1. 26.
    +2 -1
    Savaşın Nedenleri
    Siyasi Nedenler

    Avrupa'da 16.yy'da yaşanan Katolik-Protestan ayrışmasıyla, Kutsal Roma-Cermen imparatorluğu'na bağlı Prenslikler, farklı taraflarda savaşmışlar, tarihte Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) olarak bilinen bu savaş da Vestfalya Antlaşması'yla sona ermiştir. Savaş sonucunda, bugün bile Avrupa Birliği'nin kökenini oluşturan Kutsal Roma Germen imparatorluğu birliği dağılmıştır. Savaşın sonunda Fransa'nın güçlenmesi, tam aksine Kutsal Roma Germen imparatorluğu'nun ve Habsburg Hanedanı'nın zayıflaması sözkonusudur. Bu sonuç Almanya için 19.yy'a kadar sürecek bir zayıflık dönemine ve yine bu tarihlere kadar birliğini kuramamasına neden olmuştur. Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik hareketlerinde de bu olay etkisini göstermiş ve ingiltere, Fransa sömürgecilik alanında hızla güçlenirken Almanya'nın bu alanda geri kalmasına neden olmuştur. 1815’te yapılan Viyana Kongresi ile Avrupa’ya ve geniş anlamda dünyaya yeni bir statü getirilmiş ve buna göre güçler dengesi kurulmuştur. Kırım Savaşı'nda(1853-1856) bu dengelerin Rusya lehine değişmesine engel olmak için, Haçlı Seferleri'nden sonraki en önemli ittifakla, Avrupa Devletleri, Osmanlı imparatorluğu ile birlikte Ruslara karşı savaşmıştır. Yenilgiye uğrayan Ruslar, etkisi 1917 Ekim Devrimi'ne kadar sürecek siyasi ve ekonomik dalgalanmaların etksine gireceklerdir. Yine bu savaşın sonunda, italya Birliği'ne gidecek yollar da açılmıştır.1870 Sedan Savaşı[1] ile Almanya ve italya’nın birliklerini kurmaları, bunların büyük devletler olarak devletler arası ilişkilerde yer almak için girişimlerde bulunmaları, Viyana Kongresi statükosunu ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirmişti. Bundan sonrası ise yeniden bir dengenin kurulması girişimlerine, o da Avrupa’da yeni blokların ortaya çıkmasına ve bunların birbirleriyle çatışmasına yol açmıştır. Bloklar arasındaki gerginlik de karşılıklı silahlanmaya yol açmıştır. Bu da silahlı barış dönemini ortaya çıkarmıştır. Bu dönemde bloklar ve devletler arası ilişkilerde çok yönlü gelişen çatışmalar gerginliği daha da arttırmış ve devletleri bir savaşın eşiğine getirmiştir. Bu genel çerçeve içinde I. Dünya Savaşı'nın nedenleri çeşitli ekonomik, siyasi, askeri gelişmelere dayanmaktadır. Bunlara büyük devletlerin çıkar hesaplarını da eklemek gerekir.Özelikle Prusyanın Avusturyayı yenip Alman birliğini sağladıktan sonra yeni ortaya çıkan Alman Kralığının elinde önemli sömürgeleri olmamasına rağmen dönemin süper gücü ingiliz imparatorluğu'na karşı koyabilecek hatta onu geçebilecek bir sanayi insan gücü ve teknolojı haline gelmesi ve bunun basta ingiltere ve Fransa tarafından engellenmek istemesi başlıca çekişme kaynağıdır.

    [1][2][3]
    Ekonomik Nedenler

    Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik sonucunda ekonomik pozisyonlarını güçlendiren ingiltere ve Fransa, karşı taraftaki Almanya ve italya gibi ülkelerden ekonomik olarak çok ilerideydi. Almanya ve italya, siyasi birliklerini oluşturduktan sonra, 1914'e kadar olan süreçte aradaki farkı kapatmaya çalışmışlardır. ingitere ve Fransa'nın ekonomik hakimiyet alanlarını korumak, Almanya'nın ise bu alanları ele geçirmek niyeti savaşın başlıca ekonomik nedenlerindendir. Bu, sömürgeler, deniz yollarının hakimiyeti, uluslarası ticaret imtiyazları gibi ana başlıklarda değerlendirilebilir. Öte yandan 19.YY sonlarından itibaren kullanılmaya başlayan ve neredeyse 20.yy'a damgasını vuran petrol yataklarının mülkiyeti de savaşın temel ekonomik nedenlerindendir. Osmanlı imparatorluğu'nun hakimiyeti altındaki Ortadoğu Petrol varlığı,19.yy sonlarında özellikle ingilizler tarafından, çeşitli gizli/açık yöntemlerle tesbit edilmişti. ingiltere, petrol siyasetini, 1900'lerde tüm stratejilerinin birinci sırasına koymuştu. Diğer bir konuda Rus imparatorluğu'nun ekonomik durumudur. Rusya,19.yy'ın sonlarında 20.yy'ın başlarında toplumsal dalgalanmanın en fazla görüldüğü ülkedir. Toplumun en büyük kesimini oluşturan köylü sınıfı ve o büyüklükte olmasa da etkin bir işçi sınıfı 1905 Devrimi ile 1917 Ekim Devrimi'ne giden yolu açmıştı. Toplumsal dalgalanmalar ekonomik açıdan Rus imparatorluğu ve Çarlık Rejimi için tehlike oluşturuyordu. Rus Yönetimi bu dalgalanmaları engellemek için siyasi ve ekonomik güç kazanmak zorundaydı.

    [1][2][3]
    Ülkelerin Stratejileri
    ingiltere

    1. Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında(1558-1603) iskoçya’da ingiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. ingiltere'deki Tudor hanedanıyla, iskoçya'daki Stuart hanedanı arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. iskoçya Kralı 1. James ingiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı. Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar.

    1642-1651 yılları arasında gerçekleşen ingiltere iç Savaşı sonucunda krallık devrildi. Bunun yerine önce parlamento idaresinde (1649–1653) sonra da Oliver Cromwell iktidarında (1653–1659) kısa süren bir cumhuriyet kuruldu. Cromwell'in ölümünün ardından parlamento iç karışıklıkları önlemek için sürgündeki kral 2. Charles'ı krallığı yeniden kurmak üzere ingiltere'ye davet etti.

    18. ve 19. yüzyıllarda ingiltere, büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü haline gelen Britanya imparatorluğu'nun merkezi konumundaydı. 19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika’da bazı devletler, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kurulmuştu. Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında ingiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1877'de Hindistan sömürgeleştirildi. 1882'de Mısır ele geçirildi.

    ingiltere 1900'lere gelindiğinde dünyanın en büyük gücü konumundaydı. Bu gücü sömürgeler, deniz yolları hakimiyeti, küresel şirketler aracılığıyla, askeri ve siyasi anlamda da sağlamayı başabilmiştir. 1871'ten itibaren Alman imparatorluğu'nu kendi etkinliğine karşı en önemli tehdit olarak algılamıştır. Çünkü güçlü bir Almanya ingitere için en büyük tehdit olacaktır. Fransa ile sürdüğü ortaklıkta(özellikle Kırım Savaşı bir örnektir.), Fransa'nın da 1871 yenilgisinden itibaren Alman imparatorluğu'na karşı olan düşmanlığı belirleyici nokta olmuştur. Yine aynı şekilde Rusya ile 1.Dünya Savaşı öncesinde temin ettiği ittifak da, Balkanlar ve Doğu Avrupa'da Rusya'nın Pan-Slavizm Politikası ile Almanya'nın Pan-Germen Politikası karşıtlığı temeline oturmuştu.

    ingiltere,bir ada ülkesi olması nedeniyle, savunma stratejisini Hollanda ve Belçika'nın Almanya'ya karşı dirençli olması esasına dayandırmaktaydı.[4]

    Alman imparatorluğu'nun ingiltere için gerek ekonomik gerekse de siyasi tehdit haline gelmesi ingiltere için tartışmasız bir savaş nedeniydi. Aynı zamanda, sömürgelerin korunması, deniz yollarının kontrol altında tutulması, küresel şirketlerin hakimiyeti ve en önemlisi Ortadoğu Enerji Koridoru'na sahip olmak stratejileri tamamen Almanya imparatorluğu çıkarlarıyla çatışmaktadır.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster