-
126.
+6Tekrar karakola döndüğümde artık Bingöl çok soğuk olmuştu. Mevsim şartları bizi çok zorluyordu.
Hatta o kadar çok zorluyordu ki,tutulan bir nöbet 2 saat iken,1 saate çekilmişti. Fakat kısa süre nöbet yazılınca da zırt pırt nöbet vakti geliyordu.
O zaman herşey yolundaydı. Kızla aramız iyiydi.Ben artık tezkereci sıfatında bir asker olduğum için de karakolda rahatlamıştım. Ivır zıvır işleri alt devreler yapıyor,
biz gib gibi yatıyorduk. Sadece baykuş olduğum için (askerde gece vardiyasına baykuş denilirdi) gece nöbetlerinin soğuğundan dolayı sıkıntı çekiyordum. Onun haricinde
herşey gayet iyiydi. Hiçbir problem yoktu...
31 aralık gecesi, saat 12-2 nöbetim vardı. Yani yeni yıla nöbette girecektim.Her 12-2 nöbetimde hatunu arardım, vakit geçerdi, konuşurduk.O gece malum yılbaşı olduğu için
hatun dışarıya gezmelere falan gitmiş, içiyor,eğleniyor, takılıyor işte. Tabii benim telefonu kim gibler? Tülay'ı arıyorum o bile açmıyor dıbına koyayım.
Ama öyle aklınıza hemen reşatı getirmeyin.Bu hikayede reşat yok beyler :D Hal böyle olunca ben biraz bozuldum ama bu kez hemen koyvermek istemiyordum. Sonuçta kız
hava değişiminde ondan vazgeçtiğimi, başka biriyle bir süreliğine flört ettiğimi düşünüyordu.Bu yüzden ona şunu yapma, bunu yapma diyememiştim. Halbuki o kadar mevzudan
sonra ağzına sıçmam gerekirdi o ayrı. Kız şehir değişiyor Tülay haber veriyor, aramıyor etmiyor,ben hala o dönem diyorum ki,fazla sıkmayayım kızcağızı. Aptallık işte.
Onun dışında kızla herşey olağan, fena değil, ilerliyoruz öyle. Yine aramızda gibik bir mesafe var ama. Dönünce halledebilirim diye kendime telkinler veriyorum.
Fakat şimdi esas geleceğim konu, askerdeki en büyük travmam. Yani beni birçok sıkıntıya sokan, geceleri uykularımı bölen, başlığın "bir garip askerlik hikayesi" olmasını
sağlayan, tarihte belki de bir eşine rastlayamayacağınız bir olay. Tarihte bir eşine rastlanmayacak kadar gerizekalılık olarak da nitelendirsek yanlış olmaz açıkçası...
başlık yok! burası bom boş!