1. 1.
    0
    Yaşamın içinden çıkan bir karar iyi bir karardır; yalnızca kafadan çıkan bir karar ise kötüdür. Yalnızca kafadan çıktığında asla sonuca ulaştırıcı değildir; daima ihtilaf yaratıcıdır. Diğer alternatifler açık kalır ve zihin sürekli bir taraftan diğerine gider gelir. Zihnin ihtilaf yaratma şekli budur.

    Beden her zaman şimdi-buradadır, oysa zihin asla değildir ve tüm çatışma bundan doğar. Sen şimdi ve burada nefes alıyorsun; ne yarında nefes alabilirsin, ne de dünde. Şu anda nefes almak zorundasın. Ama hem yarını, hem de dünü düşünebilirsin. Demek ki, beden şimdiki zamanda kalırken, zihin geçmişle geleceğin arasında sıçrayıp durur. Beden ve zihin arasında bir bölünme mevcuttur. Beden şimdiki zamandayken, zihin asla orada olmadığı için bu ikisi birbirleriyle hiç buluşamaz, hiç denk gelemezler. Bu bölünme endişe, acı ve gerginliğe neden olur; kişi gergindir ve bu gerginlik endişeden kaynaklanır.
    Zihnin şimdiki zamana getirilmesi gerekir çünkü bundan başka bir zaman yoktur.

    Bu yüzden ne zaman gelecek veya geçmiş hakkında fazla düşünmeye başlasan, sadece gevşeyip, dikkatini
    nefesine vermelisin. Her gün en az bir saatliğine bir koltuğa, rahat bir şekilde oturup gevşe ve gözlerini kapa.
    Öylece nefesini izlemeye başla. Onu değiştirmeden; sadece bak, izle. Sadece izlemenle, nefes git gide daha
    yavaş bir hal alacaktır. Normalde dakikada sekiz kere nefes alıyorsan, altı kere, sonra beş, dört, üç, ve sonra
    iki kere almaya başlayacaksın. iki-üç hafta içinde dakikada yalnızca bir kere nefes almaya başlayacaksın.
    Dakikada bir kere nefes almaya başladığında, zihin bedene yaklaşıyor olacak.
    Bu küçük meditasyon sayesinde, nefes almanın tamamen durduğu anlar ortaya çıkacak. Üç, dört dakika
    geçecek ve nefes sonra gelecek. O zaman bedeninle uyum içinde olacaksın ve şimdiki zamanın ne olduğunu
    kavrayacaksın. Yoksa bu sadece bir kelimeden ibaret olarak kalacak; zihnin hiç bilmediği, deneyimlemediği bir
    şey bu. O geçmişten ve gelecekten anlar, yani sen "şimdiki zaman" dediğinde onun bundan anladığı, geçmişle
    gelecek arasında, yani arada kalan bir şeydir ama zihin böyle bir deneyime sahip değildir.

    Demek ki yirmi dört gün boyunca, her gün bir saatliğine kendini nefese bırakarak, nefesin sürüp gitmesine izin
    ver; o bunu otomatik olarak yapar. Sen yürürken nefes otomatik olarak devam eder. Yavaş, yavaş küçük
    boşluklar olacak ve bu boşluklar sana şimdiki zamana dair ilk deneyimini sunacaktır. Bu yirmi dört, yirmi beş
    günün sonucunda aniden bir karar beliriverecektir.

    Hangi kararın ortaya çıktığı konunun dışındadır. Önemli olan nereden çıktığıdır; ne olduğu değil, nereden
    geldiğidir. Eğer kafadan geliyorsa sefalet yaratacaktır. Ama senin bütünlüğünden doğuyorsa, o zaman asla bir
    an bile olsa pişmanlık duymayacaksın. Şimdiki zamanda yaşayan bir kişi pişmanlık nedir bilmez; o asla arkasına
    dönüp bakmaz. Asla geçmişini, anılarını değiştirmediği gibi, geleceğini ayarlamaz da.

    Kafadan çıkan bir karar çirkin bir şeydir. Karar sözcüğü Latince'de "kesip, atmak" kökeninden geliyor; o seni
    kesip atar. iyi bir kelime değildir. Gerçeklikle bağını kesiyor olduğu anldıbına gelir. Kafan seni sürekli
    gerçeklikten alıkoymaktadır.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster