11 delikli; Şimdi şöyle bir durum var. Pgiboloji bölümünün farklı farklı alt dalları var. Klinik pgiboloji, adli pgiboloji, öğrenme pgibolojisi, ve nöropgiboloji.
Adli ve öğrenme hakkında konuşmayacağım hem zaman kaybı olmasın hem kafa karıştırmasın diye. Sen merak edersen araştırırsın. Klinik p. vs Nörop. hakkında konuşacağım.

Bu senin dediğin danışmanlık yapıyor dediğin 4 yıllık üniversite sonrası yüksek lisans programlarına klinik pgiboloji seçerek başlayanlar oluyor. Benim dediğim beyinin alanlarıyla ilgilenen alan ise nöropgiboloji oluyor. Birçok pgiboloji mezunu insan beyni karmaşık olduğu için, nöropgiboloji üzerine yüksek lisans yapmayı göze alamıyor ve "amaaan, seçeyim klinik pgibolojiyi, alayım seans başı 100 liramı (en iyimser tabirle) işime bakayım" mantığıyla yaklaşıyor olaya ve klinik pgiboloji seçiyor.

Nöropgiboloji tercih edilmiyor çünkü o bölümde derslerde görülen konular sadece beynin işlevleri değil, bunun üzerine sinir sistemi, dna-gen kalıtımı, döllenme, omurilik, hormonlar, salgı bezleri gibi konular da var. inanmıyorsan yaz googleye nöropgiboloji bölümü nedir diye, göreceksin.

ilaç soruna da cevap vereyim. Bizler ilaç yazmıyoruz ama onun yerine nero-feedback dediğimiz, beyine elektriksel, manyetik uyarılar vererek, beyindeki öğrenmeye engel olan, tıkanmış alanları açıyoruz. Tabi bunu yapmak içinde başta dediğim gibi yüksek lisansını klinik pgiboloji alanından değil, nöropgiboloji alanından yapman gerekiyor.

Nöropgiboloji alanının seçilmemesinin diğer sebepleri de Türkiyede o alanda iş bulabilmenin zor olması (bu yüzden bu alanı seçenler yurtdışına gidiyor ve yurdum insanının aklına "pgibolog" denilince senin düşündüğün gibi ofis masasının önüne oturmuş elinde kağıt, kalem not alan danışan canlanıyor)

Diğer bir seçilmeme nedeni ömrünün sonuna kadar hastanede çalışacak olman. Yukarıda saydıklarımı yapabilmene bir tek hastaneler imkan verir çünkü.