/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    0
    Hepimiz Kuran çevirisi okuyoruz. Arapça bilenler arapça okuyor ancak herkes arapça bilmiyor. Çevirilere bakıyor ve ne anlıyor ise ona inanıyor. Hiç araştırmıyor ve farklı sonuçlar elde ediyor. Bu ilgili ayet de aynı şekilde. Ancak buna bir açıklama getirmek gerekiyor. Çünkü çevirilerde haklı olarak kültür ve gramer gibi bilgiler yer almıyor zaten onlar yer alıyor olsa her biri yıllar süren eğitimler sonucu öğrenilen konular olduğu için bir iki açıklama kimseye yetmeyecektir. Peki ne diyor bu ayet.

    Çoğunun bildiği nedir?

    "Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar"

    Orijinal yazılışı nedir?

    "kevaibe etraben"

    Peki kelimenin anlamı nedir?

    Kevaibe = Muhteşem görünümlü, Endamlı, Göz alıcı, Şahane

    Etraben = birbirine denk, Yaşıt

    Yani nedir normal asıl çevirisi?

    "Muhteşem görünümlü yaşıtlar."

    O zaman bu kadar ilahiyatçı yanılıyor mu?

    Elbette ki hayır.

    O zaman neden böyle çeviriyorlar?

    Bunun için küçük bir hikaye anlatacağım.

    Kuzenim aracılığı ile Irak ve Suudi Arabistan'a gittim. O dönemler ateisttim ve kuzenimle birlikte gitmemin sebebi açık aramaktı. Arapça gramer dersleri, dinler tarihi dersleri almıştım bomba gibiydim. Her şeyi bilip Allah'ın olmadığını kanıtlamaya gidiyordum. Ha şunu da söyleyeyim oraya gidip gelmek beni dindar yapmadı. Sadece Nebe Suresi 33. Ayet'inin aslında ne olduğunu anladım. Bir şeyin doğrusunu öğrenmekle o şeyi bütünüyle kabul etmiş olmuyorsunuz. Bunu neden söylüyorum. Ateistken çok bencil ve egoisttim. Bana doğruyu gösteriyorlar ancak kabul etmiyordum. Sonra ciddi bir araştırma yapmaya karar verdiğim zaman durum lehime de olsa aleyhime de olsa bir şey doğru ise kabul etmem gerektiğini anladım. Bu bana hiç bir eksi getirmeyecekti. Yani siz evrimi savunuyorsanız kambriyen patlamasını evrimin hızına oran ile bi anda çeşitlendiğini kabul etmenin size bir zararı yok tam aksine yararı olur. Çünkü bir gerçeği reddetmek sizin savunmanızı da zayıflatır. O yüzden öğrendiğim bu gerçek beni dine de yaklaştırmadı kabul ettiğimden dolayı ateizm görüşümü de zayıflatmadı. Daha sonra başka sebeplerden dolayı müslüman oldum. Anladığım şey şuydu."Kevaibe" kelimesi normalde “Kusursuz, endamlı, değerli” tarzında anlamları vardır. Ancak araplar bu kelimeyi kalıp halinde kullanıyor. Yani mecaz olarak kullanıyor. "Kevaibe" kelimesini ergenliğe yeni girmiş kızlar için de kullanıyorlar, kaliteli bir elbise için de kullanıyorlar, çok yakışıklı karizma ve heybetli bir adam için de kullanıyorlar. Yani birden fazla anlamı var. Bizde aynı şeyi yapıyoruz. Şimdi size bir örnek vereceğim ve bana hak vereceksiniz.Ben size desem ki benim bir odam var çok büyük ve orada leş kokan bir köpek var.Siz buradan hiç şüphe etmeden büyük bir odada kötü kokan bir köpek olduğunu anlarsınız. Ancak kimse demez büyük bir odada ölü bir köpek var. Çünkü "leş" kelimesi kokmuş durumdaki hayvan ölüsü demektir. "Benim çok büyük bir odam var ve odada leş kokan bir köpek var." cümlesini yabancı bir kimseye söylediğinizde onu çevirir ve der ki ölü bir köpek ve bir odadan bahsediyor. Neden böyle der çünkü bizim kültürümüzde sıfat olarak leş kelimesini farklı bir anlamda kullandığımızı bilmiyor. Araplarda da aynı şekilde. Güzel kaliteli kusursuz bir şey gördüklerinde kevaib kelimesini kullanıyorlar.

    Şimdi siz diyebilirsiniz ergenliğe girmiş kızlar için de kullanılıyormuş ondan bahsediyor olamaz mı?

    Olamaz!

    Hemen açıklayayım.

    Bunu anlamak için de cümle ve kelime yapılarını gramer bakımından incelemek gerekiyor. Arapça gramerinde bizden farklı olarak dişi ve erkeklik takıları vardır. ingilizcede "he" "she" gibi cinsiyet belirleyici takılar Arapça'da da mevcuttur. Dişilik zamirleri kullanıldığı kelimelere dişilik özelliği kazandırır. Yani o nesne veya kişinin cinsiyetini gösterir. Bu iki şekilde kullanılır. Aslında bildiğim dört farklı anlamı var ancak yazı uzamasın zaten işimize yarayacak iki tane var.

    Kapalı te ile biten kelimeler elif-i Maksure

    1. "ö" ye benzer 2. si "5" i andırır.

    Yani kelimenin sonlarında bu zamirler yok ise dişi ya da kadın yani "she" değildir. Bu kelimelerin sonlarında dişilik takıları yoktur. o yüzden kızdan bahsediyor olamaz.

    Peki neden herkes öyle yazıyor?

    Bu çeviri yazmalarındaki sebep, çevirinin anldıbının “göğüsleri tomurcuklanmış kız” olması. Ancak anldıbının o olmamasıdır. Asıl anlamı muhteşem görünümlü yaşıtlar (birbirine denk) demektir. Arapça bilen kimseler de yani o çeviriyi yapanlar da zaten böyle algılar. Ancak art niyetli birçok insan bunu kötü amaçla kullanıp insanların kafalarını karıştırıyor. Kısacası bu kadar net kanıtlar ile cennette tomurcuklanmış kız var demek oldukça yanlış olur.

    -Özgür Güçlüoğlu

    Daha objektif yaklaşmanızı ve daha kapsamlı araştırma yapmanızı öneririm...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster