/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +2
    HALiS

    DEVLER DiYARI

    Geldiğimide kocaman kocaman ağaçlar karşıladı bizi. Tepesini zar zor görüyorum.

    Halis-"Devler diyarı derken herkesin dev gibi bizim de karınca gibi olduğumuz bir yer mi burası?" Ağaçlardan kendimi karınca gibi hissediyorum.

    Kim-"Karıncanın sırtına seyahat falan etmeyi hayal ediyorsun unut onları. Böceklerden nefret ederim. Ve hayır, o kadar da büyük değiller. Dev çocukları en büyük orkun 3 katı falanlar. Ama boyları değil, güçleriyle bilinirler."

    Halis-"Aynı mantık işte. Boyları büyüdükçe güçleri de artıyor."

    Kim-"Yok bee. Mesela Rten Diyarı var, oraya gitsek orada yaşayan varlıkların serçe parmaklarının çeyreği kadar boyumuz var. Böcekleri sen düşün... " Birden yüzünü ekşitti. Aklına kötü anısı gelmiş olmalı.

    Halis-"O zaman onlar daha güçlüler."

    Kim-"Hayır değiller. Onların parmağına yumruk atarsan, hatta şaka niyetine vursan bile parmak kemikleri paramparça olur. Yani önemli olan boy değil." Bu boş muhabbetmek çıkmak adına konuyu değiştirdim:

    Halis-"Peki burada ne yapacağız?"

    Kim-"Bekle biraz." Islık çaldı.

    Kim-"Gel oğlum, Mir, gel oğlum." Mir mi? Karşıdan kocaman bir şey üzerimize koşmaya başladı. Bu köpek mi? Tam Kim Styla'nın önünde durdu. Onun anca ayağının yarısı boyundayız. Kocaman lan. Shishileri tek lokmada yer bu. Kim'i yalamaya başladı. Kim de onu sevmeye başladı. Anlamıyorum. Nasıl kötü biri olabilir ki? Tamam, ork diyarına yaptığı şeyi övmüyorum ama onun dışında kötü biri gibi durmuyor. Kafası atmadıkça.

    Kim-"Evet, eğitimini Mir ile yapacaksın. Hem seni öldürmeyecek 'ama tabii ki yaralayacak hatta kan kaybından da ölebilirsin' hem de iyi bir hız alıştırması yapmış olacaksın."

    Halis-"Az önce önemli bir kısmı hızlıca söyledin. Tekrar eder misin?" Ölüm tehlikesi olan bir eğitimden geçeceğim ve normal bir şeymiş gibi davranıyor.

    Kim-"Köpeğimin ismini beğendin mi?"

    Halis-"Kelime oyunu yapmışsın. Miras'a laf sokmak için Mir adını vermişsin. Bu kadar mı nefret ediyorsun ondan?" Gözü seyirdi. Demek senin de zayıf noktan ablan.

    Kim-"Yoo, kendisine hayrandım, bayılıyordum. O da beni lanete hapsetmeyi uygun gördü. Kitaptaki kuralı benden sakladı. Neyse, eğitime dönelim. Mir ile dövüşeceksin. Hanginiz ayağa kalkamayacak duruma gelirse o kaybeder. Sen o duruma gelirsen 10 dakika dinlenirsin ve eğitim tekrar başlar."

    Halis-"Bu kocaman şeyi öldürmemi mi istiyorsun?"

    Kim-"SAKIN! ÖLDÜRME BENiM KÖPEĞiMi! Sadece ayakta kalmayacak duruma gelene kadar dövüşeceksiniz."

    Halis-"Yani yormaya çalışacağım."

    Kim-"Onu da kendin çöz. Hadi, başlatıyorum... "

    Miras-"Kim? Gerçekten de sen misin?" Kim'in arkasında belirdi. Kim birden donakaldı. O kadın da kim? Devler diyarından değil. Hatta riana benziyor. Onun da gözü mavi. Güneş vurunca gözü pembe rengini aldı. Yoksa...

    Kim-"Mir, ye onu." dedi ve Mir birden hızlı bir hareketle kadını yerden alıp ağzına attı. Kim hala bana dönük. Arkasına bakmıyor bile. Mir tek lokmada kadını yuttu.

    Halis-" O düşündüğüm kişi miydi?"

    Kim-"Kim düşündüğün kişi miydi?" Bilmemezliğe mi vuruyor?

    Halis-"Oradaki kadın."

    Kim-"Hangi kadın?" arkasını döndü ve sağına soluna bakmaya başladı.

    Halis-"Bilmemezliğe yatma işte. Oradaki kadın. Miras mıydı? Sen mi çağırdın?" Son soru saçma oldu. Çağırdığı kişiyi neden yedirsin?

    Kim-"Neyse antremana başlayalım."

    Miras-"Bunu yapmak zorunda mıydın?" Bu sefer tam karşısında belirdi. Kıyafeti hep salya ve safra kaplı. iğrenç kokuyor.

    Kim-"Aaaaa! Ablam gelmiş. Bana ihanet edip beni lanet konusunda uyarmayan, ben tanrıça olacağım deyince tanrıçalık saçma deyip kendi dinini kuran ve beni kurduğu dinin şeytanı ilan eden ablam. Çok özlemişim seni. Öyle ki seni ne zamandır nasıl karşılasam diye düşünüyordum. Aklımda birkaç tanesi var. Halis, limitini aş. Sana bir şey göstereceğim. Limit aş." dedi ve ben de:

    Halis-"Limit aş." dedim Miras'ın hareketleri bayağı yavaşladı. Kim ise limit aşmama rağmen gözlerimle zar zor takip ediyorum. Kesiyor, durmadan parçalıyor, ama vücut yapısını da bozmamaya dikkat ediyor. Orklara yaptığı şeyi yapıyor. Bedeni unufak olacak ama Miras hiçbir şey anlamayacak. En son yanıma geldi ve:

    Kim-"Şimdi limit aş kapatabilirsin." kapattım ve muhtemelen Kim de kapattı.

    Miras-"Sen Halis... " derken bedeni paramparça oldu. Normal biri bu halini görse kesin kusardı. Ama ben alışığım bu durumlara. Az otopsi görmedim, az vücut parçalamadım.

    Kim-"Şimdi ne diyordum. Ha, şu Mir ile dövüşeceksin ve hayatta kalmaya çalışacaksın. Bu senin 4 şeyini geliştirecek. ilk olarak biri ile ciddi ciddi uzun süre dövüşerek savaştaki toyluğunu üzerinden atacaksın, ikinci olarak limit aşını hızlandıracaksın ve üçüncü olarak kendinden güçlü bir kişiyle dövüşerek bir süre sonra onun vücudun onun gücüne alışmaya, hatta onun gücünü geçmeye çalışacak. Son olarak da içgüdünü geliştireceksin. Zamanımız kısıtlı olduğu için fiziksel gelişimini bu antremanla yapmak zorunda kaldım. Ponarmin Shoum geldiğinde savaşa hazır olman lazım. Ve tabii ki... "

    Miras-"Halis, baban seni arıyor. Onun yanına gitmelisin." Kim umursamaz bir tavırla:

    Kim-"Cevabını sen ver Halis, babanın yanına dönmek istiyor musun?" Miras'ın görüden haberi yok. Ona da söylemeliyim.

    Halis-"Miras, senin de ondan uzak durman lazım. Seni de öldürecek."

    Miras-"Kimden uzak durmam lazım? Hem ben ölümsüzüm."

    Halis-"Bir Bine'den bahsediyorum. Gözcü bana bir görü gösterdi. Bir Bine tüm diyarları katletmiş, seni ve ağaçtan birini öldürmüştü. Ejderha diyarında o yıldız benim hakkım diyordu. O diyarları katledecek. Onu durdurmam lazım."

    Miras-"Gözcü mü? O öldürüldü. Kim senin zihnini karıştırmış olmalı. Gözcünün sana bir şey gösterebilmesine imkan yok. Baban seni çok merak ediyor. Benimle... " istemsizce gülmeye başladım. Gülmem kahkahaya dönüştü. Kendimi anlamsız bir şekilde rahat hissediyorum.

    Halis-"HAHAHAHA! Miras. Gözcünün bana onu gösterdiğine eminim. Çünkü onu öldüren iğneyi attığımda ve son nefesini verirken yanındaydım."

    Miras-"Sen... Gözcüyü mü öldürdün? Neden?"

    Halis-"Hayır hayır hayır. Öldürmedim. Işığa kavuştu. Onu ışığa kavuşturdum. Gezgin Outanis de onunla beraber ışığa kavuştu. Imdan diyarında denge bu şekilde sağlandı. Ne gariptir ki listede sen de varsın. Ama öncelikle Bir Bine'yi öldüreceğim. Seni Kim halleder."

    Miras-"Işık mı? Sen ışık tapınağında mıydın bunca zamandır? Halis, hala yanlıştan dönebilirsin. Hala affedilebilirsin. Kim gibi olmana gerek yok... " Kim birden Miras'ın boğazına yapıştı.

    Kim-"HALA BENi ŞEYTAN OLARAK GÖSTERiYORSUN. HiÇ DEĞiŞMEMiŞSiN. SENi NE ZAMAN iÇiMDEN AFFETMEK iSTESEM HER SEFERiNDE BENi HAKSIZ ÇIKARIYORSUN. SENDEN NEFRET EDiYORUM."

    Miras-"Kim, sana yaptıklarım için... " boğazını daha da sıktı ve konuşamamaya başladı:

    Kim-"Bunu gerçekten içten söylediğine inanmıyorum. Sana verecek bir şeyim var." dedi ve cebinden çıkardığı beyaz tozu Miras'ın ağzının içine attı. Miras birden kayboldu.

    Halis-"O toz da neydi?" Kim derin bir nefes aldı. Kendini toparladı.

    Kim-"O toz genelde beyaz bir taş olarak bulunuyor. Bir diyardan başka bir diyara geçmeni engelliyor. Ama Denge o taşla biraz oynamış, toz haline getirmiş ve o tozu bir gezgin hangi diyardan alırsa o diyara bir süre giremiyor. Ve senin eğitim süren de Miras gelene kadar. Oradaki kahkahandan iyiydi. Kötü adam gülüşün müydü bu?"

    Halis-"Hayır, değildi. Neden bilmiyorum, sadece onları ışığa kavuşturduğum aklıma gelince nedensizce gülesim geldi." Kim bana ne olduğunu anlamıştı. Elimi omzuma koydu ve:

    Kim-"Miras gözcüden bahsedince korktun ve vücudun da bu kadar korkuyu kaldıramayınca kendini korumak için tepkisel olarak kahkaha attı . Hala öldürmeye alışman lazım. Onu da diğer antremanla çözeceğimize eminim. Şimdi, dövüşe başlayalım mı artık?" dedi ve elini omzumdan çekip geri çekildi. Mir'e işaret verdi. Mir bana saldırmaya başladı. Ben de limitimi aştım ve saldırılarından kaçmaya ve geri saldırmaya başladım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster