+2
Bu kelimeleri duyunca irkildim. Bir anlığına olsun aklım başıma geldi. Ayağa kalkıp başımı avuçlarıma alıp ağlamaya başladım. Benim ağlama sesime babaannem kapıyı açarak içeri geldi. Oğlum güzel oğlum hocanın dediğini yap onu sözünü dinle bizi üzme dedi. Hoca konuşmaya başladığında babaannem yan tarafa geçip durmaya başladı. Bir süre sonra yine o yaşlı kadın olup odadan bana kötü kötü bakarak ayrıldı. Hoca gidene kadar da başımdan geçen bütün olayları ona anlattım.
Ertesi gün sabah ezanı ile uyandım. Evde kimse kalmamıştı. Gizlice evden çıkıp Vedat abinin beni zütürdüğü köye doğru yola çıktım. Peşimde birilerinin sürekli beni takip ettiği hissi olduğu için iki adım ileri bir adım geri, sürekli arkama baka baka ilerliyordum. Yolda Vedat abi ile karşılaşmayı umut ediyordum ama ne kadar istesem de bir türlü karşıma çıkmıyordu. Yürüye yürüye köye kadar geldim. Güneş artık batmış ve hava soğumaya başlamıştı, gök yüzündeki turuncuya dönmüş bulutlar gözümün önünde öylesine hayaller oluşturuyordu ki, annem ve ablamı görüyordum.
Yollar o kadar farklılaşmıştı ki, yerde bir tek ayak izi yoktu, yollar tamamen otlar ile kaplanmış ve gitmek iyice zorlaşmıştı. Eve gelmeden önceki son virajı döndüğümde, gözlerime inanamadım. Evin olduğu yer tamamen çökmüş, sarmaşıklarla kapanmıştı. Buraya neredeyse 50 60 yıldır kimse uğramamıştı. Ama ben buraya ilk geldiğimde evin altında ahırı bile vardı. Artık iyice daralmaya başlamıştım. Bana neler oluyordu böyle, hangi yaşadığım gerçekti, hangi yaşadığım an asıl yaşadığım andı anlayamıyordum. Yanlış yere gelmiş olabileceğimi düşünüp etrafına iyice bakındım ama, bu bölgede bu harabeden başka ne bir ev ne de yakınlarında insan izine rastlana bilir bir yapı vardı….
Hava tamamen karardığı için artık yolumu bulabileceğimi sanmıyordum. Sönük vuran ay ışığının altında araba yoluna kadar indim. Yolun biraz ilerisinden gelen farlarını yakmış bir minibüsün geldiğini duydum. Artık bu karanlıkta kendi başıma bir yere gidemeyeceğim için arabanın geleceği yola doğru koşmaya başladım. Araba benim olduğum tarafa gelmeden önce iç tarafa girince far ışıkları kesildi. Yine karanlığın içinde kaldığım anda yaşlı kadının evinin ışıklarının yandığını ve patika yolun başında, Vedat abinin bana doğru baktığını gördüm. O an tek hatırladığım başıma ok gibi saplanan ağrı ve dizlerimin bağının çözülmesiydi.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum gözümü Samsun merkezdeki akıl hastanesinde açtım.
Şimdi bunları yazarken o anlara gidip gidip geliyorum. Aslında annemi babamı ve ablamı trafik kazasında yıllar önce kaybetmiştim. Babaannem ise samsuna gelip bana yıllarca baktı büyüttü. Ne bir işte çalışmıştım ne de okuluma devam edebilmiştim. Gördüklerimin hepsi hayallerdi. Hastanede 1 buçuk sene yatıktan sonra aralıklarla gidip gelmeye başladım. Vedat abi… Güzel insandı, ya da her ne ise…. ilaçlarımı alsam da almasam da bazen pencereden baktığımda dışarıdan beni izlediğini görüyorum. En kötüsü, gerçek olmasa da arada annemi ve ablamı görüyordum. Şimdilerde evliyim, 1 tanede oğlum var… Babaannem öleli 7 sene oldu, onu da Manisa da annem ile babamın yanına gömdük. Bazen ilaçları tamamen bırakıp eskiye dönmek istiyorum. Nede olsa yıllarca, gerçek olmasalar da ailemle beraber yaşıyordum.
Buraya kadar okuyan arkadaşlara teşekkür ederim.
Yorma kendini, bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsinler….
Tümünü Göster