+1
Kız-"Baba. Çok sıkıyorsun."
b-"Neden? Neden bana söylemedin? Bunca zaman beraber yürüdük. Neden bana söylemedin? Seni bunca zaman azrail sandım, melek sandım." Sahne silindi. Artık ameliyathane kapısının önü boştu. Sadece ben ve kızım vardık.
Kız-"Beni kendin hatırlamanı istedim. Biraz bencilce ama beni affedebilecek misin?"
b-"Affetmek mi? Sen beni affet kızım. Asıl seni ben hatırlamadım. Onca zaman yanımdaydın, elimden tuttun, beraber yürüdük o kadar yolu." Kollarımı biraz gevşettim.
Kız-"Baba. Senden bir şey istiyorum. Benim ismim ne? Ne isim verecektin bana? Hatırlıyor musun?"
b-"Hatırlamaz mıyım kızım. Sen nisan ayında açan çiçekler kadar güzel biri olacağını biliyorduk. Annen ve ben ismini Nisan koyacaktık."
Kız-"Güzel isim. Yani benim ismim Nisan değil mi?"
b-"Evet kızım, ismin Nisan. Nisan'ım."
Nisan-"Baba, burada daha fazla kalamayız. Artık yavaş yavaş sona geliyoruz."
b-"Sona mı? Bitiyor mu? Seninle daha yeni karşılaşmışken."
Nisan-"Bu bir son değil baba. Henüz yolumuz da bitmedi." Kendini benden ayırdı. Elini uzattı.
b-"Hadi baba. Devam edelim." Her ne kadar ilk cümlesinde kendimi sigara bırakma kamu spotunda gibi hissetsem de elini tuttum. Bu kızımın eli. Hiç göremediğim kızım. Sadece mezarı olan kızım. Artık önüme ne gelirse gelsin korkmam. Kızım yanımda.