1. 126.
    +4
    insanları aptallaştırmak için televizyonlar ve siyasiler ellerinden geleni yapıyorlar. Siz 30 yıl aynı meseleyi kaldığınız yerden bin defa tartışarak bu insanları hödükleştirdiniz, beyinsizleştirdiniz, omurgasızlaştırdınız. Bu insanları tab... a yaptınız, cariye yaptınız, köle yaptınız. Bir makarnaya muhtaç yaptınız.
    Şimdi de bu insanlardan bu böcekvari insanlardan aldığınız oylarla övünüyorsunuz. Bunlardan herkes oy alır. Bunlara şeker veren de oy alır, yarım dilim ekmek verende oy alır, bunlara merhaba diyende oy alır. Bunlardan herkes oy alır. Oy alacağın insanlar birkaç tane sanatçıdan yazardan siyasetçiden alacaksın.
    Sen bu karadeniz sahiline napıyorsun? Tabiata napıyorsun? Ormanıma napıyorsun? Diyen insanlardan ülkesine düşkün insanlardan oy alacaksın?? Bunlardan oy alamazsın. Haberdar insanlardan oy alamazsınız. Zeki insanlardan, bayrağına sahip ülkesine sahip, amerikaya karşı diklenen insanlardan oy alamazsın!
    Böceklerden alırsın! Bunlara atarsın kömürü , atarsın bilmem neyi.. alırsın!
    Bunlarıda dille kandırmak kolaydır. Borsa çıktı çıktı üzülmeyin.. Ben çocukken de iniyordu ben çocukken de çıkıyordu. 52 yaşına geldim durumum budur. Senin de odur öbürünün de odur. Ücretlinin emeklinin durumu budur. Kalkınıyor mu? Evet 5 milyon insan kalkınıyor. Jeep’lerini yeniliyordur. Dün 70 milyarlık jeep allıyorlardı şimdi 150 milyarlık alıyorlar. Değişen budur.
    Bu insanları yazarsız buldular. Gazetelerini boşalttılar. Medyasını boşalttılar. Yazarsız bulup uçuyorlar. Bir uçma dili. Sıkıyorlar. Sıktıkları dil demokrasinin dili değildir. Bir şirretin dilidir. Zırvalık yapıyorlar. Zırvaca konusuyorlar. Borsa inmiş de çıkmış da amerika düşmüş de çıkacakmış da, körfezde şurda satmış da... bunlar yalan yanlış laflar. Bu kadar yalanı insanlık kaldırmaz. Bu kadar yalanı demokrasi hiç kaldırmaz. Demokrasiyi de bu kadar zorlamayın. Bu kadar şirretliğe demokrasi dayanıklı değildir. insanlarınıza bakın, hastanelerinize bakın, sokaklarınıza bakın, gidin o insanların yaşadığı maddi manevi zorlukları bir saatliğine görün! iki saatliğine görün! Böyle kapıdan üç kömür atmayla olmaz.
    Ama napıyorlar? Konuşa konuşa gazetelerinde şartlanmış insan üretiyorlar. Şu anda Türkiye’nin sıkıntısı nedir? Benim de mesela bu başörtüsü olayından kurtulduğum için sevincim nedir?
    Şartlanmış insanlar.. insanları ya bu taraftan ya diger taraftan yapıyorlar. Şartlanmış insanlar. Nazlı ılıcak – Mehmet Barlas .. Şartlanmış! Oysa bu ülkenin yazarları, bu ülkenin siyasetçilerinin zevkleri , estetiği, bireysel tatları yüksek insanlar yetiştirmeli.. Ben öyle insanlar yetiştirmeliyim ki beni beğenmesinler. Beni beğenmiyecek insanlar yetiştireceğim. Topçum da beni beğenmiyecek, yazarım da beni beğenmiyecek, sokaktaki halkım da. Çünkü o dünyadan haberdar olacak. Ben onun zevklerini lezzetlerini çeşitlendirmekle sorumluyum. Onun tat duygusu daha çok olsun. Ben bir karalahanayı tanırım, oğlum şunu zeytinyağlıyı da bilsin. Ama siz kitlelere zengin zevkler üretmiyorsunuz. Zengin lezzetler, zengin seçimler üretmiyorsunuz. Kitlelere cariyeler gibi köleler gibi teba gibi.. beyinleri yıkanmış. Siz bu tarafta kaldırın karşı tarafa savaş yapın gibi bakıyorsunuz.
    Bu ekonomi dili, kapitalizmin ya da dünyanın ya da modern denen bu ekonominin dili budur. Ve bununla da demokrasiyi ihmal ediyorlar. Benim de bildiğim bir demokrasi vardır. Burdaki her doğan her yaşayan böceğin canlının insanın haysiyeti, onuru, gururu ve ütopyalarından sorumlu bir demokrasi.
    Demokrasi hepimizin hayallerinden sorumludur. O çocuk istanbulu hayal edecek. Parise gitmeyi iki müze gezmeyi hayal edecek! Demokrasi budur. Vandan karstan kalkmış bir çocuk dünyanın en büyük koşucusu olacağım hayalini taşıyacak! Sense bu çocukların hepsine gaddar zalim gibi davranıyorsun. Böcek gibi görüyorsun bunları! Sonra da gelmişsin bana dünyanın en büyük siyasetçisi gibi konuşuyorsun! Hayır! Zırvalıyorsun!
    Şirretlik senin yaptığın! Beyni yıkanmış insanlar yetiştiriyorsunuz! Lezzeti yüksek estetiği yüksek keyfi yüksek tatları yüksek .. Yani hiç kimse de vandan gelip 4 çeşit peynir istemez Tayyip Erdoğandan.. çünkü Van’ın o çeşit yazarları yok. Ama bugün Van’ın çiçeklerinden haberdar, ineklerinden haberdar, ovasından yaylasından haberdar yazarlar çıkacak. Diyecek ki efendim ben burda 10 çeşit peynir, 10 çeşit şarap, 10 çeşit bilmem ne istiyorum diyecek. işte o zaman bir demokrasiden konuşabiliriz.
    Çok acıklı bir yerden geliyoruz. işte karadeniz otoyolu. Tam 400 kilometre. Tarihin en güzel otoyolu. Coğrafyamızın en guzel parçası. 400 kilometre parçalandı! Ortadan kaldırıldı. iptal edildi. Tek satır yazı yazmadı, milliyet gazetesi, bilmem dinç bilginler işte bu adamalar. Bu moloz çöplükleri! Coğrafyanı elinden aldılar. Nerdeydi Trabzon, Giresun , Ordu? Mühendisim diyor aydınım diyor? Hayır .. Böcek sürüleridir bunlar. Bunlar bakteri!! Geldi ellerinden coğrafyayı aldı seslerini çıkartamadılar. Evlerinden kalkıp valiliğin önüne kadar yürüyemediler. isyanı olmayan bi insan, kavgası olmayan bir insandan insan olabilir mi? Demokrasi isyanların rejimidir. Kavgaların rejimidir. Çıkacaksın hakkını isteyeceksin. Hak dediğin de babanın, atanın , Allah’ın sana verdiği topraktır. Bu toprağa sahip çıkamıyorsun. Ormanına agacına sahip çıkamıyorsun. Annen 50 yaşında ölüyor hesabını soramıyorsun! Baban deden böbrek yetmezliğinden 35inde 40ında gidiyor soramıyorsun! Sonra bi tane bi adam geliyor sana, öyle oturuyor maliye bakanı gibi.. “çıktı çıktı borsa çıktı” diyor haa guzel guzel diyorsun! Ee sen bu zekadaysan burdan cıkacak bu zekanın ürettiği siyaset de işte maliye bakanının zekasıdır. Bunlar anlaşır. Türkiye’yi hepimiz burdan çıkartacağız. Bu insanlara demokrasinin nimetlerinden özgürlüklerin nimetlerinden tabiatımızın nimetlerinden bahsedeceğiz. Ülkemizin değerlerini anlatacagız. Bu ülkenin en büyük değeri bağımsızlıktır. Tek cümle ağızlarından çıkmıyor! Bağımsızlıktan büyük değerimiz yoktur! Tek cümle ağızlarından çıkmıyor! Çıkmayacak da!
    BUNLARIN PEKMEZ DEDiĞi TORTU, BAYRAM DEDiĞi DE YORTUDUR!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster