0
bir kızla ya da bir iş verenle konuştuğunuzu düşünün. size bir yol gösterici gerekiyor değil mi, ya zihninizle \"ne desem doğru olur bu işi almam için/bu kızı düşürmem için?\" sorusunun cevabını arayacaksınız ya da işi gibinize-taşağınıza bırakacaksınız ve onun sizde uyandırdığı telkinleri izleyeceksniz.
eğer zihninizi izerseniz koltuğun ucuna oturur ve kambur bir halde durursunuz ki karşı tarafa kötü bir izlenim vermeyin.
eğer gibinize kulak verirseniz koltuğa yayılır ve çok rahat bir görünüm verirsiniz ki karşı taraf da rahat olsun ve sizin rahatlığınızda kendinize güveninizden etkilensin.
eğer zihninizin size söylediklerini izlerseniz çok kibar, dikkatli, kontrollü zorlama bir güleryüzlü ama stresli gergin doğrucu bir anlatım izlersiniz.
eğer gibinizin size söylediklerine kulak verireniz rahat gibine takmayan, hafif esprili, vurdumduymaz, dikkatsiz, kontrolsüz, samimi, içten, kendine fazla güvenli, umursmaz bir tutum izlersiniz.
eğer zihninize kulak verirseniz zihniniz sizi işi almanız için rol yapmaya, aşırı özen göstermeye, kalp kırmanta çekinmeye, zorlamalı bir iyicilliğe, zorlamalı bir anlayışçıllığa, alttan almaya, hoşgörmeye, üstelememeye, geniş yürekliliğe ve gereksiz bir sabıra teşvik eder.
eğer gibinize kulak verirseniz size herkese hak ettiğini vermeye, hafif alaylı konuşmaya, rol yapmadan kendiniz olmaya, ciddi olmaya, bir saldrı gelirse hemen tepki vermeye, kendini asla ezdirmemeye, yeri gelirse laf sokmaya, başabaş mücadeleye yönlendirir.
şimdi siz karı olsanız, ya da işveren olsanız kimi seçersiniz. zihniyse sizi salak yerine koyan rol kesen betayı mı, yoksa samimi olan delikanlı yeri geldimi size karşı da durabilecek alfayı mı.
gibiniz size \"sen en önemli kişisin\" der ve her durumda ve her şartta sizi merkez alır. ve siz sizin dünyanızda en önemli kişisinizdir.
zihniniz ise toplumn ve ailenizin dayattığı saçmalıkların doğruluğunu baz alır ve onları her ne pahasına olursa olsun savunur. sizin yok olmanız pahasına olsa bile