-
351.
+4Yolda ilerlerken birini gördüm. Bu Mert.Tümünü Göster
b-"MERT!" Seslendiğimi duyunca yanıma geldi.
Mert-"Aaa Kanka. Uzun süredir görüşemiyorduk. Hiç aramıyorsun da ha vicdansız."
b-"Kanka. Burada 2 tane kedi gördün mü? Yıllar önce sana göstermiştim."
Mert-"Hayır kanka. Kedi falan görmedim. Ama bizim mahallenin çocukları ara sokakta kedi seviyolardı diye duydum."
b-"Hangi sokak?"
Mert-"Bu ne telaş?
b-"Kanka o kediler önemli. Emanetlerdi bana. Onları bulmamız lazım."
Mert-"Tamam kanka. Senin için önemliler ise gidelim." Önden koşmaya başladı. Ben de arkasından koşuyordum. Umarım sağ salim buluruz. Ara sokağa geldik. Çocuklar etrafını sarmışlar bile. Aralarından geçtim ve baktım. Evet. Ref bu. Çocuklardan korkmuş ve kenarda titriyor.
b-"ÇEKiLiN LAN!" diye bağıdım. Çocukların bazıları çekildi. Birisi de:
Çocuk-"Kedi senin mi dıbına koyayım?" dedi. Ona tam yumruğu vuracakken Mert elimden tuttu:
Mert-"Kanka. Sakin. Çocuklar, bu kedi onun. Bir de siyah bir kedi vardı. Gördünüz mü?"
Çocuk-"Bir amca bu kediyi buraya bıraktı. Elinde bir tane de siyah kedi vardı. Şu tarafa gitti." Başka bir ara sokağı gösterdi. O sokağı döndüğümde orada olabilir. Ref'i kucağıma aldım ve:
b-"Ref. Korkmana gerek yok. Benim."
Ref-"Bir Bine abi... Özür... Dilerim. Sadece oynamak... istemiştik... "
b-"Konuşmak için kendini zorlamana gerek yok. Şimdi Raf'ı da bulacağız. Merak etme. Size zarar gelmeyecek." dedim ve çocuğun dediği yere doğru koşmaya başladım.
Çocuk-"Abi, adam silahlıydı." Bunu ben duymamıştım. Ama Mert duymuştu. Arkamdan koşmaya başladı. Bir terslik olduğunu anlamıştı.
Mert-"Bir Bine. Yavaşla."
b-"Yavaşlayamam. Onların başına bir şey gelsin istemiyorum." Koştukça koştum. Sonunda dönüşe geldim. Tam dönecekken Mert üzerime atladı. Bir el silah sesi geldi. Mert üzerimdeydi. Ben de yerde. Ref de Mert'in üzerime atlamasıyla ileriye uçmuştu. Adam silahı üzerime doğru tutuyordu. Mert yaşıyor mu? Kafamı kaldırıp baktığımda adamı gördüm. Bana silah tutan adam... Karatedeki ustam?
Usta-"SENiN KIZ ARKADAŞIN YÜZÜNDEN HAYATIM MAHVOLDU! HER ŞEYiMi KAYBETTiM! O DA SENi KAYBEDECEK! YILLARCA HAPiS YATSAM DA ÖLECEKSiN!" Raf'a baktım. Orada, kenarda titriyor. Ustanın arkasında biri belirdi:
Nilay-"O kadar yaşayacak zamanın olmayacak." dedi ve arkasından boynunu kırdı.
b-"YAPMAA!" desem de geç kalmıştım. Ustanın cansız bedeni çoktan yere düşmüştü bile. Hemen yanıma koştu ve Mert'i üzerimden çekti.
Nilay-"Bir Bine, iyi misin?" Hemen ayağa kalktım ve Mert'in yanına gittim. Kan akıyor. Ölüyor mu?
b-"Mert. Dayan. Seni hastaneye yetiştireceğiz."
Mert-"Kendimi iyi hissetmiyorum." Göğsünde delik var.
b-"Nilay, bir şey yapamaz mıyız?"
Nilay-"Ben bir şey yapamam." Cebimden telefonu çıkardım ve 112 yi aramaya çalışıyorum ama arayamıyorum. Telefonum kardan dolayı ıslanmış, dokunmatiği çalışmıyor. (E250 yi değiştirdiğini söylememe gerek var mı?)
b-"LANET TELEFON. ÇALIŞMAYACAK ZAMANI BULDU!" Mert elimden tuttu ve:
Mert-"Korkuyorum." Üzerimde çok pgibolojik baskı var. Ne yapacağım? Düşün düşün...
b-"Nilay. Telefonun varsa git ambulansı ara. Yoksa yardım çağır."
Nilay-"Tamam." dedi ve sokağa doğru koştu. Mert parlamaya başlıyor.
b-"Hayır hayır... MERT. DAYAN!" Nefesi git gide güçsüzleşiyor. Nilay nerede kaldı? Cehase nerede? Yine bana kim bulaşıyor? Neden direk bana gelmiyor da sevdiklerime acı çektiriyor? Mert son nefesini verdi.
b-"Mert. Cevap ver Mert. MERT." Ruhunun kalktığını gördüm. Kurtaramadım mı? Lütfen ölmesin. Lütfen lütfen... Bedenine bir şeyler oluyor. Bedeninden kanatlar çıktı ve Mert'in ruhunu sardı. Ve yavaş yavaş ruhu bedenine çekmeye başladı. Ve Mert birden gözlerini açtı. Nefes nefeseydi. Oturmaya çalıştı ve yerde oturdu. Sanki hiçbir şey olmamış gibi.
Mert-"Az önce ne oldu?"Ref'e bakmaya başladı. Ref de Raf'ın yanına gidiyordu.
Mert-"Ben mi yanlış görüyorum yoksa oradaki çocukların kuyruğu mu var?"
b-"Onları görebiliyor musun?"
Mert-"E evet. Cosplayler galiba. Kediler nerede?"
b-"Sen onları nasıl görebilirsin."
Nilay-"Düşündüğüm gibi. Kelebeğin hediyesi."
b-"Kelebeğin hediyesi mi? Yani 3 günü mü kaldı?"
Mert-"Bu kız... " Hass. Kelebek Nilay'ın kılığında Mert'e gözükmüştü değil mi?
Nilay-"Ben düşündüğün kişi değilim. Sana açıklamama izin ver. Benim gibi gözüken bir kelebek ruhu sana öldüğünde 3 ek gün yaşaman için ruhunu feda etti. Yani 3 gün sonra öleceksin."
b-"Böyle mi anlatılır!"
Mert-"Hahaha. Saçmalamayın. Bir Bine, sen bu saçmalığa inanmıyorsun değil mi?"
b-"Sana göstermem gerekiyor demek ki." dedim ve Mert'i de ayağa kaldırdım. Gerçekten göğsündeki delik bile gitmiş. Beraber caddeye çıktık. Kediler kucağımdaydı. Bir daha da asla bırakmam. Nilay arkada cesedi halledeceğini söyledi. Birinin gözümün önünde öldüğünü görmek... Ruhunun çıktığını görmedim ama. Neden bilmiyorum. Nilay'ın işi olmalı.
b-"Caddeden geçen herhangi birini durdur." Mert dediğimi yaptı ve birini durdurdu.
Mert-"Bakar mısınız, arkadaşım size bir şey soracak da."
-"Buyrun."
b-"Benim kucağımda şu anda ne var?"
-"Biri siyah biri beyaz 2 tane kedi var." Mert şaşırmış gibiydi. Bu şekilde öğrenmesini istemezdim.
b-"Teşekkürler." dedim ve adam yoluna devam etti.
b-"Şimdi anladın mı? Bu şekilde öğrenmeni istemezdim."
Mert-"Ben şimdi öldüm mü?" Mert bembeyazdı.
b-"Hayır. Kelebeğin hediyesi sayesinde yaşıyorsun. Merak etme. Senin yaşaman için bir yol bulacağım. Ölmeyeceksin."
Mert-"Nasıl bulacaksın? Arada kendi kendine konuştuğunu görürdüm ama... "
b-"Bunları atlatacağız merak etme. Senin yaşaman için her şeyi yapacağım. Yemin ederim."
Mert-"Sana güveniyorum... Ama şu an kendimi iyi hissetmiyorum. Eve gidip biraz dinlenmek istiyorum."
Dagaar-"Son 3 gününde uyumak mı istiyorsun yani?" Mert yanına döndü ve çığlık attı. Yere düştü ve sürünerek geri çekildi.
b-"Korkmana gerek yok. Onun ismi Dufy Daag"
Dagaar-"O KiM LAN! BENiM iSMiM DAGAAR. BU iSMi ÖĞRENEMEMEK iÇiN IQ NUN 10 OLMASI FALAN LAZIM!"
b-"Geldiğin iyi oldu. Onu yaşatmanın bir yolu varsa bilsen bilsen sen bilirsin."
Dagaar-"Biliyorum, ama bilgi pahalıdır. Ruhunu... "
b-"Reddediyorum."
Dagaar-"ARKADAŞIN ÖLECEK AMK. NASIL HALA REDDEDEBiLiYORSUN! ARKADAŞLIK GURURUN FALAN DA MI YOK!"
b-"En son çare sana ruhumu satarım. Ruhumu satmadan da kurtarmamın yolunu söylemeyeceksin herhalde."
Dagaar-"Söylemeye niyetim yok."
b-"Belki de Tanrı daha iyi bir teklif yapar... "
Dagaar-"Tamam tamam. Söyleyeceğim. Koskoca milenyumum düştüğüm duruma bak. Ruhunu birine satarsa sahibi bedeninin ölüm süresini ayarlayabilir. Sarı cadı gibi. Onun ölüm süresi Tanrı'ya bağlı."
b-"Anladım. Mert, bu çözüm yolunu kabul ediyor musun peki?"
Mert-"Şu an düşünemiyorum. Bilmiyorum."
b-"Anladım. Peki başka bir yolu var mı?"
Dagaar-"O çocuk çoktan öldü. Sence başka yolu var mı?"
Nilay-"Sana tavsiyem Tanrı'ya katılman. "
Dagaar-"NE TANRISI AMK KARISI. HER YERDEN FIRLAMA. ÇOCUK. BANA KATIL. BiR DAHA ASLA ÖLÜM SENi KORKUTMASIN."
Mert-"Ben... Bir Bine. Çıldıracağım... "
b-"Dagaar ve Nilay. ikiniz de gidin. Karar verince sizi çağırırım. Henüz zihnen hazır değil." Dagaar direk kayboldu ve:
Nilay-"Tamam. Ama bir şey olursa beni hemen çağır."
b-"Tamam." dedim ve Nilay da gitti. Mert ise kenarda büzüşmüş oturuyor. Raf ve Ref de uyuyor.
b-"ilk önce Raf ve Ref'i eve zütürelim. Sonra ne yapacağımızı tartışırız. Ne dersin?"
Mert-"Tamam." dedi ve ayağa kalktı. Ben önden o da arkamdan yürümeye başladı.
başlık yok! burası bom boş!