+1
saat neredeyse 7.30 olmuş servisi kaçıracağım. Mutfağa gidiyorum mısır gevreklerini koyduğum kavanoza elimi daldırıyorum bir avuç alıyorum. hızlıca kapıdan çıkıyorum. asansörde kendime bakıyorum.
3 numara saçlarımı kestirmişim alnımda sivilcelerim görünüyor. yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarım elvis presley havası katsa da bana yakışıyor.
gömleğimin altına siyah badi giymişim.
0'a basıyorum. nesquick mısır gevreğinden bir adet ağzıma atıyorum aynaya yan bakış atıyorum.
son rötuş olarak gömleklerimi dışarı salıp kravatımı biraz gevşetiyorum.
ayağımda converselerim.
benden havalısı yok.
hızlı hızlı servise gidiyorum. soğuk hava yüzümü yakıyor. nokia n73 telefonuma mesaj geliyor.
-günaydın aşkım
hızlıca cevaplıyorum.
artık paslanmaya, dökülmeye başlamış eskimiş demir saçtan yapılmış mavi durağın içine oturuyorum.
soğuk demir zütümü dağlıyor, kalkıyorum. gözüm durağın içindeki geçmişten kalmış neredeyse silindi silinecek anap afişlerine ve sakızdan çıkmış dövmelerin yapıştırıldığı yerlere kayıyor.
yanan kaloriferlerin sobaların çıkardığı duman ciğerimi yakıyor.
kulaklığımı takıyorum. piiz vazgeç gönül açıyorum.
1 yeni mesaj
-aşkım istiklal marşına girme aşağıda buluşalım.
+tamam
servis geliyor. camları buğulanmış. ayağımı içeri atıyorum. gözlüğüm de nasibini alıyor. içerisi yoğun testesteron, östrojen, she parfüm ve osuruk kokuyor.
insanlar uyuyor. meltemin yanına geçiyorum. bana bakıyor belirli belirsiz bir gülücük atıyor. dışarıda yağan karı izlemeye geri dönüyor.
popomu geri dizlerimi dışarı atıp karşı koltuğa dayanıyorum. simge bağırıyor ittirme diye.
takmıyorum.
servis çok sessiz. tekerleklerin karı ezerken çıkardığı sesle karışık vazgeç gönül duyuyorum. sesi biraz daha kısıyorum. bu anı daha sonra hatırlamak istiyorum.
otobüsün sümük kurutan kaloriferi yüzüme yüzüme vuruyor.
çok huzurluyum. gözlerimi kapatıyorum.