1. 151.
    +1 -1
    verdiği ayarlar

    Bir gün yemekte Fali Rıfkı Atay, Necip Fazıl'a şöyle der:
    -Yahu senin gibi bir adam nasıl olurda islam'a gönül bağlar. islamiyet deyince benim burnuma ayak kokusu gelir...
    Bunun üzerine Necip Fazıl hiç tavrını bozmadan:
    -O senin burnuna gelen islamiyet'in değil, ciğerinde ki ufûnetin kokusudur.

    ...

    Vedat Nedim, bir gün Necip Fazıl'a:
    -Sen bu kafayı değiştir! deyince Üstattan şu cevab alır:
    -Seninkiyle mi?.. Ben senin o bücür gövden üzerinde bir kafa görmüyorum ki değiştireyim...
    ...
    Necip Fazıl'la Nazım Hikmet'in kaldıkları aynı hapisanede, tek kişinin geçebileceği koridor varmış

    Koridordan Necip Fazıl geçerken karşıdan Nazım Hikmet te geliyormuş. Yaklaştıklarında Nazım Hikmet: "Ben Köpeklere yol vermem" demiş.
    Sukunetini koruyan Üstad ise kenara çekilerek "Ben yol veririm." demiş

    • **
    NFK bir gün haLici izLerken arkasına Nazım Hikmet gelmiş..

    NFK Saçı sakalı birbirine karışmış bir vaziyette iken..

    - Ne o Necip Maymuna Dönmüşsün..

    NFK Yüzünü Nazım Hikmete döner ve

    - Evet Şimdi döndüm ..
    • **
    N.Fazıl Kısakürek, vapurla Kadıköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:

    -Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu?
    Biz yolumuzu bulabilirdik.

    Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:

    -Ne diye vapura bindin ki ? Yüzerek karşıya geçebilirdin.
    cevabını vermiş.
    • **
    Malum üstadımızın gençliğinde daha doğrusu kısa bir döneminde yanlışları olmuş. Daha sonra hidayet yolunu görünce elini ayağını çekmiş.Bir gün bir gazeteci üstadın acı geçmişini ona hatırlatarak yere vurmaya çalışmış.

    "Efendim sizin gençlik yıllarınızda böyle yanlışlarınız oldu şimdi ne oldu da hidayete erdiniz, geçmişinizi ne çabuk unuttunuz ? demiş.

    Üstad burda mührünü basıyor;
    "Ben geçmişimi dürdüm, büktüm ve kaldırıp çöpe attım,bu çöpleri ise ancak Kediler ve Köpekler karıştırır... !"
    • **
    Bir edebiyat toplantısı sırasında Nazım sahnede şiir okur ve akabinde oturan topluluk içinde bulunan Üstad'ı sahneye davet eder ve Üstad'a şöyle bir teklifte bulunur:

    -Birtane ben kendi şiirimden okuyayım, bir tane de sen kendi şiirinden oku.

    Üstad kendi şiirini okumayı pek doğru bulmadığını söyler ve Nazım'ı kendi silahı ile vurmanın tadını hissedercesine teklife teklif ile karşılık verir:

    -Ben senin şiirinden bir tane okuyayım sen de benimkilerden bi tane oku

    Nazım bu teklifi kabul eder ve başlar Üstad'ın 'Ölünün Odası' şiirini kendine has üslubu ile okumaya. Şiir biter salonda bir alkış patlar. Sıra Üstad'a gelmiştir. Üstad nazımın sonu 'in-çık, çık-in" şeklinde biten şiirini düz bir şekilde okur ve bitirir. Salonda derin sessizlik...

    Üstad nükteyi patlatır, noktayı koyar;

    -Bak nazım! Benim gibi adam senin şiirini okuyor da yine de bişey olmuyor.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster