+1
Saatler geçti ama benim çocukluğum hala kafası eğik bir şekilde sallanmaya devam ediyor. Ve ben de hala kızı sallamaya devam ediyorum tabi.
b-"Bu kadar sallanma yeter." dedim ve sallamayı bıraktım.
Kız-"Yaa. Daha geleli ne kadar oldu ki?"
b-"Birkaç saat geçti." Bir çocuk koşarak çocukluğumun yanına geldi.
Çocuk-"Bir Bine." Nefes nefese kalmıştı. Ben de hiçbir şey söylemedim. insan bir efendim falan der lan. Valla çocukluğumu dövesim geldi.
Çocuk-"Kadir'e araba çarptı."
b-"NE?" Kadir benim ikiz kardeşimin ismiydi. Çocuk bana döndü ve bana doğru anlatmaya başladı:
Çocuk-"Amca, adam çarpıp kaçmış. Kadir'i ambulans aldı zütürdü." Çocukluğum sallanmayı kesti. Ama hala ses çıkarmıyor.
b-"BiR ŞEYLER SÖYLESENE! KARDEŞiNE ARABA ÇARPTI." Bugünü hatırlıyorum ama niye sessiz kaldığımı hatırlamıyorum.
Kız-"Çocuğun üzerine çok gitme. Baksana, kendinde bile değil." Evet, bir süredir kafası eğik. Bayıldım mı? Hemen yanıma koştum ve yüzümü kaldırdım. Yüzümü görünce kendimden tiskindim. Gülümsüyorum. Ben gülümsüyorum. Kardeşim bugün ölecek ve ben bu haberi duyunca gülümsedim öyle mi? Yıllarca acı çektim ben. Yıllarca arkasından ağladım. Hala bile içimdeki yaralardan biridir. Ve o gün gülümsedim öyle mi?
Kız-"Neden rahatsız oldun ki? Bu onun içsel savaşı. Kardeşine olan nefreti ona olan sevgisinden üstünmüş demek ki. Sallanmaktan sıkıldım. Hadi gidelim." dedi ve elimden tutup çekiştirmeye başladı. Ona karşı dirensem de gözümü kapatıp açınca salıncağın zinciri kopmuş bir şey kalmamıştı. Kendimi tanıyamıyorum.