+7
-1
giberim ekşiyi twitterı felanartık burada yazacam lan
sıra arkadaşımla konuşuyordum birden gülmeye başladık hoca (tabi o zamanlar öğretmen) dersi bölüp söyleyinde hep beraber gülelim dedi. lan maaş sahibi adamsın niye benim güldüğüme gülesinki daha 10 yaşındayım lan ben diyecektim ki o yaşta bu kadar anlamlı bi cümle kurmanın yersizliğini idrak ederek sustum. hoca tabii ayırdı bizi beni bi kızın yanına oturttu. utancımdan ders dinleyemedim. çok utandım. tabii benim için bi problem yoktu ama biliyordum teneffüse çıkınca sınıftaki bütün erkekler
kızla oturan kız olur diye kafamı gibecekti. hocamızda bile idrak ekgibliği varken bunun normal bi durum olduğunu öğrencilerine nasıl anlatacaktım ki? o değilde ben niye herşeyi anlıyordum, anlamıyorum. neyse oturdum kızın yanına hani arı mayalı silgiler var ya işte ondan vardı kızda allahım ne güzel kokuyordu kafayı yiyecektim. deli gibi koklamak istiyordum ama kız çok titizdi. yani şöyle anlatayım ikimizde beslenme çantamızda ekmek arası salam getirmiştik ama benimki yarım ekmek arası salam onunki nasıl oluyorsa sandeviç diye söyleniyordu. lan total toplamda aynı gıdayla beslenecez ama neden onunki modern sandeviç te benimki ekmek arası? neyse öyle titiz kızlardandı işte.
neyse koklatmıyordu bile silgisini. ama ben de yeni gördüğümden çok koklamak istiyordum hatta yemek bile istedim o silgiyi. hoca ders anlatmaya devam ediyordu kızda yazıyordu
sürekli ve hoca kızı tahtaya kaldırdı. dedim allahım sana geliyorum nasıl demem silgiyle ben başbaşa kalmıştık koca evrende. uzandım silgiye tam aldım koklayacam
tahtanın ordan bir çığlık yükseldi; hocaaaam gökhan silgimi çalıyoooo.talihimi kaderimi gibeyim. anne beni doğuracağına taş doğuraydın dedim içimden. bi sınıf dolusu mala
anlat bakalım şimdi hırsız olmadığını. hep birlikte bana baktılar. kıpkırmızı oldum, hoca cetvelle üzerime doğru geliyor sınıftakilerde acımayla karışık suçlama bakışı. biz asla gökhan gibi hırsız olmayacaaz bakışı.ne vardı bi koklasaydım? hemen yerine koyacaktım huur. neyse dayağı yedim, arı maya ya da küstüm. iyi kötü zor bela ilkokulu bitirdim işte derslerim iyiydi ve iyi bi ortaokula yazıldım. okul beni biraz aşıyordu çevre olarak ankara/çankaya da olduğumdan hep sanatçı milletvekili çocuklarıyla okumaya başladım. ama derslerim hep süperdi. Çok yüksek beklentiler vardı benden. kesin derece yapacaktım sınavlarda. sürekli denemelerde birinci oluyordum. normal bi gün dersten teneffüse çıktık. ve onu gördüm. kimi diye soracak olursan hayatımda etkisi olacak kızı. ilk görüşte aşk buna diyorlardı heralde. tabi ben bilmiyordum böyle adlandırdıklarını o zaman. aşkı bile bilmiyordum ki. benden bi alt sınıftı ip atlıyordu uzakta. yani arkadaşları ip atlıyordu, o kuğu gibi süzülüyordu. o zıplayınca dünyada onunla birlikte kalkıyordu, zaman yavaşlamıştı.
abartmıyorum yavaş çekimde dünyayla birlikte inip kalkıyordu sanki. sonra hep hayaller kurmaya başladım. yanıma gelse kutu kola ısmarlasam diye,
küçümser gibi okuma o zaman kutu kola havalı birşeydi. takip eden günlerde sabah gelişini akşam gidişini beklerdim hep. bi özel araba alıp sabah tekrar bırakıyordu hergün. ben sabah erkenden okula gidiyordum. kızın gelişini kaçırmayım diye. evden çıkmadan saçıma su vuruyordum sağa sola yatırmaya çalışıyordum. gerçi saçım 3 numaraydı ama umut dünyası işte. sabah okula gelirdi arabadan inerken tekrar zaman yavaşlardı ve ben hemen hayal kurmaya başlardım hayalim şöyleydi: ben emrah kadar yakışıklıyım( o yıllarda örnek alabilecek başka kimse yoktu) ve kız derse geç kalmıştı. arabayı ben sürüyorum ama öyle bi hızlı sürüyorum ki arabayı kız korkuyor ve bağırıyor gökhan yavaş sür çok korkuyorum diyor ben bi kola uzatıyorum ve şunu iç rahatla bebeğim diyorum. ve okula tam zamanında ulaştırıyorum. kız bana aşık oluyor ve hayalim bitiyor.bu kadar dı hayal gücüm ne yapayım. o yaşta evlilik hayalimi kurayım. neyse günler geçiyor ben hep kızı düşünüyordum. sınav zamanı yaklaşıyordu ve ben sınavla ilgili hiç birşey düşünmüyordum. gece gündüz sinem'i düşünüyordum.bir iki yıl böyle geçti sınav zamanı yaklaştıkça benim netler düşmeye başladı. galatasaray lisesini düşünüyorduk ailecek. ailecek derken babamlar düşünüyordu artık. ben sinem'i düşünüyordum. hocalar geometri anlatıyordu ben üçgenden sinem yapıyordum, sakarya şiirini sinem e adıyordum, kıvrım kıvrım akıyorduk. sınavlar geldi çattı tabii tak gibi geçti. sinemle ilgili sorsalar birinci olabilirdim ama sormadılar. birincilik hayalleri kurarken sağlık meslek lisesini zor kazandım. olsun be sinem'e feda olsun. her ne kadar adımı bile bilmese de bırak adımı bilmeyi varlığımı bile farketmese de, feda olsun galatasaray lisesi sinem'e. bana hayller kurdurdun ya o bile yeter. gerçi emrah olmak hayali yüzünden biraz kızıyorum sinem'e ama kim sallar. şimdi belki evlenmiştir belki çocuğu bile vardır kim bilir? geçen gün ilkokulun önünden geçiyordum bi kız gördüm. muhtemelen beslenme çantasında sandeviç vardı. sordum silgin varmı diye 'eveeek' dedi. bi versene dedim. çıkardı verdi. arı mayalı silgilerden. yedim.