0
Benimle kısa süre ilgilendikten sonra, usulca odadan çıktı ve aşşağı kata hanın işlerine bakmaya koyuldu.Ben ise hala yaşadıklarımın bilinçaltı ürünü olduğunu düşünüyordum. Girdiğim yüzlerce savaş, kazandığım sonsuz zaferler... Hepsi beni yıpratmıştı bu genç yaşımda.
Şimdi size genç yaşta nasıl böyle ünlü ve yetenekli bir komutan oldum anlatacağım.Ben Norveç Krallığında büyüdüm. Babam ülkenin en güvenilir ve yetenekli komutanıydı. Onunla beraber onlarca savaşa gittim. Beni her zaman etkiledi ve eğitti. Küçük yaştan itibaren önemli şahıslardan aldığım her tür dersler beni yetenekli kıldı. Yolculuğum ise babamın vefat ettiği gün başladı.
23/10/1369
Babam-(B) (ben Vellhim V)
B-Bak oğlum seni buraya neden çağırdığımı aşşağı yukarı tahmin ediyorsundur. Bugüne kadar hep seni eğittim,hep sana birşeyler öğrettim ve hep yanında oldum. Fakat her fani gibi benimde vaktim doldu, ölmek üzereyim. Biliyorsun krallığımızın maraşeli benim. Bugüne kadar topraklarımıza toprak kattım, ömrüm denizlerde ve at üstünde geçti.Ben öldükten sonra yerime sen geçeceksin. Kralımız eminimki maraşelliği sana verecek ben öldükten sonra. Fakat oğlum, düşmanlarımız bol.En önemlisi düşmanlarımız içinde bulunduğumuz kalenin dışında değil. Düşmanlarımız kalenin içinde. Düşmanlarımız yanımızda, yüreğimizde, aklımızda. Bize bir nefes yakınlar.Sen yakınındaki düşmanlarını unutmamalısın asla. Seni herşeyden çok seviyorum evlat. Kılıcın keskin adaletin kuvvetli olsun.
V-Sana yemin ediyorum baba birgün dünya benim yönetimim altında tek bir krallık olacak. Sana yakışır bir evlat olacağım.
Babamla son konuşmamız böyleydi.Her ne kadar içimdeki acı beni bitirsede ben güçlü kalmak zorundaydım. Nitekim babamın tahmini doğru çıktı. Kral babamın cenazesinden sonra bana yeni görevimi verdi ve bende şerefle krallığın yeni maraşeli olmayı kabul ettim. Yıllar yılları kovaladı ve ben topraklarımıza toprak, gücümüze güç kattım. Namımın duyulmadığı tek bir karış toprak yoktu. Fakat güç beni kör etmişti. Etrafımdaki düşmanları unutmuştum. Adeta güçe tapıyordum. Birgün kral beni yemeğe çağırdı baş başa. Benle konuşmak istediğini söylemişti. Beraber yemek yedik ve bana ülkeye hizmetlerimden dolayı sonsuz teşekkür etti.Biz yemek yerken odada kimse yoktu. Krallığımızın gidişatını konuşurken kral birden kan kusmaya başladı. Hemen müdahale ettim ve bağırdım şifacı çağırdım. Fakat kral çok ölümcül bir zehirle zehirlenmişti ve bu suç kralı son gören baş başa yemek yiyen bende kalmıştı. Bunun üstüne ertesi gece gizlice hemen krallıktan ayrıldım.Ve işte öykümü öğrendiniz şimdi günümüze dönelim.
Tümünü Göster