0
Eve geldiğimde babam camideydi annem ise kendine köyden yeni bir arkadaş edinmiş oraya gitmiş.
Babamdan evin anahtarını alıp eve gittim, yol yorgunu biraz uzanmak istedim.Üzerimi çıkarıp duş aldım ve yatağıma yattım. Başımı yastığa oyduğumda bu taşındığımız evde ve bu evde başıma gelenleri düşündüm.Ben kimseye zarar vermemişken Hoca bana 3 tan şerliyi öldürdüğümü söylüyordu. Düşündüm….
Ben nasıl yapmış olabilirim diye düşündüm. Hocanın yazdığı ve bana okutmaya çalıştığı Arapça yazılar aklımı kurcalamaya başlamıştı. Hoca da o kadar zaman boyunca ne arayıp sormuş ne telefonları açmış ne de ortalıkta görünmüştü.
Saat öğle cıvarlarındaydı, düşüncelerden uyku tutmadı. Hocanın nerede olduğunu düşünüyordum. Kalktım camiye gidip babamdan arabanın anahtarını istedim, babam Toros u satıp yerine Renault bir araba almıştı. Babama hocayı bakmak için gidiyorum desem izin vermezdi. Ben de liseden arkadaşlarla buluşucam, bekliyorlar dedim. Pek yeni arabasını vermeye hevesli olmasa da anahtarı almıştım. Yola çıktım bir süre sonra hocanın evinin önüne geldim. 2 katlı dışı sıvasız terasında kocaman Pazar şemsiyesi ve kapısının önünde inşaatta kullanılmış pis bir el arabası vardı.
Dikkatimi çeken bir diğer şey ise camlarda hiç perde yoktu. Terk edilmiş gibiydi, ama hoca yıllardır aynı yerdeydi, ona da babasından kalan evini arazisini terk edip nereye gidecekti ?
Etrafa biraz daha bakındım karşı tarafında yüksek bir tepe vardı oraya geçtiğimde evin üzerinde ki şemsiyenin altında inşaat ustaları vardı yemek yiyorlardı.
Selam verip bir şey sormak istediğimi söyledim. içlerinden biri kalktı gel yeğenim yukarıda sor yemek yiyelim dedi, yemek olayını nazikçe reddetsem de merak ettiklerimi sormak için ustalardan biri evin kapısını açmak için aşağı indi.
Kapı açıldığında içeride çimento torbaları inşaat küreği kum vs… envayi çeşit inşaat malzemesi vardı.
Yukarı çıkıp bende şemsiyenin altına oturdum ve Hocanın nerede olduğunu, evin neden bu halde olduğunu sordum.