1. 1.
    +1
    birçok kez öldüğümü biliyorum
    kenarından köşesinden hayata tutunduğumu
    güneşimin günlerce tutulduğunu

    güzel günlerin kısa hikâyeler anlatan misafirler olduğunu, sonra yok olduğunu

    onlar gidince yok olduğumu, kendimden yoksunluğumu
    insanın yoksunluğunu, kötü günün kenarda pusu kurduğunu
    akbabanın sessizliğini bilip duymak kurdun uluduğunu

    birçok kez öldüğümü biliyorum
    ruhum üzerimdeyken öldürüldüğümü
    gözüm açık bakarken dünya'ya körlüğümü
    katillerimi bizzat gözümle gördüğümü, cinayetin örtüldüğünü
    biliyorum aslında her bir şeyin gerçek yüzünü
    insanların yüzsüzlüğünü, her şeye rağmen bendeki güçsüzlüğümü
    ekgib kelimeli sözlüğümü, karanlığımın güneşime karşı üstünlüğünü

    birçok kez öldüm, yeniden hayata döndüm
    biten filmi başına sardım, kendimi orda gördüm
    izledim oyun bozanla oyuna dalmış saf ölümlüyü
    söküp atmak istedim içinden üzüntüyü
    ama nerde?
    boşa gider her hamlem, sonu olmayan ahlem
    bir dönüş yok madem, hayal sarsın beni!

    birçok kez öldüğümü biliyorum
    bilenlerin bilmemezlikten geldiği zamanlarda

    elimi sıkıca tutanların bıraktığı anlarda

    doğrularımı yalanlamaya çalıştıklarında,
    çatıştıklarında

    böyle gaddarca davrandıklarında

    bedbahtça kıvranırım iftiranın kollarında
    düşüncelerim turlar yalnızlık koridorlarında
    bir yalnızı ancak bir yalnızlık öldürebilir etrafında
    birçok kez öldüğümü biliyorum

    bilirken bilmemezlikten gelmek zorunda olduğum vakitlerde

    içimden geleni içimde hapsettiğim seferlerde
    zincire vurduğum haklı hislerimi gördüğümde
    yalnızlığın kendini gösterdiği yalnızlığımda
    ruhu yıkan depremlerin ansızlığında
    harabede gördüğüm benin cansızlığında
    ölmeyen hırsın yıldıran arsızlığında.
    ···
   tümünü göster