Dünyada hiçbir millet saf değildir. Arap'ın kanında Türklük de vardır Rumlukta. Aynı şey herkes için geçerli. Evvela her kimsenin kökenine bakarsan ilk insan çıkar. Bu da milliyetleri reddeder. Onun için biz sanıldığımız ve sandığımız milliyete sahip olduğumuzu biliriz. Nereye gidersen git sana Türk diyecekler bunu engelleyemezsin. Madem Türk'üz o zaman onun muhasebesini yapmalı ve ona göre karar almalıyız. Türk adı altında Kürtleri ve diğer azınlıkları sindirmeliyiz ki isyanlar, bölücülükler yok olsun. Kürt olduğunu unutmayan Kürt; her daim bir arkadan vurma projesini zihninde canlandıracaktır. Türkçülük de budur aslında bütün milletleri Türk adı altında birleştirmek.

Bir milleti millet yapan dil ve ortak tarihtir. Şimdi bakarsan dilimiz Orta Asyadakiler ile aynı dil grubu olan Türk Dil Ailesi grubunda. Soy olarak Öbür Türkler gibi Hunlar, Göktürkler ve Selçuklu'ya dayanırız. Bu da bizi dilden ve tarihten dolayı Türk yapar. Dünyada saf olan hiçbir millet yoktur. Bundan dolayı da bazı insanlar milletleri reddedip hümanist-sosyalist safsatalara yönelirler. Defalarca Kıpçak akınlarına maruz kalan Ruslar kendilerine hala Rus diyor ki kanlarında illa ki Kıpçaklık var. Biz kanla aldığımız bu topraklarda başka milletlerle birleşsek dahi Türk adından ve tarihinden vazgeçmedik. Sen Türk olduğunu unutsan dahi başka milletler unutmaz. Türkçülük- Türk Irkçılığı sanıldığı üzere kafatasçılık değildir. Saf ırk savunuculuğunu Türkçülüğün önderi olan Atsız bile reddeder. Türkçülük önce Türkiye olmak üzere bir takım askeri, ekonomik, sanayi, kanuni ve siyasi devrimleri gerektirir. Bu devrimler olduğu zaman ortaya güçlü bir Türkiye tablosu çıkacaktır. Böylelikle dünyadaki diğer Türklere de aynı devrimler, muhasebeler yaptırtarak güçlü bir Türk birliği hedeflemek her Türk'ün ilk emeli olmalıdır. Tek devlet mümkün değilse dahi NATO benzeri Türk birliği kurmak gereklidir.