/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +4 -2
    Selam millet. Diyar serisinin son hikayesine hepiniz hoşgeldiniz. Bir seriyi daha sonlandırmış bulunmaktayım. Korona dolayısıyla yazabildiğim kadar sözlüğe hikaye yazacağım ve eğer başarabilirsem ramazana özel yaptığım "Hergün 1 Hikaye" mevzusunu tekrar yapmayı çok istiyorum.

    Bunu okumadan önce (bkz: bir bine bende binem hikaye serisi) üzerinden Diyar serisini okumanız gerekiyor. En azından konuyu anlamanız için gerekli. Evet, hazırsanız başlayalım.

    ---

    HALiS

    IMDAN DiYARI

    Işık tamamen yok edilmedi. Tekrar kurulabilir. Görevden dönen kişilere her şeyi anlattım. Koskoca Işık tapınağının yıkılmasına inanmayanlar, hatta isyan edenler bile oldu. Yeni yönetici seçimi oldu. Artık yeni Işık'ı yönetecek kişi benim. Karşı çıkan olmadı. Zaten arkamda ejderhayı ve limit aşmayı bilmem onlar için kabul etme zorunluluğu hissettirmişti. Benden daha tecrübeliler de vardı elbet. Bana danışmanlık yapacaklarını söylediler. Her ne kadar ışık tapınağından nefret etseler de benim gibi ışığa bağlıydılar. Çünkü öyle yetiştirildik.

    Konsey kuruldu. 3 kişi vardı konseyde. Ben, Yun ve Laz. Evet, Laz da yaşıyor. Öğrencilerden saklanmış ve onlara bulması için görev vermiş. Saklandığı yerin tam ucundan alan sıfır gerçekleşmiş ve kılpayı kurtulmuş. Biz gelene kadar da herkesi toparlamış. Ben de biraz hazıra konmuş gibi oldum. Hatta geçici bir yapı bile yapmışlar. Ne de olsa her eğitimi gördük, bizim için geçici bir yapı yapmak adam öldürmekten daha kolay. Geçici olsa da yapı geniş. Toplantı salonu bile var. Biz de toplantı salonundayız. Aramızda küçük bir toplantı gerçekleşiyoruz. Alduin de bu sırada binanın dışında arkamda uyuyordu:

    Laz-"Bir sonraki hamlemiz ne olacak? Yaşayan bizim dışımızda 18 kişi var. Khean'ın ölmesi de Işık'a olan inançları sarsmış durumda."

    Yun-"inanç dediğin şey tekrar toparlanır. Yeni öğrencilerle bu açığı kapatabiliriz. Sen ne düşünüyorsun Halis?" Dalmıştım. Soru bana yönelince kendimi toparladım.

    Halis-"Öğrenci bulmak mantıklı, ama bu sefer Khean'ın yolundan gitmeyeceğiz. Önümüze geleni öğrenci yapmak tamamen saçmalık. Gerçekten ışıkta bulunmayı isteyen, ailelerini kaybetmiş, içinde kişisel arzuları yüksek olan kişileri buraya almalıyız. Yoksa fırıncı olmak isteyen köylü çocuklarını kaçırarak bir yere varamayız." Laz alaycı bir tavırla:

    Laz-"Sen de o yolda bulduğumuz köylü çocuklarından biriydin." Laz'ın bana laf çarpıtmasının amacı ırkçı olması. Ben bir insanım. O ise bir imdan. Hatta buradaki herkes imdan. Ve ben liderim. O değil.

    Halis-"Evet, öyleydim. Ama benim o sırada dünyamda annem öldürüldü, babamın da ölümsüz olduğunu ve gelecekte tüm diyarları fethedeceğini öğrendim. Bu bana bir amaç sağladı. Amacım da bana bir ejderha ve limitimi aşma becerisini sağladı. Sıradan bir imdanın limitini aşma ihtimalini biliyor musun? Neredeyse sıfır. Ama intikam isteyen ve kendini geliştirmeye uğraşan imdanlarla bunu daha yüksek oranlara çekebiliriz. Laz, sen bile limitini aşamıyorsun. Çünkü içinde yeterince azim yok." Sinirlenmişti ama belli etmiyordu.

    Yun-"Çocuk haklı. Ben limit aşabilmek için herkes uyurken bile çalışıyordum. Benim de bir amacım vardı. En güçlü olmak. Çok bilinen bir amaç ama gerçekten istediğim için gerçekleşmişti. Işığın celladı olmuştum. Diğerlerinin de gerçekten bu amacı kabul etmeleri limit aşan öğrenci sayısını artırmamızda yarar sağlayacaktır." Yun'un da burada olması biraz olsun içimi rahatlatıyordu. Ben lider olsam da konsey kararları dışına elimden geldiğince çıkmamaya çalışıyorum.

    Halis-"Kara zırhlı konusunda ne yapacağız?"

    Yun-"Hiçbir şey. Şu an onunla kapışamayacak kadar güçsüzsün. Ama seni eğitecek kişiyi de ayarladım, merak etme." Beni eğitecek kişi mi?

    Halis-"Bu diyarda öyle biri kaldığını sanmıyorum. Sen eğiteceksen o başka tabi."

    Yun-"Elbette ki ben eğitmeyeceğim. Sen eğitimdeyken birinin buralarla ilgilenmesi lazım. Tabii bu ejderha ile de."

    Halis-"Eğitim yolculuğuna çıkacağımı nereden çıkardın?"

    -"Çünkü ben öyle istiyorum." Arkamdan bir kadın sesi geldi. Ne zaman arkama geçti? Hissetmedim bile. Koltuğun arkasından elini omzuma koydu.. Arkamı döndüğümde insana benzeyen fakat insandan farklı birisini gördüm. Kulakları yuvarlaktı. Teni kızıldı. Gözleri mavi renkliydi.

    Halis-"Sen de kimsin?"

    -"Beni tanımadın mı yani? Çok ayıp. O zamaaaan... Sen, söyle bakalım. Ben kimim?" Laz'ı işaret ederek sordu.

    Laz-"Ne bileyim ben."

    -"Nasıl tanımazsınız ya? Hani o kadar nefret falan ediliyorum, herhangi bir diyarda gözüksem sopayla kovalarlar... "

    Yun-"Bu kadar yeter Kim. Sululuğu bırak. Bu Kim Styla. Seni eğitecek kişi o." Kim Styla mı? O mu? Khean'ın hocası.

    Kim-"Evet, sonunda kim olduğumu bilen biri. Espriyi anladınız mı? Kim olduğumu bilen biri." Bu kadar sulu şaka yapan biri olmasını beklemiyordum. Khean daha ciddi biri olarak anlatmıştı bana.

    Kim-"Peki Khean nerede? Onu göremiyorum."

    Halis-"Khean öldü." Direk söyledim.

    Kim-"Şakanın sırası değil. Onu öyle bir eğittim ki değil ölmek bu diyarın en güçlüsü olmuştur bile."

    Halis-"Sana yalan söylemiyorum. Khean kara zırhlı tarafından öldürüldü." Kim bir süre durdu. Birden ciddileşti:

    Kim-"O buraya da mı geldi? Durum ciddi. Bir zamanlar onu durdurmayı başarmıştım, ama bunu tekrar yapabilir miyim bilmiyorum."

    Halis-"Ne demek istiyorsun? Onunla savaştın mı yani?"

    Kim-"O zamanlar lanetteydim. Ablam beni lanete gönderdikten hemen sonra onunla tanıştım... "
    ···
   tümünü göster