/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    0
    Eşyaları topladık ve hepsini kutulayıp odanın köşesine koyduk. Yorucu olur diye düşündüm ama o kadar yorulmadım. O arada abisi ve evleneceği kişi hakkında da sohbet ettik. Abisi zaten devlet memuruydu. 27 yaşında. Evleneceği kişi de devlet memuruymuş, yani evlerini geçindirebilecekler. Yakına taşınacaklarmış. işimiz bittiğinde odanın büyük bir kısmında abisinin eşyası varmış. Şimdi bomboş gözüküyor. Sinan odaya hüzünlü bakıyordu:

    Sinan-"Hep abimin gitmesini hayal ettim, bilgisayarı bana bırakacağını, bütün odanın bana ait olacağını... Ama şimdi gerçekten gidiyor. Yalnız olacakmışım gibi hissediyorum." Teselli etmem gerekiyor galiba.

    m-"Bu kadar kafana takma. Bir süre sonra alışıyorsun. Ben hep yalnızım, oradan biliyorum. Hem abin ile istediğin zaman görüşebilirsin. istediğin zaman ziyaretine gidersin." Sinan bu cevaptan pek tatmin olmuş gözükmese de zamanla anlayacaktır. Yalnızlığın ne kadar kötü olduğunu biliyorum. Normalde Gazoz'a huzura kavuşması için ısrar ederdim, hatta bana bu kadar spor yaptırmasına izin vermezdim ama gideceğinden korkuyorum. Bir gün beni terk edeceğinden ve tekrar yalnız hissetmekten korkuyorum.

    Sinan-"O zaman biraz bilgisayar oyna... " derken telefon çaldı. Abisi arıyor olmalı. Açtı telefonu:

    Sinan-"Efendim abi... Tamam abi getiriyorum sepeti." dedi ve:

    Sinan-"Sen odada kal ben sepeti getirip geleceğim." dedi. Kilidi açtı ve dışarı çıktı. 4 tane çocuk (benimle yaşıtlar) içeri girmeye çalıştı ama onları sertçe itip kapıyı itmeye başladım. 4 çocuk da kapıyı itiyor. Son bir gayret kapıyı ittim ve kilitledim. Öldüm yorgunluktan.

    Gazoz-"Seni buraya getirmekle iyi yapmışım. Güzel alıştırma oldu. Kendi yaşındaki 4 yavruyu yenecek güce ulaşmışsın." Gazoz yavru diyor ama onlar çocuk. Gazozun yanına gittim ve oturdum. Sinan'ın sepeti getirmesini bekliyorum.

    Gazoz-"Canın sıkkın gibi. Arkadaşın yalnız kalmaktan bahsetti diye mi rahatsız hissediyorsun?" Ne düşündüğümü hemen anlıyor.

    m-"Belki de bir gün ben de yalnız kalacağım."

    Gazoz-"Ben olmasam bile sen asla yalnız kalmayacaksın... "

    m-"Sen olmazsan asıl yalnız kalacağım. Senden başka biri gelirse bile onu senin yerine koyamam." Ayağa kalktı ve yüzümü yaladı.

    Gazoz-"Daha yavrusun, ama büyüyeceksin. Kendi ayakların üzerinde durman gereken zaman gelecek. O zaman yalnız olmadığını anlayacaksın. Sen de insanlara özgü bir törenle evleneceksin ve çocukların olacak. Onları da güçlü yetiştireceksin ve onlar da zamanı gelince kendi ayakları üzerinde duracak. Şimdi benim gideceğim zamanı düşünme. Eğer bu yaşından düşünmeye başlarsan sadece boşuna üzülürsün. Anın tadını çıkar." dedi ve tekrar yüzümü yalayıp yattı. Bunu daha sonra düşüneceğim. Kapı çaldı ve ben tekrar kapıyı açtım. Sinan içeriye resmen fırladı. Çocuklar arkasından itip içeri girmeyi yine denediler ama ben içeri girmeye çalışan birinin yakasından tutup diğerlerinin üzerine ittim. Hepsi yere düştü ve ağlamaya başladılar. Kapıyı kapattım ve hemen kilitledim. Bayağı sert ittim ya, biraz pişman oldum. Elimin ayarı yok.

    m-"Biraz sert ittim ya kusura bakma."

    Sinan-"Boşver, zaten odaya girmemeleri lazım. Yoksa kalan oyuncaklarımı da çalarlar." Adamın sülalesi de bir garip. Sinan nasıl buradan zeki ve çalışkan öğrenci çıkmış anlamak güç. Belki de buradan kurtulmak için çalışıyordur. Cama geçtik ve sepeti sarkıttık. Takım elbiseyi içine koydu ve sepeti çekmeye başladık. O hayalet abla da sepete oturdu. Ağırlığını Sinan hissetmeden çekiyor. Ben çekmeye kalkışsam çekemeyebilirdim. Sepeti çekti ve abla da yukarı geldi. Gazoz'u gördü ve yanına gitti.

    Abla-"Sen burada ne arıyorsun? Şuradaki çocukla mısın?" Beni işaret etti. Ben görmemezlikten geliyorum. Eğer gördüğümü öğrenirse bana sarar.

    Gazoz-"Evet. Sen neden buradasın?"

    Abla-"Ben de ilyas'ın düğünü için geldim. ilyas dediğim şuradaki çocuğun abisi." Bunu dedi ama gözleri hüzünlüydü. Bu işte başka bir iş var.

    Abla-"Sen neden huzura kavuşmuyorsun?"

    Gazoz-"Merqury'i korumam ve yetiştirmem gerekiyor. Henüz yavru ve güçsüz. O yüzden buradayım." Şaşırmış gibiydi.

    Abla-"Yetiştirmek mi? Zaten ölüsün, onu nasıl yetiştireceksin ki?" Sakın yapma, sakın yapma, SAKIN YAPMA!!!

    Gazoz-"Bizi görebiliyor ve duyabiliyor. Ama insanların yanında bizi gördüğünü belli etmiyor. Yoksa onunla dalga geçiyorlar." inanmamışa benziyor. NEDEN SÖYLERSiN Ki BUNU?

    Abla-"Şaka yapıyorsun galiba."

    Gazoz-"Şaka yapmıyorum. istersen dokunmayı dene, normalde insanlara dokunduğunda içinden geçersin ama ona dokunabilirsin." NEDEN! NEDEN BANA BUNU YAPIYORSUN? Abla yanıma geldi ve omzuma dokundu. Ama ben onu hala görmemezlikten geliyorum. Bir ihtimal lan, bir ihtimal. Birden önüme geçip "bö" dedi. Korkmadım ama çok yakın olunca irkildim ve geri çekildim.

    Abla-"GERÇEKTEN GÖREBiLiYOR!" Al işte. Yine aldım başıma belayı.

    Gazoz-"Söylemiştim. Onu yetiştiriyorum. Ondan bir şey isteyecekmiş gibi duruyorsun. Ama yanındaki insanlar gitsin, öyle söylersin." Bunu diyince abla geri çekildi ve Gazoz'un yanına oturdu. Sinan'ın abisi odaya girdi:

    Abi-"Hay dıbına koyayım şu düğün bitsin akrabalar gittiği için kurban keseceğim. Ben gelmeden bitirmişsiniz bile. Aferin lan. Durun size harçlık vereyim." dedi ve cebinden cüzdanını çıkardı. Bize 100 er tl uzattı. Reddeder miyim? Elbette ki hayır. Cs go da bıç alacağım ona para biriktiriyordum zaten. Bıç 450 tl. Ama efsane bir şey. Parayı aldım ve cebime koydum.

    Abi-"Sinan, senle cüzdanları takaslayalım mı? Bak benim cüzdan kaliteli. Kolay kolay yırtılmaz... "

    Sinan-"O Hilal ablanın sana hediye ettiği cüzdandı. Bana vermen... onu üzmez mi?" Abisinin de yüzü düştü. Ama kendini hızlı toparladı.

    Abi-"Kız vefat etti. Artık sevinemez veya üzülemez. Hem üzerinde kalbin içinde i H yazıyor. Bunu hala yanımda taşırsam Seda'ya ayıp etmiş olurum. Evleniyorum oğlum, eşek değiliz o kadar. Şimdilik takaslayalım, sonra ben sana yeni cüzdan alırım." Ruhun ismi Hilal demekki. Eski sevgilisi mi? Hilal ablaya göz ucuyla baktım, ağlıyordu. Sessizce ağlıyor. Buna üzüldüğünü biliyorum, ama ben karışmam. Özellikle böyle bir durumda.

    Sinan-"Tamam abi sen bilirsin." dedi ve cüzdanını çıkardı. Ne güzel. Annem ve babam bana daha kimliğimi bile vermiyorlar. Benim cüzdanım yok. Annemlere göre bana cüzdan alınması için küçükmüşüm. Sinan ve abisi cüzdanları değiştirdiler.

    Abi-"Ben biraz akrabalara gözükeyim. Odada çok durursam peder laf yapar. Sen de gel. Biraz gözük sonra beraber gidersiniz." dedi ve Sinan bana döndü:

    Sinan-"Sen de gelmek ister misin diye sormayacağım bile. Sen en iyisi burada kal, işim bitince evine geçeriz." dedi ve ikisi de odadan çıktı. Ben de arkalarından kapıyı kilitledim. Abla dizlerini karnına çekmiş ve başını dizlerine koymuş, elleriyle de başını kapatmış. Başını kaldırmadan:

    Abla-"Beni görebiliyorsun değil mi?" dedi. Bu soruyu sormayan hayalet olamıyor gibi bir kural var galiba.

    m-"Evet, görebiliyorum." Başını kaldırdı ve bana baktı:

    Abla-"Senden bir iyilik istiyorum. Belki bu sayede huzura kavuşabilirim." Ne isteyecek ki? ilyas abi ile son kez konuşmak mı? Bunu ona sağlayabilirim. Deli damgası yemek pahasına yardım ederim.

    Abla-"Düğünü durdurmanı istiyorum."
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster