+8
Gözümü açtığımda revirdeydim başımda birisi vardı çekik gözlü kavruk tenli bi tip az ileride 4. Kaptan vardı ingilizce konuşuyorlardı yanında aynı tipin bi değiştiği daha vardı. Bana iyi misin diye sordular ben de noluyor lan burda diye zıpladım 4. Kaptanın bana bakışı öyle sertti ki bütün olayın suçlusu benmişim gibi bakıyordu ama gemideki diğer elemanlar sanki yıllardır yan yanayız gibi takılıyordu ayağa fırlayıp kavruğu tuttum yakasından kimsiniz lan siz kimsiniz diye bağırmaya başladım gözlerimden yaşlar akıyordu lanetlenmiştim diye düşündüm ve nerde olduğumuzu bile bilmiyordum sonra kafayı kırınca köprüüstüne çıkıcam dedim Kaptan nerde lan diye geziyordum millet önümden çekiliyordu avel avel bakıyorlardı öyle bir yürüyüşüm vardı ki Adana'daki Allah yok bu mahallenin Allahı benim diyen adam yanımda daha masum kalıyordu yaşam mahalini tanımadığımdan bi kapıyı araladım ve baktım merdivenler var yukarı doğru devam ettim kaptanı bulup anasını gibecektim kafaya koymuştum sonra bi katta captain's cabin yazısını gördüm içeri daldım kamara boştu yukarı çıkmaya devam ettim ve köprüüstüne daldım kim lan bu gibtiğimin gemisinin kaptanı diye bağırdım, karşımda oldukça tanıdık bi sima vardı ama kim çıkaramıyordum aslında adı net aklımda ama nedense bir şey o kısmı bulandırıyor gibiydi bana doğru dönüp merhaba hoşgeldin diye gülümsedi donup kaldım ne olduğunu anlamıyordum bir kez daha gözüm karardı oturdum ve sonrası karanlık bu kez bi kamarada uyandım bayağı geniş bir kamaraydı her şeyi gördüğüm bir yerdi yukarıdaki ekranlar buraya da bağlıydı büyük bir TV vardı bilgisayarlar vardı her şey mevcuttu dışarı çıktım karnımın inanılmaz acıktığını fark ettim aşağı indim salonu buldum aşçıyı gördüm yemeğinizi hazırlıyorum gibi bir şey dedi ve ben ağzımı açmadan salona geçtim sanki beynim yönetmiyordu bedenimi sadece hareket ediyordum ama mantığım susmuş kendimi olayın akışına bırakmıştım 4. Kaptan neredeydi onu aradı gözlerim ama göremedim sonra önüme yemek geldi, iskender evet Türk yemeği aşçıda da Türk tipi vardı ama bana ingilizce mi konuşmuştu yoksa Türkçe mi emin olamadım. iskender ha? Dedim içimden. En sevdiğim yemekti neye düştüm lan böyle cennet falan mıydı acaba denizde ölüp denizciler cennetine mi geldim sonsuza kadar hayalet bir gemide sefa sürmeye mi mahkum oldum Davy Jones mu oldum ne oldum ben amk diyordum içimden. 4. Kaptanı göremedim yemeğimi yedim kalktım etrafa bakıyordum gemi erkek doluydu normal olarak sonra bir alt kata indim ve bir bölümden içeri daldım kapalı bir yerdi gibtir lan dedim kendi kendime bu gördüklerim gerçek olamazdı karşımda 5 tane kadın vardı ve zincirlerle köpek gibi duvara bağlanmıştılar çırılçıplak bir şekilde öfkeden deliye döndüm ne oluyoruz amk oldum kadınlar beni görünce anında yüzüme doğru bakıp hazır ola geçtiler arkamı döndüm ne oluyor lan burada diye bağırdım. Artık kafam gitmişti buna emindim çünkü gördüklerim gerçek olamazdı, yaşları en fazla 20 olan 5 kadın ciks kölesi gibi bağlanmıştı orada ve benim de akıbetim ne olacak acaba ya da başkaları var mı diye makineye daldım gördüğüm suratlar aşırı tanıdıktı herkes ama herkes istisnasız tanıdığımdı kavruk tipi de sonradan çıkartmıştım herkesi biliyordum. 4. Kaptan neredeydi o yoktu onu aradım her yere baktım yok gördüğüm herkese sordum en son bi kamara buldum oraya daldım orda da yok nerdesin abi gözünü seveyim gel bu gemi gerçek bir gemi değil diye yere çöküp ağlamaya başladım
Tümünü Göster