+1
alıntı yaptım yine beyler
7 ağustos 1999’da yaşanan ve binlerce kişinin ölümüne, on binlerce kişinin yaralanmasına yol açan depremin üzerinden dokuz sene geçti.
saatler 03:02’yi gösteriyordu. biraz iş yerindeki sorunlarımdan dolayı, kafamı demleye gitmiştim.
birkaç düble içtikten sonra eve doğru yol almaya başladım ki bir den sarsılı verdik,ben içkiyi çok kaçırdım
zannettim ama değildi.her yer sallanıyordu eşyalar yere düşen bilyeler gibi dağılmıştı, aklımdan o anda
neler geçmedi ki çocuklarım, ailem,yaşadıklarım ,yaşamak istediklerim bir flim şeridi gibi gözlerimin önünden geçti.
şaşkın bir şekilde etrafıma bakıyordum binalar yerle bir olmuştu, çığlık sesleri kulakları çınlatıyordu,tiz sesler “kimse yokmu? sesimi duyan yokmu?... ”gibisinden. telaşlı bir şekilde çocuklarım aklıma geldi, koşuyordum oraya buraya ama
yıkıntılardan nerede olduğumu bilmiyordum, üç dört sokak bir olup tek sokak yerine geçmişti. çıldırmak üzereydim telefonlar çekmiyordu, çevremdekiler kendi telaşındaydılar.
sonradan bizim mahalle sakinlerinden birkaç komşuları görünce evime yakın bir yerde olduğumun farkına vardım. evet evimin önündeyim, göz yaşlarım artık akmıyor, kuru ağlayışlarla teselli ediyorum gözlerimi, yüreğimde bir sızı…i̇lknur’un oyuncakları önümde duruyordu, eşimle evlilik fotoğrafım yırtık şekilde yerlerde….
koca koca taşları kaldırmak istiyordum ama gücüm yetmiyordu, belki bir umut bir çığlık sesi…tırnaklarımla o kocaman betonları aşmaya çalışıyordum,bir insanın çaresizlik anı bu olması gerek…
o’da ne aman allah’ım sana şükürler olsun kızım i̇lknur, komuşumuzun kucakları arasında idi hemen koşu verdim yaşıyordu evet yaşıyordu. allah!ım sana şükürler olsun, eşimi sordum, oğlumu sordum ama maalesef…
“bir insan neden saçlarını beyazlaştırır ,benim saçlarıma aklar düşmesinde kimin düşsün.az önce ki şükürler isyana
dönüşmüştü;allah’ım ben sana ne yaptımda sen sevdiklerimi benden aldın bana bu acıyı yaşattın”…
hastanede eşimin ve oğlumun cansız bedenleri kanımı dondurmuştu…kendime geldiğimde sedyenin üzerinde kolumda
bir serom ile uzanıyordum demek ki baygınlık geçirmişim, kızımın durumunu sordum sağlığı yerinde sadece kırık var dediler, kolumda serom ile dolaşıyordum bir oyana bir buyana…”kızımı görmek istiyorum, kızımı görmek istiyorum diye ağlıyarak cezaevindeymişim gibi volta atıyorum zaten hayatım zindan olmuştu bile. kızımı anca sekiz saat aradan sonra görebildim kendine gelmişti, daha altı yaşında yürekleri dağlatırcasına ağlamaklı bir şekilde i̇lknur;babacığım…babacığım…annem abi̇m nerde…ne oldu bize
Tümünü Göster