/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1.
    +15 -1
    Sabah kalktınız, elinizi yüzünüzü yıkadınız, güzide bir semtte bulunan 5+1 lik evinizde kahvaltınızı hazırladınız ve bir güzel kahvaltı ettiniz. Hemde her çeşitten yiyecekle Türk sofrasına uygun bir şekilde doya doya yemeğinizi yediniz. Yanında da en kaliteli çayı içtiniz. Tıpkı diğer tanıdıklarınız gibi yüksek gelirli olduğunuz için sımsıcak bir duş yaptınız ve dışarı çıktınız. Yerde bir tane bile sigara izmariti yok. Çünkü insanlar birbirlerine aşırı saygılı. Yüzyıllar öncesine dayanan bir medeniyetin devamıyız biz. Bütün dünya bizden öğrendi bunları. Son teknoloji süper akıllı yerli telefonunuza baktınız trafik durumunu öğrenmek için. Gerçi trafik olsa ne yazar siz dünyanın en medeni ülkelerinden olan Türkiye'de yaşıyorsunuz. Arabayla gitmeyi seçtiniz. Son teknoloji yerli otomobilinize bindiniz ve yerli bir kahve zincirinden kahvenizi aldınız iş yerinize gidiyorsunuz. Yolculuk 25-30 dk sürdü. Yol boyunca bir kere bile korna sesi duymadınız, kimse gereksiz yere şerit değiştirmedi çünkü burası medeniyetin 0 noktası olan Türkiye. Normalde 15-20 dk da gidebileceğiniz iş yerinize daha geç varmanızın sebebi, asil Türk terbiyenizden dolayı her gördüğünüz yayaya yol vermenizdir. Yol verdiğiniz her yaya size içtenlikle gülümser ve yoluna devam eder.

    iş yerinize vardınız. Patron siz "hoş geldin dostum" diyerek karşıladı. Öğle saati geldi. iş yerinde öyle yemeği yerken yemekhanede sıraya girenlerin arasında en az 1 metre var. Rahatça yemeklerinizi alıp masalara oturabiliyorsunuz. Yemekte iş çıkışı arkadaşlarınızla akşam için plan yapmaya başladınız. Boğazda aşırı lüks bir restoranda yemek yemeye karar verdiniz. Fiyatlar sizin için sorun değil çünkü Türkiye'deki herkes dünyanın geri kalanına göre çok zengin ve medeni. Aylık maaşınız dünyanın en değerli para birimi olan 12.000 TL ile ölçülüyor. Dolayısıyla sizin için bir sorun yok.

    Akşam son teknoloji yerli otomobilinize atladınız ve dünyanın en temiz sokaklarından ve yollarından geçerek aşırı derecede lüks olan restorana vardınız. Kapıda sizi karşılayan yüksek Türk terbiyesi görmüş valenin cebine 200 TL attınız. O da size "çok teşekkür ederim ama bunu kabul edemem efendim" dedi. Siz de "emin ol bunu hak ediyorsun dostum" diyerek ısrar ettiniz. Kendisi size teşekkür etti ve içeri girdiniz.

    Ah ! O da ne öyle ? Kimler gelmiş kimler ? Sizde ayrı bir yeri olan bir hanımefendi de masada ! Karşısı boş ! Üstün terbiyenizle birlikte yavaş adımlarla klas bir Türk gibi masaya yaklaştınız. Arkadaşlarınız sizi karşıladı, Türklere yakışır bir şekilde selamlaştınız. Masaya oturunca o hanımla sohbete başladınız. Masada yapılan konuşma o kadar kaliteli bir düzeydeki yan masanızda oturan, o restorana girebilmek için çok ama çok para harcayan isveçliler sizi deliler gibi kıskanıyorlar. içlerinden "aman tanrım Odin bu nasıl bir medeniyettir böyle" diyorlar. Ama siz halinizden çok memnunsunuz. Yemek bitti herkes dağıldı. Gecenin ilerleyen saatlerinde o hanımefendiyi evine bırakmak için bir jest yapmak istiyorsunuz. O da üstün Türk terbiyesi aldığından dolayı ilk başta nezaketen bunu aşırı derecede bir kibarlıkla reddediyor. Siz de üstün Türk terbiyenizin çizdiği sınırlar çerçevesinde hafifçe ısrar ediyorsunuz. Sizi reddedemiyor ve kabul ediyor. Nüfus yoğunluğu az olduğundan trafik yoğunluğu da az olan temiz yollarda ilerlerken yaz için tatil planlarınızı anlatmaya başlıyorsunuz. Dünyanın en elit tatil mekanları olan Bodrum, Marmaris, Çeşme, Alaçatı, Didim, Finike, Kaş, Foça, Fethiye için yapacağınız gezileri anlattınız. Sıra geldi onu da bu tatil için ikna etmeye ama acele edin çünkü eve varmak üzeresiniz ! Başbaşa kalabileceğiniz en uygun anlardan birini yaşıyorsunuz! Üstün Türk terbiyenizle teklifinizi yaptınız. Düşünmesi için zaman da verdiniz çünkü üstün Türk terbiyesi kimseyi aceleye getirmez. Eve vardınız, iyi geceler dilediniz ve ufacık tefecik, üstün Türk terbiyesinin çizdiği sınırlar çerçevesinde bir öpücük hakkettiniz. Hanımefendinin eve girdiğine emin oldunuz ve eve vardınız. Güzel ve sağlıklı bir uyku çektiniz. Sabah ise her şey yeniden başlayacaktı.

    Peki neden dünyanın geri kalanına göre aşırı lüks bir hayat sürüyorsunuz ? Çünkü Türkiye büyük bir ülke olmasına rağmen kalabalık bir ülke değil. Dolayısıyla nüfus yoğunluğu çok az. Çocuklara verilen eğitim dünya standartlarında ve son 50 yıldır böyle olduğu için son derece medeni olan ülkemizin sanayisi, ekonomisi, sosyal olanakları diğer ülkelere oranla bir hayli yüksekte. Ürünlerimizi bütün dünyaya satıyoruz. insanlarımız çok ama çok zengin ve dünya çapında milyonlarca göçmenlik başvurusu yapılıyor. Bizim de içinde bulunduğumuz Avrupa Birliğinin diğer ülkeleri ve ABD'de bile Türkçe dersleri veriliyor. Çünkü dünya ekonomisinin kalbi istanbul'da atıyor. Dünyanın en büyük 500 şirketi listesinde tam 88 şirketimiz var.

    Hükümetimiz sosyal-demokrat bir hükümettir. Anti-göçmen politikası izlediği için dünya tarafından tepki görse de kendi vatandaşlarına yaptığı ayrıcalıkları hiçbir ülke yapmıyor. Hiçbir siyasetçi dini kullanma arayışında değil. Herkes birbirine üstün Türk terbiyesiyle yaklaşıyor, birbirlerinin dertlerini içtenlikle dinliyor ve yardımlaşmaya çalışıyorlar. Seçim barajı bulunmadığı için herkes istediği partiye oy verebiliyor. Mecliste tam 8 parti yer alıyor. Gerek başbakan gerekse başkanmız olsun devlet büyüklerimiz genç, dinamik, geleceğe yönelik büyük projeleri olan, laik, demokratik, Atatürkçü ve çağdaş kişilerdir. Her partiden insan devletinin yanında yer almasını biliyor. Seçimler 3 yılda bir yapılarak "dinamik devlet" anlayışı oluşturuluyor.

    Çocuklarımızın geleceği devlet güvencesi altındadır.
    Bu bir anayasadır. Çünkü insani gelişim endeksinde aşırı derecede açık ara dünya birincisi ve son derece medeni olan ülkemizde genç nesiller hem kendi ülkelerine hemde dünyaya iyi bir hizmet vermeleri için 3 yaşından itibaren çok sıkı bir eğitim progrdıbına tabi tutuluyorlar. Hayatlarını boşa harcayan sosyal medya ise genç nesillerden soğutuluyor. Böylece insanlığa hizmet eden, ulusal çıkarlarını benimsemiş nesiller yetiştiriliyor.

    Ülkemizin güzide spor kulüpleri Avrupa ve dünya sahnesinde çok büyük başarılara imza atıyorlar. Hatırladınız mı daha geçen sezon iki büyük takımımız Şampiyonlar Ligi Finalinde karşı karşıya gelmişti ve taraftarlar maçı tıpkı Türkiye'deki gibi yan yana, kol kola izlemişti. Bütün dünya bizim üstün Türk terbiyesi alan taraftarlarımıza hayran kalmıştı. Basketbolda ise NBA ile birlikte dünyanın en iyi iki ligini oluşturmaktayız. Euroleague'in takma adı bile var: "Turkish League". Çünkü son 8 senedir bütün şampiyonlar Türkiye'den çıkıyor. Zaferler ve kupalar eskisi kadar tat vermiyor.

    TV dizilerimiz 45-50 dk sürüyor. insanları melankolik yapacak diziler yerine bir anlamı olan, insanlara bir şeyler öğretmeyi amaçlayan elit diziler çekiliyor. Bütün dünyaya dizilerimizi yolluyoruz ve insanları dünyanın en güzel dili olan Türkçeye ilgi duymasını ve Türkçeyi öğrenmesini sağlıyoruz.

    Türkler olarak, başka bir ülkeye gitme ihtiyacı hissetmiyor ve ülkemizde gayet mutlu bir şekilde yaşıyoruz...

    Vay be hayale bak amk
    ···
   tümünü göster