0
burda çalıştığımı kim söyledi. oğlum ne salaksınız ya. neyse şimdi toplu bi yazıyorum. kalanına gece devam edicem:
Tekrar aynı takun başıma geleceğini hissettiğimden, nejlayla konuşmaya karar verdim. Yine nejlanın erken gelmediği bir akşam uyumadan gelmesini beklemiştim. içki içtiğini daha önce görmediğim nejla eve hafif sarhoş gelmişti. Ve daha kötüsü boynunda ısırık izleri olmak la birlikte gömleğinin üstten bayağı bir düğmesi açıktı. zütürdüm yatağına yatırdım ve ertesi gün onunla önemli bir mesele konuşacağımı ve erken gelmesi gerektiğini söyledim. Daha önce de boynuz yediğimizden takmama tedariğimiz vardı neyse ki. dıbına koyayımdı yani. Öyle saça böyle tarak deyip lorikayı aradım. Saat gece 1:30 falandı. Lorika sesimi duyunca ağlamaya başladı. “dont speak, just come here, hurry, i need you, pleaseee” dedi. Gecenin bir vakti taksiyle bir buçuk saat yolculuk yapma pahasına lorikaya gittim. Hava yağmurlu değil ama hafif çiseliyordu. Biraz da soğuktu. Evinin önüne gittiğimde beni dışarıda beklediğini gördüm. Tir tir titriyordu. Taksiden indiğimi görünce koşarak geldi öyle bir sarıldı ki, 10 dakika bırakmadı. Oldukça sarhoş ve ağlıyordu. Bir şeyler de anlatıyordu ama sarhoş olduğundan dediklerinden pek bir şey anlaşılmıyordu. Kucağıma aldım ve evine zütürdüm. Yatak odasına gittik ve pikemsi bir şeyin altına girdik. Hala ağlıyordu. “dont leave me “ diye haykırıyordu. “şşş sleeep, i am with you an go nowhere” dedim. Masmavi gözlerinden bir damla yaş aktıktan sonra uyumaya başladı. içkinin etkisiyle 10 dakikada uyumaya başlamıştı. Benimse bir gıdım uykum yoktu. Oturdum ve düşünmeye başladım. Nejlanın da miladı dolmuştu artık. Kendi doldurdu ama. Ben sürekli vaktimi onla harcamaya başladıkça, o kendini benden uzaklaştırıp iş yerindeki kankalarıyla takılmaya başlamıştı. giberleeer deyip uyumaya başladım.
Sabah 6 gibi kalktım, lorika yoktu. Elimi yüzümü yıkamaya diye üst kata çıktım, çıkarken salonda ne göreyim. Hatun yerde yatıyor. Hemen gidip acil müdaheleye başladım. Kalbi atıyordu ama olması gerekenden çok yavaştı. Vücudu da yaklaşık 23 derece falan olmuştu. Hemen acili aradım. 2-3 dakikaya ambulans geldi, doktorum dememe rağmen kimliğimi görmek istediler, gösterdim, yabancı olduğumu anlayınca ambulansın arkasına bindirmediler. Sadece kadınla ilgili en son ne yedi ne hastalığı vardı gibilerinden sorular sordular. Bilmiyorum dedim. Zaten bu soruları sorarlarken polis de geldi. Polis zorla olmasa da biraz itici bir şekilde arabaya bindirdi. Neyse hastaneye gittik. Polis de başımda bekliyor. Orada polisler bizim buradaki gibi değil dostlar. Gık dedin mi adamın dıbına koyuyorlar. Soru soruyorsun cevaplamıyorlar.
Lorikanın durumu kesinlikle çok ciddiydi. Yarım saat kadar sonra lorikanın yoğun bakıma girdiğini öğrendim. Polisleri ikna etmeye çalıştım, çalıştığım firmada kullandığım kimliği verdim ve lorikanın yanına gitmek istediğimi söyledim. Karta bakınca zaten ooukey bat bi hiır in ten minits dedi. Öğrendiğim kadarıyla bissürü ilaç yutmuş bizim hatun. Midesini yıkamışlar, serum ve oksijen vermişler. Kalp atışı biraz düzene girmişti. Hastanede tutanak tuttular polisler. Gece saat kakça geldiğimi, neler konuştuğumuzu, ve sonrasında uyuduğumuzu anlattım. inandı gibiler ama lorika uyandıktan sonra onun da ifadesini alıp benimkilerle karşılaştırdıklarından sonra tekrar arayacaklarını söylediler. Arayacaklarını söylediler çünkü işe gitmem gerektiğini söylemiştim. Fakat daha sonradan firmayı arayıp işe geç geleceğimi ve durumu anlattım. Yardıma ihtiyacım olup olmadığını sordular. Teşekkür edip kapadım. Tam telefonu cebime koyacakken bir daha çaldı. Arayan nejlaydı. Nerdesin diye sitemli sitemli soruyordu. Ben de bunu akşama konuşacağız zaten deyip suratına kapadım.
Tümünü Göster