-
51.
+2Aşağı indiğimde sofranın başında babam oturuyordu. Şu an arkasındayım. Yanından geçip sandalyeme oturmam gerekiyor ama yapamıyorum. Tek hamlede onu öldürebilirim. Elim istemsizce belime gitti. Bıçağım yok. Rüyaydı o. Kendine gel. Rüyam beni o kadar mı etkiledi? Sakinleş, onu öldürmeme gerek yok.Tümünü Göster
b-"Ne ayakta dikiliyorsun, otursana." dedi. Bana bakıyordu. Neden rüyamda ondan bu kadar nefret ettim? Yaşadıklarım için onu mu suçlamıştım? Hatırlamıyorum. Rıfatın yanındaki sandalyeye oturdum. Yemeğe başladık.
b-"Huriye, bugün ikimiz de işe gitmesek mi? Hem çocuklar da tatilken biz de bir hafta kafa dinlemiş oluruz."
Rıfat-"Tembellik yapacaksan bahane olarak bizi kullanma."
Huriye-"Rıfat! Babanla doğru konuş. Çok güzel olurdu da şimdi işe gitmezsem işleri aksatırlar."
Rıfat-"Anne, sen koskoca ivanlar Holding'in CEO'susun. Ve yönetici asistanın yok mu? En azından genel müdürün veya sekreterin olması lazım. Gidersin, eğer işini düzgün yapamamışsa kovarsın ve daha güvenilir birini genel müdür veya sekreter yaparsın. Hatta ondan sonra insan kaynaklarındaki çalışanları da kovarsın ki işlerini düzgün yapmayıp salak adamları kovamadıkları için."
Huriye-"Oğlum insan işten çıkarmak öyle kolay mı?"
Rıfat-"Anne, sen babam gibi küçük esnaf değilsin. Sen büyük bir holding yönetiyorsun. Ben gitmezsem iş yürümez lafı tamamen bir saçmalık. ileride işi ben devir alırsam kesinlikle bir ayarlama yapacağım."
b-"Küçük esnaf mı? Sen orası gecede ne kadar ciro kasıyor biliyor musun? Tek gecede mahalleyi alacak para kazanıyorsun orada." Rıfat aşağılama moduna geçti. Çenesini kaldırdı, gözüyle tam olarak onun gözünün içine bakmıyor. Bu karşıdakine pgibolojik olarak aşağılama sağlıyor. En azından ben öyle düşünüyorum.
Rıfat-"Şirket gücünü kazandığın para ile hesaplamak tam da küçük esnaflara göre bir şey."
b-"Ya nasıl hesaplanıyormuş beyefendi?"
Rıfat-"Reklam miktarı, şirketin popülaritesi, çalışan işçi sayısı, iş verimi... daha sayayım mı?"
Huriye-"Rıfat, şu an küçüksün, insan pgibolojisinden pek anlamıyorsun. Büyüyünce anlayacaksın. O kadar kişiyi işten atarsam şirket büyür belki ama insan kaybedersin. Senin gibi düşünürsek saygınlığın düşer. insanlar işini severek yapmak yerine korkarak yapar. Her an kovulurum korkusuyla işi ellerine yüzlerine bulaştırırlar."
Rıfat-"Böyle yaparsan da herkes rahat olur ve iki günde yapılacak işi iki ayda teslim alırsın. insanların saygı duyması önemli değil... "
Halis-"Bence insanların saygı duyması önemli. insanlar sana ne kadar saygı duyarsa senin için kendi zamanlarını feda etmeleri de o kadar kolaylaşır. Onlara hem korku verip hem de kendine saygı duydurabilirsin. Onları çalıştırırsın, işi zamanında yapamazsa maaşının düşeceği korkusuyla işi zamanında yapar. işini uzun süre iyi yapar ve kendini diğerleri arasından sıyırabilirse ona rütbe verirsin ve maaşına zam yaparsın. Böylelikle hem senden korkarlar hem de sana saygı duyarlar." Hepsi bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Rıfat bile. Benden bu kadar uzun açıklama beklemiyorlardı. Babam anneme eğildi ve sessizce:
b-"Halis iyi mi?" diye sordu.
Rıfat-"Kulaktan kulağa konuşacaksan en azından sessiz konuş. Bu onun alter egosu."
b-"Alter ne?"
Rıfat-"Yani kişiliği tam tersi haline döndü. Uykulu ve özgüvensiz bir kişilikten uykusuz ve özgüvenli bir kişiliğe döndü. Gördüğü rüyadan dolayı geçici bir olay olduğunu düşünüyorum. Zamanla eski haline gelir."
Huriye-"Pgiboloğa zütürmeli miyiz?"
Halis-"Ben iyiyim. Uykusuzken de hastane hastane dolaşıyorduk şimdi uyanığım yine mi hastane hastane dolaşacağız? istemiyorum. Anne, sen de bugün işe gitmiyorsun. Ve Rıfat haklı insan kaynaklarındaki elemanlarına biraz baksı yapman lazım. Bu hafta adam akıllı tatil yapacağız."
Huriye-"Tamam, çok ısrar ettiniz. Bu hafta tatil yapalım." Böylece tatilimiz başlamış oldu. Her şey güzel gidiyor.
başlık yok! burası bom boş!