+2
EJDERHA DiYARI
RIFAT
Buraya her geldiğimde bütün vücudumun tamamen yanması ve tekrar birleştiğinde bir süre vücudumdaki sinirlerin yandığı için hiçbir şey hissetmemem çok sinir bozucu oluyor.
Anka-"Yine geldik çöplüğe."
Rıfat-"Çöplük dediğin yerde istediğimiz gibi güç kullanabiliriz. Burada Miras ne der derdi yok."
Anka-"O Rüzgar'ı çağırmayacaksın buraya değil mi?"
Rıfat-"Daha iyi bir planım var. Biz yanına uçacağız."
Anka-"Nerede olduğunu nereden bileceğiz? Hem uçmak çok enerji istiyor. Vücudun kaldıracak mı?"
Rıfat-"Artık sınırlarımı aşmam gerekiyor değil mi? Rüzgar'ı bulana kadar uçacağız. Luka ile erkenden karşılaşırsak muhtemelen bize sevinçten kafa atar ve biz de yere düşüp ölürüz. En azından ben ölürüm."
Anka-"Bu tehlikeye girecek miyiz yani? Atariyi bırakmama değmezdi."
Rıfat-"Merak etme. Savaş bittiğinde dünyada atarinin sadece eskimiş bir oyuncak olduğunu anlayacaksın. Orada daha güzel oyunlar var."
Anka-"Hadi o zaman ne bekliyoruz?" dedi ve frekansımız uyuşturduk. Kanadım çıktı ve uçmaya başladım.
Uzun bir süre uçtum. Beni gören ejderhalar sen kimsin diye sorunca Fla-en "Senin olmayan beynin kaldırmaz" gibi cevaplar verdiği için artık çoğu ejderha soru sormayı bıraktı.
Rıfat-"Ejderhalara biraz daha saygılı olamaz mısın? Agresifine denk geleceğiz bize tek atacak."
Anka-"Bunların en agresifi en fazla Luka'dır. Görmedin mi, burada Ponarmin ile savaşırken o kadar ejderha anca izledi. Hiçbiri saldırmadı. Tek Rüzgar seni korumak adına saldırının önüne geçti. Bu aptallar değil kanatlarını kaldırmak, nefes bile alırken 'ayy havaya zarar veriyorum, kendimi öldürmeliyim' diye düşünüyorlardır." Bu aşağılayıcı tutumu beni hatırlatıyor. Ben de diğer insanlara karşı genelde böyleyim. Özellikle de babama.
-"Rıfat, sen misin?" Bu ses... Hasgibtir.
Rıfat-"Hızlanıyoruz, Luka geliyor."
Luka-"Biliyordum, sensin." dedi ve üzerimize uçmaya başladı. Hasgibtir hasgibtir... Yaklaşıyor.
Rıfat-"Daha hızlı uçamaz mıyız?"
Anka-"Henüz o kadar frekanslarımız uyuşmuyor."
Rıfat-"Biraz zorlamalıyız."
Anka-"Çıldırdın mı? Havaya uçarız."
Rıfat-"Böyle devam ederse de Luka bize çakar. Her türlü ölürüz. En azından ölümümü kendim seçmek istiyorum."
Anka-"Şakası bile kötü. GELME APTAL EJDERHA!" Bizi duymuyor gibi. Köpek gibi bu yav. Kıpkırmızı bir ejderha yanımızdan geçti ve Luka'ya kafa attı. ikisi de yere düştüler. Bayağı sertçe.
Rıfat-"Agresif ejderha yok mu demiştin? Aşağı inelim. En azından artık ortam durgunlaştı." dedim ve aşağı indik. Kırmızı ejderha Charizard olmalı. Aşağı indiğimde bayağı yorulduğumu fark ettim. Luka'dan kaçma olayı çok enerjimi yedi.
Luka-"Ahh, başım. Neden yaptın bunu?"
Charizard-"Aptal mısın? O insan. Ona o kadar hızlı uçarak çarpsan onu öldürürdün."
Luka-"Ama uçabiliyor. Bir Bine bile uçamıyor. Ölmüyordur diye düşünüyordum."
Charizard-"içindeki anka onun uçmasını sağlıyor."
Anka-"iSMiMi AKLINDA TUTAMAYACAK KADAR AKILSIZ MISIN? BANA EFENDi FLA-EN DiYECEKSiN!"
Charizard-"Kusura bakma Efendi Fla-en. Luka, bu kadar sorumsuz olmayı bırakmalısın." Hemen de kabullendi ismini. Fla-en'i boğazlayasın geliyor.
Charizard-"Burada ne işiniz var." istemsizce ben de gizli aşağılama taktiği kullanarak:
Rıfat-"Ne yani buraya gelmekle kötü mü ettik? istersen geri gidebiliriz."
Charizard-"Öyle demek istememiştim."
Rıfat-"Şaka yapıyordum, kusura bakma. Yeteneklerimi geliştirmek için geldim. Rian'da yapamıyordum."
Charizard-"Elbette ki. Sana nasıl yardımcı olabiliriz?"
Luka-"Bir Bine de geldi mi?" Luka her zamanki sinir bozuculuğunda.
Rıfat-"Gelmedi ve onun ne yaptığı umurumda da değil."
Luka-"Aranız bozuk demek. Üzüldüm."
Rıfat-"Üzülmene gerek yok. O aptal akıllanana kadar ben de kendi yolumdan gideceğim. Öncelikle Rüzgar nerede biliyor musunuz?"
Luka-"Onu şimdi çağırdım gelir." Evet, gördüm. Geliyor.
Anka-"Savaş ne zaman çıkar? Ve ne zaman biter?"
Rıfat-"Bu kadar savaş sevdalısı olma. Ne kadar geç çıkarsa o kadar iyi hazırlanırız."
Anka-"Savaş sevdalısı değilim. Sadece oyunları erken oynamak istiyorum." Rüzgar sonunda geldi ve yavaşça yere kondu.
Rüzgar-"Düşündüğümden erken geldin." Niye herkese gelişimi garip karşılıyor?
Rıfat-"Bu kötü bir şey mi?"
Rüzgar-"Elbette ki değil. Hoşgeldin. Senin gelmeni zaten bekliyordum."
Rıfat-"Bekliyor muydun? Geleceğimi falan mı hissettin?"
Rüzgar-"Şimdi konuşmayalım. Seni bir yere zütürmem lazım."
Rıfat-"Ama önce Fla-en ile... "
Rüzgar-"Fazla vaktimiz yok. Hemen gitmeliyiz."
Rıfat-"Rüzgar, ne oluyor?"
Rüzgar-"Bana güven. Sana asla ihanet etmem."
Rıfat-"Tamam, yolu göster." dedim ve kanatlarımı çıkardım.
Anka-"Umarım bizi saçma sapan bir yere zütürmeyeceksindir. Vaktimizi boşa harcıyorsan boş kafanı yakarım senin."
Rüzgar-"Yaşama amacımı yerine getirdikten sonra istediğin zaman beni öldürebilirsin. Şimdi acele edelim." dedi ve ikimiz de uçmaya başladık. Rüzgar bayağı hızlı uçuyor. Arkada kaldığımı görünce geri döndü altıma geçti.
Rüzgar-" Bana tutun. Acelemiz var." dedi ve ben de kanatları kapattım. Rüzgara tutundum ve ilk geldiğimde hissettiğim o rüzgarın tenimi değip geçmesini hissettim. Bu hissi seviyorum. Önümde bir portal açıldı. içinden bir karga çıktı. Karga gibi bir şey. Gagası yok. Tüyleri simsiyah.
Yun-"Sonunda seninle tanışabildik Rıfat."
Tümünü Göster