1. 26.
    0
    Yavuz Sultan Selim, Çaldıran Savaşı'ndan sonra Şah ismail'in barış için yaptığı teklifleri kabul etmemiş olup, Doğu Seferi'ne devam etme amacını taşıyordu. Ancak, Şam'a geldiğinde Şah ismail'in name ve hediyeleriyle elçilerini oraya gelmiş buldu; Şah ismail'in barış yapma hususunda bu kadar istekli olması Mısır Seferi'nde sonra kendi üzerine bir başka sefer daha yapılmasını olası görmesiyle açıklanabilir. Şah ismail yolladığı namesinde saygı dolu ifadeler kullanıp şöyle diyordu: "Sen birçok belde ve tebaaya malik oldun; bilhassa Mısır'ı almakla Hadim-i Haremeyn-i Şerifeyn unvanını aldın. Şimdi sen arzın iskender'isin; aramızda geçen geçmiştir; bir daha geri gelmez; sen memleketine git, ben de memleketime gideyim; aramızda Müslümanların kanlarını dökmeyelim, arzun ve maksadın ne ise onu ben yerine getiririm."

    Sultan Selim askerin yorgun olması nedeniyle Şah ismail üzerine gitmedi; bununla beraber Şah ismail'den gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı tedbir almayı da ihmal etmemiştir. Yavuz, dönüş yolunda Mercidabık mevkine geldiğinde veziriazam Piri Mehmed Paşa'yı 2.000 yeniçeri ve bir hayli eyalet askeri ile Diyarbakır tarafına yolladı, kendisi de istanbul'a hareket etti. Piri Mehmed Paşa bir süre Fırat Nehri kenarında kaldı; Şah ismail'in hiçbir harekette bulunmaması üzerine verilen emir ile Edirne'de bulunan padişahın yanına geldi

    olayın gerçeği budur. dağılabilirsiniz

    ayrıca am züt meme
    ···
   tümünü göster