+2
-2
Kültür denilen kavram hakkında yazacağım. Büyük harplerin sonrasında devletlerin de ortak paydada buluştuğu çıkar çatışmaları dönemine girdik. Düşmanlığını açıkça dile getirmek yok. Herkes dost görünüyor birbirine. Ordular değil taşeron örgütler finanse edilerek kısa vadede etkin bir güç ortaya çıkıyor. istediklerini yaptırabildikleri bu örgütleri iyi bir şekilde kontol altına alabilen ülkeler çatışmaları topraklarının dışarısına çıkarabildiler. Oluşan bu güvenli ortamda yatırımcıları ve arge geliştirecek kadar çerez parası olan iş adamlarını, şirketleri kendilerine çektiler. Bu olaylar gelişmiş ülkelerin gündemlerini hızlı bir şekilde değiştirdi. Kendi milletlerinin dertlerini dinleyebildiler. Kavramları tartışmaya başladılar. Düşünmeye başlayan filozoflar, yazan şairler, yazarlar, tiyatrocular yetiştirdiler. Kendi harslarına katkıda bulunacak ve bütün ilimlerde kendini yetiştiren paraya huzura çalışmaya ihtiyacı olan herkesi ağırladılar ülkelerinde.
Bakınız bu süreç aşağı yukarı elli sene de geçebilir 30 sene de tamamlanabilir. Sonra ne olacak. Başkalarını etkilemek isteyecekler. istemeseler bile ellerindeki bilgi o kadar değerlenecek ki bilgiyi pazarlamak isteyecek birileri baskı yapmaya başlayacak. Pazarlarken düşünecekler elbette biz bunu ne amaçla paylaşacağız. Para tamam. işlerine göre değiştirip kurcalayıp bir kopya oluşturulacak. Planlı eskitmeden, bağımlı kılmaya ne derseniz diyin. Sürekli istenen, ihraç edilen bu olgular, pazarlanan o teknoloji giden ülkede hunharca kullanılıyor. iç pazarda kontrolsüz yayılışına boş beleş gözlerle bakan yöneticiler aslında kendi milletini zehirlediklerinin farkında olmuyorlar. Dışarıdan ithal edilmiş bütün bu bilgi, teknoloji vs. adına ne derseniz diyin bizim gibi milletlerin sonunu getiriyor. Gençlerin yeniliği daha çabuk entegre olması bozuk davranışları her yeri sarıyor. Pazarlayan ülke okyanus ötesinden küresel bir köle beyinler ordusu kuruyor. Böylece kurduğu bu düzenin istikbalini güvence altına alıyor. Pazarlamak kötüdür demiyorum. Pazarlayan, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin orta gelir tuzağına takılmış milletlerin, halkların sonunu getiriyor. Yüksek eğitim kurumlarımızın içinde bulundurduğu çoğu "akademisyen" bu zehirli beyinlerin ürünüdür. Akademide yetişen gençler bu zehirin altında büyüdüler. Çocuklarımız bari bu illete maruz kalmasın. Yazık olmasın. Medeniyetimizin lisanını da mugibisini de edebiyatını da tarihini de koruyalım. Milli bir hars bizi bu kanı bozuklardan kurtaracaktır.
Tamamen kendi fikirlerimdir.