir. Aylardır yapılamayan savcı ve yargıç atamaları birkaç gün içinde yapılır. Artık yüksek yargı Lamba’ya bağlanmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster