/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 351.
    +6
    Hastaneye vardım. Resepsiyondan Halime teyzenin yerini de öğrendim ve hemen odasına doğru gittim. Meryem kapısının önünde duruyordu.

    b-"Meryem. Halime teyze nasıl?" Çok bitkin gözüküyordu.

    Meryem-"Bilmiyorum. Bana da bir şey söylemiyorlar."

    b-"Ne oldu?"

    Meryem-"Birden sancılandı. 112 yi aradım. Şimdi de odaya zütürdüler. Bir Bine. Anneannem ölmez değil mi?" dedi ve bana sarıldı.

    b-"O güçlü bir kadındır. Ölmesine imkan yok." Doktor odadan çıktı ve:

    Doktor-"Hasta yakını hanginiz?"

    Meryem-"Benim. Hasta yakını benim."

    Doktor-"Hastamızın durumu iyi. Hasta ile konuşabilirsiniz. Ama fazla yormayın." dedi ve gitti. Meryem de içeri girdi. Yarım saat kadar bekledim. Sonra Meryem dışarı çıktı. Biraz daha canlı görünüyordu. Doktorun iyi haberi zaten onu sevindirmişti.

    Meryem-"Anneannem seni görmek istiyor."

    b-"Beni mi? Rahatsız etmeyeyim."

    Meryem-"Çok ısrarcıydı."

    b-"Tamam giriyorum. Zaten sohbetim fazla uzun sürmez." dedim ve Cehase de yanımda içeri girdim. içeri girerken soğuk bir his hissettim. Sanki bu sıcak hastanede ağzımdan buhar çıkacakmışcasına bir soğukluk. Titredim. Belki de Halime teyzenin ölümünden öyle korkuyorumdur ki... Belli etmesem daha iyi.

    b-"Halime teyze, bizi çok korkuttun."

    Halime-"Ben de seni bekliyordum."

    b-"Hayırdır Halime teyze beni çağırmışsın."

    Halime-"Bir Bine, yaklaş oğlum. Sesimi fazla çıkaramıyorum. Kulağına bir şey söyleyeceğim." dedi ve ben de yaklaştım. Cehase de omzumda duruyor. Galiba o da kulağıma söyleneni dinlemek istiyor.

    Halime-"Huzura kavuş küçük kuş. Bize yasak olan cennet bahçelerinde uç." dedi ve Cehase'ye dokundu. Hemen geri çekildim. Cehase yeşil parlamaya başladı."

    Cehase-"Gitmek... istemiyorum... Bir Bine... Düşman... Başından beri dibimizdeymiş... KAÇ... " dedi ve huzura kavuştu. Kapıya doğru koştum ve kapı kayboldu. Pencerelerden atlarım dedim onlar da kayboldu.

    Halime-"Beni hatırlamıyorsun değil mi?"

    b-"CEHASE'Yi NEDEN HUZURA KAVUŞTURDUN?"

    Halime-"Bir tek Cehase değil. Raf ve Ref de huzura kavuştu. Tabi ilk önce bedenlerinin ölmesi gerekti." dedi ve cansız bedenlerini önüme attı. Kedi hallerini ilk kez görmüştüm. Kafam zonkluyor. Neden? NEDEN? O KiM? Üzerine koştum ve yumruğu salladım. Kaçmaya bile çalışmadı. Yumruğu yedi ve yere düştü.

    b-"Neden? NEDEN? SENi AiLEM OLARAK GÖRMÜŞKEN NEDEN?"

    Halime-"BEN ZATEN SENiN ASIL AiLENiM APTAL. DiĞER HERKES SAHTE! HALA BENi HATIRLAMIYORSUN BiLE! BUGÜN CENNETTEN KOVULDUĞUMUZ GÜN. 21 ŞUBAT. 24 YAŞINDAYDIK. YASAK ELMAYI BERABER YEDiK. YÜZLERCE ÇOCUK YAPTIM SANA! HATIRLA ARTIK!"

    b-"SEN NE SAÇMALIYORSUN? BENiM iSMiM BiR BiNE. BENi BAŞKALARIYLA KARIŞTIRIYORSUN!"

    Halime-"Senin ismin Adem. Benim ismim de Havva. Cennetten ikimiz de beraber kovulduk. 24 yaşımızdaydık. ikimizin de kanı kaynıyordu. O elma orada duruyordu. Her şeyimiz vardı ama yine de o elmayı istedim. Sen de benim için koparıp yedin. Sonra dünyaya sürgün edildik. Ve birbirimizi hep sevdik. Seviştik de. Yüzlerce çocuğumuz oldu. Çocuklarımız birbirleriyle evlendi ve onların da çocukları oldu. iki evladımızla tanıştın bile. Onları bile hatırlayamıyor musun? Günahkâr oğlumuz Dagaar. Yani Kabil. Masum oğlumuz Habil. Kendisine Tanrı diyor artık. Habil ve Kabil sen her doğduğunda yarışırlar. Ruhunu almak diye sana söylediler ama bu yarışmanın kuralı. Gerçek tanrının koyduğu bir kural. Sana kim olduğunu hatırlatmak için yarışırlar. Eğer ruhunu ikisinden birine satmayı kabul etseydin sattığın oğlum sana gerçekleri gösterecekti. Böylece de bu lanet üzerimizden kalkacaktı. AMA SEN HiÇBiR ŞEY HATIRLAMIYORSUN. BU BEDENDE MiLENYUMLARCA YILDIR HAPiSiM. BU KADAR YAŞAMAKTAN BIKTIM!" Duyduğum bu kadar şeyi bir anda idrak edemedim. Hiçbir şey hatırlamıyorum.

    b-"Eğer dediğin gibiyse o zaman benim de ölümsüz olmam gerekmez mi? Ve senin de genç olman... "

    Halime-"Nilay'dan da gördün. Bedenin yaşını istediğim gibi değiştirebilirim. Hatırlamadın. Yine. Bugün son günündü. Ve ikimizin de laneti farklı. Ben bu ölümsüz bedende hapisim, sen ise her şeyi unutup tekrar tekrar dünyaya geliyorsun. Her 24 yaşındayken ve Şubat'ın 21 inde eğer hatırlamazsan ondan sonraki günler sen ölene kadar yanında sevdiğin ne kadar insan varsa acı çekiyor. Biz de dahil. Eğer hatırlarsan lanetin kalkacak ama hatırlamamakta ısrar ettin." dedi ve boynumdan tutup kaldırdı.

    b-"Raf ve Ref'i... Kaçıran sendin... "

    Halime-"Ben sadece adamı manipule ettim. Bir de Raf ve Ref dışarı çıksınlar diye biraz büyü yaptım. Devdıbını adam kendisi yaptı. O merminin sana gelmesini isterdim. En azından ölüm anında korkup ruhunu oğlunuz Kabil'e satabilirdin. Ama insan faktörünü unuttum. Ve Nilay'ın plandan haberi yoktu. 1820'li yıllarda da seni Nilay kurtarmıştı. Ondan sonra da sana olan aşkından dolayı Habil'in yanına katıldı. Ne aptal ama. Bu insanlar sadece bizim çakma versiyonlarımız. Biz ikimiz tekiz. Biz ikimiz ebediyiz. Ama bu sefer de olmadı. Umarım gelecek sefer hatırlarsın. Şimdi öl ve yeniden doğ." dedi ve boynumu kırdı. Öldüm...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster