+3
Aslında Çocukluğumdan beri seviyordum bunu yapmayı… Arabanın camından çıkardığım kolumun rüzgarın gücü ile okşanması bir yana, rüzgarın o saklı dokunuşunu hissetmek ayrı bir zevk veriyordu bana .
Arabayı amca oğlum kullanıyordu ve o yola konsantre olmuşken, ben yine rüzgarı, hızla giderken yol kenarında ki evleri, o evlerin içinde ki hayatları düşündüm.
Hafif bir esintisi ile saçlarımı okşayan bu rüzgar, yeri geldiğinde ağaçları kökünden söküp atabiliyordu
Ama şimdi, bana masaj yapmaktaydı. “Köy yoluna girdik” dedi kuzenim.
Girdiğimizin bende biliyordum. on saatlik yolcuğumuzun sonuna varmak üzereydik. Gece istanbul’dan yola çıkmış ve ilk durak olarak Halamızın yanına uğramak niyetiyle köyün yolunu tutmuştuk. Asıl gideceğimiz yer ise dedemizin son yaşadığı köydü. Oraya gitmeden önce Halamızın yaşadığı köyde bir gece yatmak daha sonra dedemizin son yaşadığı eve gitmekti.
Köy yollarının hep sevmiştirim oldum olası. Buraların havası temiz oksijeni
yüksektir. Sonra doğaya yaklaşmış olursunuz. Eğer biraz dikkat edersen ve kısmetinde de varsa, bir ağacın
dalına tünemiş şahini görebilir, yolun kenarında büzülen bir kirpinin saklanma çabasını fark edebilirdiniz. Ya da bir tavşanın su içmeye inerken yolda geçmesini görebilrisiniz.
Hatta bazen hayrına yapılmış hayrat çeşmelerinin başında durup, dağdan akıp gelen buz gibi suyun tadına
bakabilirsiniz.Her haliyle seviyorum bu yolları Zaman zaman bozuk kısımlarına denk gelsek de…
Köyümüze yaklaştığımızın en bariz işareti olan komşu köyü görünce uyardım amca oğlunu; “Yaklaştık bak Kızıl Yaka Köyü ”