+14
-1
Son cümle sanırım biraz canını acıtmıştı. Kafasını önüne eğdi. Sustu. Uzunca bir süre bende sustum. incir konusundaki yeteneğimden bahsetmiştim. Durduk yerde evdeki yiyişmemiz geldi aklıma. gibim sertleşmeye başladı. Beynimi gibeyim böyle bir akşam yakalamışken konuştuğum konulara bak. Kolumu boynuna doladım,
+ Bana bak, gel mantık olayını bir kenara bırakalım ve can sıkıcı şeylerden konuşmayalım. Akışına bırakalım bakalım ne olacak..
Hiç cevap vermedi. Ama kafasını göğsüme koydu, bu tasdiklediğini belli ediyordu. Bacakları gözükmesin diye bana doğru çevirmişti, ay ışığında harika gözüküyorlardı. Kolumu aşağıya indirip beline doladım. Hiç ses etmiyor kafası göğsümde denizi izliyordu. Saçlarını koklamaya başladım.. Bir taraftan da saçlarını okşuyordum. Kafasını kaldırıp bana baktı.. Gözlerine şefkat vardı. Bilmiyorum aşk gibi değil, daha çok küçük çocuğunu seven bir anne şevkati vardı. Yavaşça yanağından öptüm. Sonra bir daha öptüm. Yanağına küçük küçük öpücükler konduruyordum. Yavaşça yüzünü çevirdi, öpücüklerim dudağının kenarına değiyordu. Saat ilerlemiş, etrafımızda çok insan kalmamıştı. Daha sonra dudaklarından öpmeye başladım. Deli gibi karşılık veriyor dilini ağzımda hissediyordum. Dilini ısırdım, tebessüm etti, dudaklarımı emmeye başladı. Deli gibi sahilde öpüşüyorduk. Yere uzandı, üstüne çıktım, dudaklarını emmeye devam ettim. Sağ bacağını hafif yukarı çekti, elimle baldırlarını okşuyordum. Sol bacağını da kenara çekip bacak arasında girdim ve kazık gibi gibimi eteğinin üstünden dıbına dayadım. Derin bir oh çekti. Klagib etek olduğu için çok fazla hareket şansı vermiyordu, ama kalkmışın Allahı olmaz, fermuarımı açmaya çalışırken elimi tuttu.. “Burda olmaz”